27

898 75 30
                                    

*Bu bölümde olabildiğince Vhope ve Jikook çiftini uzaklaştırdım. Yeter lan. Kızlar bi sevişsin rahat bırakın!*

Jungkook'un Anlatımından.
Sabah sabah Tzuyu'nin borazan sesini duyduğumda gözlerimi ovuşturdum. Tuvaletin kapısını yumruklarken aynı şekilde bana saydırıyordu. "Jungkook,yemin ediyorum Kore'de ki bok borularının gidişatını durdurdun. Hayır sen zayıf bir çocuksun. Nerenden bu kadar sıçıyorsun?" Gözlerimi devirdim ve sifonu çekerek tuvaletten kalktım. Kilidi çevirdiğim ve kapıyı açtığım an da Tzuyu beş adım geri gitti ve burnunu kapadı. "Abartma lan. Benim bokum kokusuzdur." Bana şok olmuş bir şekilde baktı. "Kokusuz mu? Oradan çıkan yeşil dumanı görmeliydin Jungkook. Annen bu kokuyu aldığı an da bayıldı. Kadını hastaneye yetiştirmeye çalışıyorlar." Eli ağzındayken sesi boğuk çıkıyordu. Gözlerimi devirdim ve onu omzundan itekledim. "Çık önümden Tzuyu."
Tzuyu beni zorla evinden çıkardığında kafama yediğim ayakkabı ile hırsla ona döndüm. "Kendi evine bu kadar gitmemişsindir be! Bak kapıya senin fotoğrafını asıp üzerine çarpı koyuyorum Jungkook. Girmeyeceksin evime." Kapıyı yüzüme kapadığında ayakkabımı giymiş,Tzuyu'ye sövmeye başlamıştım. "Ne değerli evin varmış be! Neyse manitamın yanına gideyim." Aklıma Jimin geldiğinde ibne bir şekilde gülümsemiştim. Seni rahat bırakacağımı mı sanıyordum Tzuyu?

Tzuyu'nin Anlatımından.

Sana tekrar evime geldiğinde yalnız olduğumuzu fark etmişti. Kız resmen rahat bir nefes almıştı. Ah Sana,ben o it ile 17 yıl geçirdim. Hangimizin durumu daha vahim tartışmayalım. "Bir şeyler yemek ister misin? Evde ramen vardı sanırım." Gülümsedi ve başını olumlu anlamda salladı. Onu mutfağa yönlendirdiğimde bugünün normal geçmesi için dua ediyordu m.
Ramenlerimizi yedikten sonra koltuklara yayılmış,dizi izliyorduk. Sana'nın omzunda ki başım ağrımaya başladığında yavaşça kafamı kaldırdım. O da dikleştiğinde yüzlerimiz bir birine çok yakın duruyordu. Hadi be Tzuyu,dedi iç sesim. Göreyim seni. Yüzlerimiz birbirine yakınlaşmaya başladığında bu anın tanıdıklığı ile gülümsemiştim. Her an bir yerden şerefsiz kuzenim ve onun kadar olan şerefsiz sevgilisi çıkacak diye korkuyordum. Sonunda dudaklarımız birleştiğinde rahat bir nefes almıştım. Aslında alamamıştım. Çünkü öpüşmekle meşguldüm.
Ah evet gerçek gelmiyordu. İki yıldır platonik bir şekilde sevdiğim kızın beni öptüğü gerçeği,gerçek gibi gelmiyordu. Ellerim onun yanaklarına gittiğinde öpücüğümüz derinleşmişti. Dudaklarım alt dudağını kavradığında,onun da elleri belime gitmişti. Bir acemiye göre fena sayılmazdım herhalde?
Koltukta yatma pozisyonuna geldiğimde,Sana üzerimdeydi. Aslında kendimi hep seme olarak hayal ederdim. Sana'yı ise uke. Düşüncelerin verdiği his ile gülümsediğimde,Sana benden ayrılmıştı. Sonra tekrar dudaklarımız birleştiğinde bu sefer ki daha tutkulu bir öpücüktü. Ellerim Sana'nın tişörtünden içeri girdi ve ufak bir keşife çıktı. Dudakları arasından çıkan inleme ağzıma karıştığında,ben de eş zamanlı olarak onun ağzının içine inlemiştim. Tişörtünü hızlıca çekip,üzerinden çıkardığımda,yarı çıplak kaldığı için utanmıştı. Gözlerim açık onu izlerken,tekrar ayrılmıştık. Doğrulduğumda,o da üzerimde ki tişörtü çıkardı. Sırtım tekrar koltuk ile buluştuğunda,dudaklarımızı birleştirecekken çalan kapı ve duyulan ses bizi tekrar ve tekrar birbirimizden ağırdı. "Tzuyuuuu,biiiz geldiiik." Jungkook'un domuz gibi çıkardığı sesleri duyunca başıma giren ağrılar ve aniden gelen sinir beni hızla ayağa dikmişti. Sana tişörtünü giyerken ben çoktan kendi tişörtümü giymiştim. Kapıyı sinirle açtığımda,yüzlerinde ki gülen ifadeye uçan tekme atmak istedim. Yavaşça Jungkook'un kulağına yaklaşıp büyülü kelimeleri fısıldadım.
"Ananızın amına gelin."

JIKOOK GELDİ AMA YİNE DE SEVİŞTİLER (:::

fake role\\SaTzuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin