Gökleri Mühürleyeceğim [1]

Bölüm 86: Cenneti ve Dünyayı Ayırt Eden Şeytani Lambalar!

Meng Hao'nun gözleri parladı, "Yerdeki yedi petrol lambasına baktığında mühürü kır" dedi. Onlara bir süre baktı, onlara doğru çekildi.

Patrik Hazine'nin katillerini görmezden geldi. Tüm önceki hazineleri yağmaladıktan sonra, artık Patrik'in çıkmayacağından emindi.

"Ne yapıyorsun !?" Onun yeraltı odasında, Patriğin Güvenlim'in öfkesi yeni boyutlara yükseldi. Ancak, Meng Hao'nun yüzündeki bakışa bakarak, kalbinde korku çığlık attı. Meng Hao'nun gitmesine izin verdiği için pişman olmaya başlamıştı. Gözlerine bakmak, Meng Hao hazinelerini çalmaya başladığında ortaya çıkmış olan görünümden bile daha güçlü idi.

Mantar Hao, Patrik Gereksinimini göz ardı ederek, tamamen güvensiz olduğunu biliyordu, yedi lambaya baktı. İnsanlar etrafında yavaş yavaş yürüdü, düşünceli görünüyordu.

Alınan her adım doğrudan Patriarch Reliance'ın kalbine iniyordu.

"Önemli değil," dedi Patriarch Reliance kendisini rahatlatma girişiminde bulundu. "Bu küçük piç yalnızca Qi Yoğunlaşmasının dokuzuncu kademesinde. Şeytani lambalardan manevi enerjiyi alamaz ... "" Gözleri, Meng Hao'yu görünce genişledi, lambalar etrafında birkaç daire yaptıktan sonra meditasyon yapmak için çapraz bacaklı oturun.

Meng Hao orada oturdu, gözleri yanıp sönüyordu. Tereddütsüz görünüyordu, ama çok geçmeden kararlılığı gözlerini doldu.

"Patrik Reliance beni aldattı. Birkaç değerli hazinesini almak beni sakinleştirmek için yeterli değil. Bu manevi enerjiyi de alacağım. Sonra nihayet rahatlayacağım "dedi. Meng Hao, Patriğin verdiği tek düşük dereceli Ruh Taşını düşündüğünde dişlerini kesti. Ve sonra zehir meselesi vardı. Meng Hao'ya göre, zehirden kurtulmamak onu umutsuzluğa sürüklemişti.

"Değerli eşya, yedi lambadan gelen manevi enerjiyi ememez, çünkü onlar duygusal değildirler .... Güzel, kendim emeceğim! "Gözlerini birden kapattı ve yanan petrol lambalarından dökülen ruhsal enerjide nefes almaya çalışarak, Yetiştirme tabanını döndürdü.

Ancak ruhsal enerjiyi ne kadar emmeye çalışsaydı, yağ lambalarını terkettiği anda, toprağa emilirdi. Yer altı odasında derin Patriarch Reliance rahatlamak için büyük bir rahatlama içindi.

"Meng Hao, seni küçük punk, ne yaparsanız yapın, işe yaramayacaktır. Gerçekten manevi gücümü çalmaya cesaret edermisin? "Patrik Reliance, biraz acı olmasına rağmen doyurucu bir şekilde gülüyor. Meng Hao'nun kulaklarına vardığında, bir süre kaşlarını çattı. Sonra yüzü yine sakinleşti.

"Kararsız olmaya gerek yok, Patrik" dedi serin bir sesle. "Daha yeni başladım."

Patrik Reliance şokta baktı.

Meng Hao'nun kapadığı gözleri, Shangguan Xiu ile savaşının imajını hatırlatırken ve Little Tiger'ın inci olan Qi Condensation'ın onuncu seviyesine ulaşmasını sağladığı şekliyle hareket etti.

İstediği yöntem buydu. O, Qi Yoğunlaşmasının onuncu seviyesine geri dönecekti. Qi yoğunlaşmasının onuncu seviyesindeki inanılmaz güç onu kendisini cennetten ve dünyadan koparsa bile, Meng Hao, lambaların ruhsal gücünü alıp almayacağını görmek istiyor.

Efsanevi onuncu Qi Yoğunlaşması seviyesi antik zamanlarda var olmuştu, fakat şimdi Göklerle yasaklanmıştı, kesildi. Fakat Meng Hao, bir kere daha onuncu seviyeye ulaşmıştı ... kesilen yoldan yürüdü.

Düşüncelerini ve nefesini bir araya getirdiğinde, vücudu yavaş yavaş kurumuş gibi görünüyordu. Kafasındaki Spiritüel Duyginin ince ipi düşüncelerini dolduruyor gibiydi. Bütün varlıklarını Qi Yoğunlaşmasının onuncu seviyesine girmek için neyin benzer olduğunu hatırlamaya odakladığı için tuhaf ve olağandışı bir duruma düştü.