Ömründe duyduğu en güzel soruydu bu genç adamın. Aşık olmak, evet bunu sevdiği adamdan duydu az önce.Susmak ya da dizginlemek mi gerekirdi yaşadığı hisleri şuan için .Bu bir saçmalık, kaderin kurduğu bir komplo teorisi,bir intihar yönelimi. Öyle bakarken safir mavisi gözleri,yalan mı söyleyecekti, sevmiyorum mu diyecekti?Utanmadan bakıyordu hala yüzüne,hayaller kuruyordu onunla ilgili.Gözlerinden tut tüm zerresine şarkılar yazıyordu. Tüm vücudunu inceleyip şakıyordu dili "keşke be keşke olabilsek seninle" diyordu sevdalı genç. Ne güzel baktın be adam ciğerimden birkaç parça gitti diyecek gibi oldu, dili parçalandıda sözcükler çıkmadı ağızdan.Mutluluk gözlerinde birikmiş, akıyor bir kaç damla,farketmesin diye siliyor taşkın. Sessizleşiyor, hissizleşiyor, nefesinde boğuluyor genç adam. Bir kaç kuru öksürükte ciğerlerinden atıyor tüm cehresini kaplamış imkansızlıkları. Başucu mumu gibi o baktıkça eriyor sanki. Anlamsız bakışları altında eziliyor, bitiyor, tüketiliyor. Son kez derin bir nefes çekiyor içine ve tane tane dökülüyor içinden birkaç kelime.
"Neden, bir erkek başka bir erkeği sevemez mi?
Karşısında duran vücut duyduğu kelimenin etkisinde tüyleri diken diken olmuş vaziyette, öyle bir etki içerisinde ki bu soruya karşı bir dilsiz misali dudakları hareket ediyor fakat hiç bir ses çıkmıyordu .Sonra kendine geldi genç. Doğan iki erkeği o münasebet içinde hayal etti ve başını iki yana salladı
" Homofobik değilim ama bana göre bir şey değil taşkın"dedi sanırım biraz rahatsız olmuştu
"Düşününce hiç mantıklı gelmiyor, üzgünüm.Dünya ya baş kaldırıyorsun zaten bunu hiç gözünde büyütmüyor musun? Onlara saygı duyarım fakat yanımda öyle bir çift görsem ister istemez rahatsız olurum"
Kelimeler boğazında düğümlendi, ne diyeceğini bilemedi genç adam. İçi hıçkırıklara boğuldu ama dudağının kenarına küçük bir gülücük kondurdu zorda olsa.Tebessüm etti zoraki aşığına, zor bir yola girdiğinin kendiside farkındaydı. Yaralanıyor ama yinede vazgeçmeden yürümeye devam ediyordu.Yine takıldı gözleri safirlere, ne kadar güzel görünüyor dedi içinden. Tüm iltifatlar kifayetsiz. Bir şeyler geveledi ve sırtını yine soğuk zeminle buluşturdu.
"Haklısın" diyebilmişti
"Çok haklısın"
Aradan geçen bir kaç dakikanın ardından başka bir konuşma olmadı.Sessizlik hüküm sürmüştü aşkın önüne.İlk defa bas bas bağırmak, haykırmak istedi. "Seviyorum lan seni anlasana" olmadı yine sustu taşkın.Güneş tepesinde ama o karanlığın en ücra köşesinde. Issız yola baktı sıcaktan kurumuş hava gözlerini kamaştırıyordu. Biraz kısarak baktı bu sefer, onlara doğru gelen otobüsü zar zor farketti. Kaç saattir bekledikleri için serap mı görüyorum acaba diyip ovuşturdu gözlerini. Serap olmadığını anlayınca yanında kıvrılmış uyuyan çocuğun duyması için yüksek bir tempoda bağırdı.
"Otobüs geliyor, hadi artık uyan!"
Doğan uykunun verdiği sersemlikle başını kaldırdı. Taşkının işaretlediği otobüse bakıp,mırıldandı.
"Bunun otobüs olduğuna emin miyiz? "
Tıklım tıklım insan yığını, cama yapışık tanımsız yüzler. Doğan iğrenir gibi oldu önce, ilk defa otobüse binmiyordu ama bu görüntü yüzünden rahatsız olmuştu. Taşkın kendini toplayıp kolunu dürttü kabaca, otobüse dalıp giden adamın. Gözlerini, otobüsten bir milim dahi ayırmadan cevapladı doğan
" Buna binmeli miyiz? Baksana içinde oksijenlik yer bile kalmamış,kardeşim? Öleceğimi bilsem bile asla bu otobüse binmem taşkın."
Genç adam ise çoktan ayaklanmış, çantasını sırtlamıştı. Doğanda tık bile yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ARADIĞIM ADAM(GAY)- Tamamlandı-
RomanceSon nefesim... Bir virüs gibi bulaşıcısın sen be adam!! Ama seni nedense yok etmek içimden gelmiyor,daha çok bağlanıyorum öleceğimi bile bile...