"Abi kes şunu kız kaçıcak!!"
dik dik bakan mecit karşısında sus pus oturmuş olsada rezil olmak istemiyordu hiç. Kaç saattir kızı dikizliyordu Allah bilir. Etrafındakiler hariç kızın ilgisini bir türlü çekememişti zaten. Taşkın ağzına aldığı büyük lokmayı çiğnerken, göz ardı ettiği arkadaşını hatırlayıp tekrar baktı insaf et dercesine
"Kaç saat daha oturucaz olmuyor işte kız sana bakmıyor bile olum. Hadi gidelim artık bu üçüncü pasta zehirlenicem"
"Biraz daha duralım sohbet ediyomuşuz gibi yap gül arada komik, eğlenceli biri oduğumu sansın"
"Kardeşim git konuş hoşlanıyorum de, sana aşık oldum.Her günüm seni düşünmekle geçiyor, sensiz yapamıyorum"
"Hişşş! Bakıyor oğlum gül bir şey yap"
Taşkın derin bir nefesin ardından tekrar pastaya gömüldü. Şuan meciti parçalamak istiyordu. Ya da dört dörtlük bir dalışla sağ gözden sol göze geçişin mükemmelliğini ona yaşatabilirdi. Zaten yaşadığı şokları da atlatması uzun sürmüştü. Tolga herkesin içinde onu öpmüş, yetmiyormuş gibi kolundan sürükleyip götürmüştü. Rezil olmuştu resmen bu duruma yalan bulmakta zorlansada sonunda başarmış, gey kişiliğini kapılar arkasına saklamıştı. Ama o günden sonra tolgayı bir daha asla görmemişti. Belkide çok kızdı ya da ortalıklarda görünmek hoşuna pek gitmiyordu.
"Ne düşünüyorsun?"
"hıı!! "
" Daldın yine, kimi düşünüyorsun diyorum? "
" Hiç, sen işine bak"
"Onu düşünüyorsun değil mi? Hani şu başından geçen talihsiz olayda ki şahsı?"
"Anlattım ya, tolganın kafası güzelmiş sadece ne yaptığını o da bilemedi. Belki de beni hoşlandığı biri zannetti ya da görmek istediği kimse."
"Belki de o da benim gibi platoniktir olum.Yalnız kimden hoşlnıyo bilmiyorum ama büyük rezil oldu"
"Gülmeyi keser misin? Ben gidiyorum sana iyi avlat mecit"
"Nereye lan!!Dur biraz gülmek istememiştim."
Masadan kalktı, yanındaki ceketide alıp içindeki karmaşadan kurtulmak için çıkışa yöneldi. Mecit daha ne olduğu anlamadan arkadaşının gidişini seyretti. Arkasından seslenip seslenmemek için tereddüte kalsada sevdiği kızın kıvrımlı belini burnunun dibinde görünce yutkundu ve arkasına yaslandı.
"Çikolatalı pasta siparişi sizin miydi? "
...
Hızlı tempoda yokuştan çıkarken nefes nefese kalmıştı. Etraf çok sessizdi ne kargalar ne de rüzgar esintisi hiç bir şey yoktu. Anahtarını çantadan çıkardı sağa sola bakınmadan çabucak anahtar deliğine tıktı.Kapı büyük bir gıcırtıyla açılırken yüzünü buruşturdu yine. İçeriye adım atmasına izin vermeyen sertçe yüzüne geri çekilen kapı olmuştu. Ensesinde hissettiği rüzgar esintisi değil bildiğin birinin sıcak nefesiydi. Her darbede tüyleri diken diken olsada nabzı yükselmiş, kalbinde ritmik bozulmalar oluşmuştu. Arkasını dönemiyordu ama hala sıcak nefesi ensesinde hissedebiliyordu. Sonra iki kol kıstırınca bedenini ortada savunmasız kaldı.
"Taşkın!"
Sesi tanıdık olması heyecanını ikiye katlıyor, normal bakışları büyüdükçe, göğüs kafeside ona eşlik ediyordu. Kendini kapıya sırtı gelecek şekilde çevirdi. Gözlerini kapatmıştı neden yaptığını bilmiyordu ama korkuyordu genç adam.
"Gözlerini aç!"
Başını iki yana sallayıp daha çok sıktı. kirpikleri iç içe geçmiş hafiften nemli
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARADIĞIM ADAM(GAY)- Tamamlandı-
RomanceSon nefesim... Bir virüs gibi bulaşıcısın sen be adam!! Ama seni nedense yok etmek içimden gelmiyor,daha çok bağlanıyorum öleceğimi bile bile...