on yedi

3.9K 218 34
                                    

İris...
Sabah her zaman ki sporumu yapmak için hazırlanıyordum. Kasım ayındaydık ve hava çok soğuktu. Üstüme bir hırka giydim ve dışarı çıktım. İlk önce yavaş adımlarla yürümeye başladım. Kafam çok dalgındı. Aklıma sürekli rutin düzenimin bozulduğu geliyordu. Lise hayatım boyunca sevmediğim bir kızla şimdi arkadaştım. Görmezden gelinebilecek kadar saf ve benim kişiliğimin tam zıttı olan yeni kızı sevmiştim. Bir de bunca zamana kadar ona hep kötü davrandığım bir kızı çok yanlış değerlendirdiğimi fark etmiştim.

Bazen kendimi kabullendirmek için böyle aptalca şeyler yapabiliyordum. Ama ben buydum. Herkesin nefretle baktığı ama aynı zamanda özendiği bir barbie bebek.

Fakat bu sıralar bu çokta umurumda değildi. Daha çok insanları umursamaya başlamıştım. Sonradan gördüğüm insanları önemsemeye başlamıştım. "İris !" Ses Ateş'in idi. Ama nerede olduğunu göremiyordum. Arkamı döndüğümde elini omzuma koydu. Baya bir koşmuş olacak ki hızlı hızlı nefesler alıyordu. "Ateş ?" Ona hala kızgındım. Erin'i öyle incitmeye hakkı yoktu. Herkes Erin'in ailesiyle ilgili bir dedikoduya sahipti. Okulda bu tür şeyler kolay öğreniliyordu. Ama annesinin çekip gittiğini bilmiyordum. Aile kavramını bilmeyen bir insan olaraktan ne kadar zor olduğunu anlıyordum. Ateş'in bunu Esra'ya söylemesi çok alçakçaydı. Özellikle önce ki gün Erin'i öptükten sonra. Sahi niye öpmüştü onu ? Ne yapmaya çalışıyordu ?

"Seninle konuşabilir miyim ?"

Ona baygın bakışları attım. Ama oldukça ısrarcı bir görüntüsü vardı.

"Bilemiyorum Ateş. "
"Hadi ama İris. Sadece 5 dakikanı ayıracaksın. "

Erin hakkında konuşacağını biliyordum. Bunu herkes tahmin ederdi zaten.

Ilgın...
"Hayatımda gördüğüm en beceriksiz insansın. " dedi Nehir burun kıvırarak. Yatağımda uzanmış bir şekilde evi süpürmemi izliyordu. Madem beceriksizim sen yap !

"Sen niye dışarıda değilsin ?" diye sordum. Gitsende kurtulsam !

"Ah bugün kendimi dinlemeye bıraktım. Bir de senin gibi bir külkedisiyle dalga geçmek çok eğlenceli"

Kendi öz kuzenim olduğuna inanamıyordum.

Telefonum titrediğinde masaya doğru adım atmışken Nehir beni iterek telefonumu elime aldı.

"Ver bana onu !" dedim kaşlarımı çatarak. Nehir ise alaylı bir sırıtış atıp telefonuma gelen mesajı okudu. "Oo,Burak kim ?" diye sordu imalı bir şekilde. "Kimse değil " elimi telefona uzatsam bile aniden kendine çekti. "O yüzden evin önünde yani. " dediğinde şaşkınlıkla kaşlarımı havaya kaldırdım. Telefonu göğsüme atıp hızlı adımlarla odadan çıktı.

Ah hayır !

Arkasından koşarak çıktığımda çoktan dışarı çıkmıştı. Burak kaşlarını çatarak ona doğru gelen Nehir ve beni gördü. Allah'ım rezil olacaktım !

Nehir Burak'ın karşına geçtiğinde hızla kolundan tutup kendime döndürdüm. O ise yalandan bana masum bakışlar fırlatıyordu. Burak ise hiç bir şey anlamamıştı. İkimizde Burak'ı süzerken Burak bana bakıyordu. Arkada son model arabasına yaslanmıştı. Neden buraya gelmişti ki ? Sinir bozucuydu. "Merhaba " dedi soğuk ama bu sefer fazla gıcık olmayan sesiyle. Sonra gözleri Nehir'i bulduğunda ona sorar gözlerle baktı. Nehir ise ona...hayranlıkla bakıyordu ! Çocuğa yiyecek gibi bakarken gözlerimi devirmeden edemedim.

"Nehir gitsen artık " dedim çirkef bir şekilde. Bir anda asabileşmiştim. Burak'a bakması bende nedensizce bir kızgınlığa dönüştürmüştü.

YALNIZ ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin