Lütfen daha fazla beğeni :)
Multi: İrisSaatin tik tak edişi uyumamı engelliyordu. Düşüncelerimden ayrılamıyordum. İçimde bir huzursuzluk,bir korku vardı. Yataktan kalktım. Işığı yakıp uzun bir süre oturdum. Belkide susamıştım. Bu sefer ayağa kalkıp kapıyı açtım. Tam o sırada ayağama değen kağıtla durdum. Yere eğilip aldığımda annemin el yazısıyla karşılaştım. Mektubun üstündeki Erin'e yazısı her şeyi anlamamı sağlamıştı. Evet mektubu hiç okumadan anlamıştım. Gitmişti. Beni yapayalnız bırakmıştı.
"Erin !"
"Erin !" anılarımdan ayıran bana seslenen kişiyi görmeye çalıştım. Ilgın'a döndüm. Kaş göz işaretiyle bir yeri gösteriyordu. Edebiyat öğretmeni kaşlarını çatarak bana bakıyordu.
"Evet ?" dedim.
"Sana sordum ki ; bu hayatta en çok istediğin şey nedir ?"
Bu soru karşısında güldüm. Kafamı arkaya götürdüm. Burak bugün gelmemişti. Barış ve Ateş yan yana oturmuşlardı. İkiside bana bakıyordu. Ateş'in bakışları daha önce hiç görmediğim bir şekildeydi. Çok küçük bir an olsun onunla konuşmak istedim. Ama çok küçük bir an.
Önüme dönüp tam cevap verecekken Esra bağırdı. "Eminim ki Barıştır !"
Sınıftaki çoğu kişi gülerken bende güldüm. Esra'ya eğilip "Beni bunlarla inciteceğini sanıyorsan çoktan kaybetmişsin demektir. " Sözüm biter bitmez tam zil çaldı. Ama ben yinede hocaya dönüp soruyu cevapladım. "Ortadan kaybolmak "
Sonuçta ailenden ne kaparsan o değil mi ?
Sonrasında ise bütün teneffüslerde Mısra ve Ilgınlaydım.
"Boşver Erin, Esra ve onun gibiler...hiçbiri için değmez. " dedi Ilgın. Dostça elini omzuma getirip sıktı. Ona tebessüm ettim. "Sağol Ilgın ama beni üzen Esra değil. "
"Ateş değil mi ?" Bunu söyleyen Mısra'ydı.
Hiçbir şey söylemedim. O sırada yanımıza Demir ve Ömer geldi.
Demir parmağıyla yüzümü gösterip "Gözlüklere geri dönmüşsün. "
"Bilirsin...gözlüksüz insanları pek net göremediğimi fark ettim. "
"İşte bende o konu için gelmiştim,sevgili kuzenim" dedi Demir ve yanıma oturdu.
Ömer ise ilgisizce etrafına bakıyordu.
"Sakın bana Ateş seninle konuşmak istiyor deme "
"İstiyor ama merak etme bunu engelliyorum. "
"Teşekkür ederim " dedim gülümseyerek. Hepsinin kafası bir anda bana döndü. Ne ?
"Sen az önce teşekkür ederim mi dedin ?" diye sordu Ilgın.
Gözlerimi devirdim. Bunda tuhaf olan neydi ? "Arada yapıyorum böyle şeyler" dedim dalga geçerek. Gerçekten bunu takıyor olamazlardı.
"En son 5.sınıfta benden teşekkür etmiştin." dedi Demir uzaklara bakarak.
Ömer alayla sırıttı. Nedense bugün konuşmama hakkını kullanıyordu.
"Bende insanım. " dedim. Bir teşekkürü söylememezlik edecek değildim. Tamam kolay kolay etmezdim. Çünkü kimse bana teşekkür edilecek bir şey yapmıyordu.
"Erin ?" İris bir kaç metre öteden bize bakıyordu. Mısra gözlerini devirdi. Ilgın dikkatlice ona bakıyordu. Demir muhtemelen ismini hatırlamaya çalışıyordu. Ömer'de ise saf nefret vardı. Yanımıza gelerek önümde durdu. Bakışları tuhaf bir şekilde içtendi. Ama o gün,o partide neler olacağını biliyordu. Bunu bile bile bir şey söylememişti. Neden söylesin ki dedi içimden bir ses.
Biz arkadaş mıyız ki.
"Erin ben gerçekten tahmin edemedim. Esra hep böyle şeyler yapar,bunu biliyordum. Ama sana yapmaz dedim. Biliyorsun şu sıralar benimle uğraşıyor. Eğer bir şeyler yaparsa bana yapar sandım ve ben-"
"Gerçekten bu kadar fazla mı konuşursun ?" dedi Ömer.
"Seninle uğraşacak havamda değilim. Başka bir zamanda gel. " dedi ve tekrar bana döndü. "Bak,siz -Mısra'da dahil- beni sevmemenize rağmen bana iyi davrandınız. Ben...üf bunu söylemek zor ! "
"Söyle bunu duymak istiyorum barbie " dedi Mısra. İris sinirle ona baktı. Neden anlaşamadıklarını artık biliyordum. Yani partiden sonra Mısrayı aradım ve olanları anlattım. Sonra aynı olayın onun başından da geçtiğini öğrendim. Ve bunu ona yapan kişi; İristi.
İkiside birbirine bakıyordu. Hani şu kovboy filmlerindeki silah düellosu gibiydi.
"Bunu ancak rüyanda duyarsın Mısra "
"Neyi ?" dedi Ilgın kulağıma merakla fısıldayarak.
"Mısra özür dilemesini bekliyor. İris'te...yine İrislik yapıyor " dedim açıklayarak. Ilgın anladım dercesine başını sallayıp yine onlara döndü. Her zamanki Ilgın.
Şu duruma baktığımda ne zaman bu hale geldiğimi merak ettim. Herkes yanımdaydı. Bir nevi şey gibi arkad- cümleyi tamamlayamıyordum midem bulanıyordu. "Sakin olun kızlar " dedi Demir araya girerek.
"Kapa çeneni İstanbullu " dedi Mısra dişlerini sıkarak. Gerçekten sinirlenmiş görünüyordu. Bir anda İris'in saçını kapmasıyla hepimiz panikle onları ayırmaya çalıştık. Ama çoktan bir kavgaya girişmişlerdi. Mısra İris'in suratına vurunca Ilgın çığlık attı. Şaşkınlıkla elini ağzıyla kapattı. Ama İris hiç bir tepki vermedi. İlk bir kaç saniye yanağını tuttu. Sonra bağırarak Mısra'nın üstüne atlayıp ikiside yere devrildi. İris üste geçti ve o da Mısra'ya vurdu. Bu arada Ömer ve Demir ayırmaya çalışıyordu. Ama sadece çalışıyorlardı. Olaya el atmaya denedim. Ama hiç kimseyi görmüyorlardı. Benide döveceklerdi. Sonunda Ömer dayanamayıp İris'i tüm gücüyle omzuna aldı. Demir'de Mısrayı uzaklaştırırken arkadan bağırış sesleri geliyordu. Sesi çok iyi tanıyordum.
Ateş.
"Burada neler oluyor ?" dedi yanında Burak vardı. Ömer'i ve omzundaki İris'i görür görmez koşarak gitti. Ilgın ise Mısra ve Demir'in yanına gitti.
Beni Ateşle yalnız bıraktığınız için sağolun !
"Konuşmamız gerek " ve beklenilen cümle.
"Hayır " dedim direkt. Demir'in yanına gidecekken kocaman bir el ağzımı tutarak beni spor salonunun kilerine götürdü. Ben çırpındıkça ve kaçmaya çalıştıkça,Ateş bütün gücünü üzerimde kullanıyordu. Hayvan !
Kapıyı kapatma sesini duyunca kollarımı göğsümde bağlayıp tek kaşımı kaldırdım.
"Demek bunu önceden planladın. " dedim gözlerimle onu süzerek. Bu saatte burada kimsenin olmamasını nasıl ayarlamıştı acaba ?
"Ne yapayım ? Benimle konuşmuyordun. "
"O zaman sen bana anlatmadan bir şey söyleyeyim. " dedim. Bir adım yaklaştım ona. Mavi gözleri öyle bakıyordu ki. Ama kendimden emindim. Artık bu iş olmazdı. "Anlaşma iptal oldu. "Ilgın...
"Senin yüzünden lise hayatım mahvoldu benim ! Sen ve arkadaşların insanların hayatını mahvetmek dışında yaptığınız bir şey yok !" Mısra artık sinirden kızarmış, gözler dolmuştu. Ömer olaya el atıp İris'e "Git artık " dediğinde İris çenesini dikleştirdi. "Anneme yaptığın azarı biliyorum. Ama bana sökmez. "
"Doğru...annesinin kızı." dedi sırıtarak. Konu tamamen benden uzaklaşırken aklıma bir şey geldi. Ulan ben Ateş'le Erin'i tek başına bıraktım.
"Sözünü geri al ! " dedi bağırarak İris. Ağlamaya başlamıştı. "Sakın benimle böyle konuşma sakın Ömer. " Burak yanına gelip onu sakinleştirmeye çalıştı. İris ona sarılarak ağlıyordu. Kafamı öbür tarafa çevirdim. Tuhaf hissetmiştim işte. Mısra'nın yanına gidip "Hadi Erin'i de alıp gidelim buradan. " dedim sakince. Kolundan tutup onu yürütürken Demir'de yanımızda ilerliyordu. Son kez arkama baktığımda Burak'ın bakışlarıyla buluştum. O da bana bakıyordu.
Erin...
"Ne saçmalıyorsun sen ?" dedi Ateş, bakışları çok az sertleşmişti. Gerçek yüzünü göstermeye başlamıştı zaten. Biliyordum böyle bir şey olacağını,onun beni bu hale getireceğini biliyordum. Özünden dönmeyeceğini biliyordum. Bir de bu olmamış gibi onunla evlenmeye zorlanıyordum.
"Diyorum ki; ben.artık.yokum " dedim kelimeleri bastırarak. Ateş sinirden ellerini yumruk yapmıştı. Hızlı bir şekilde bana doğru adım atınca bende geriledim. "Ne demek yokum kızım ? Her şeyi planladık. Yoksa evlenmek mi istiyorsun ?" Burnundan soluyordu. Sırtım duvara yaslanınca elini başımın yanına sertçe koydu. "Ben evlenmek istemiyorum Erin. Aklını başına topla ve çocukça bir şaka için hayatımı mahvetme. "
"Seninle hiç bir şey yapmak istemiyorum Ateş ! Bencilsin,hep kendini düşünüyorsun. Ben umurunda bile değilim. Şu haline bak ! Çocukça bir şaka ha ? Hayatımı mahvetme mi ? Hani ikimiz içindi bu ! "
"Erin mantıklı düşünemiyorsun. "
"Bunu bana sen mi söylüyorsun. Sana güvenmiyorum Ateş. Ha...evlilik meselesinin çözümüyle ben ilgilenirim. Babamla konuşurum. Her şeyi yaparım. Yeter ki artık aramızda bir yakınlık olmasın. "
"Yakınlık ? Aramızda bir yakınlık mı vardı ? " dedi Ateş tükürücesine. Sert ifadem bir anda kayboldu ve maskemi düşürdüm. Kırılmış mıydım ?
Saçmalama ! Kendine gel Erin !
"Ortaklık anlamında söyledim " dedim düz bir sesle.
"İyi. Ama sana şunu söyleyeyim. Bunu tek başına düzeltemezsin. Senden vazgeçseler bile. Beni yinede evlendireceklerdir. Sen ya da başka bir kız."
"İşte yine kendini gösteriyorsun. 'Bu işte ikimiz varız' sözlerine ne oldu ? Biliyor musun anlaşmayı ilk bozan ben değilim sensin ! Barıştan hoşlandığımı Esra'ya söylemenle kuralı çiğnedin. Kimseye söylememek için söz vermiştin. "
Böyle uzun ve hızlı konuştuğum için derin nefesler aldım. Hiçbir şey diyemedi. Bana biraz daha yaklaştı ve kısık gözlerle beni biraz izledi. Sırıtarak "Yoksa ?" diye sordu.
Ne yoksa ?
"Benden uzaklaşmak istemeler,üzülmeler,benle yakınlaşmaktan da korkuyorsun "
Kaşlarımı çatarak ona baktım. Neyin imasını ediyordu bu ?
"Bana aşık mı oldun sen ?"Bölüm sonu :)
Yorumları alalım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZ ✔️
Romanzi rosa / ChickLitZeki bir kızın-öhöm öhöm yazar !- Pardon... Çok zeki bir kızın-yazarrr- İyi peki tamam ! Aşırı zeki,ultra zeki, manyak zeki bir kızın ve Popüler bir erkeğin hikayesi-aynı zamanda erkek boş kafalının tekidir- Artık hikayeyi tek başıma yazabilir miyi...