Zehr-ü Sensizlik

36 6 0
                                    

Bırakmıyor peşimi bir an,

Senden bana kalan hayaletin.

Ne yaşamama izin veriyor,

Ne de bana yeni bir hayat bahşediyor.


Anılar düşmüyor yakamdan,

Soğuk; zehir kokan nefesi,

Ayrılmıyor arkamdan.

Nefes almama dahi müsaade etmiyor.


Evet, nefes alamıyorum;

Sensizlik, öksürtüyor beni,

Ciğerlerimi parçalarcasına..

Senden başka bir şey düşünemez ediyor.


Artık yaşıyormuş gibi davranamıyorum,

İnsanların aklında bir soru,

Bu cenaze nasıl oluyor da yürüyor,

Aramızda dolaşıyor?


Yüzüm gülmüyor, bir an

Mutlu olamıyorum,

Eksiklik yüreğime işlemiş bir kere.

Kendimi tamam hissedemiyorum.


Omuzlarım çöktü iyice,

Taşıdığım yük dağlardan hallice.

Bakışlarım soluklaştı, sanki;

Ölmüşüm ve bundan habersizim.


Geçmeyen bir yara gibi çıkıverdin yüreğimde,

Kalbimin atışları bile bezmiş sanki,

Gözümde fer,

Ayaklarımda derman kalmamış.


Her an, ilk günkü gibi,

Kalbimi dağlıyor,

İçimi parçalıyor,

Beni yoruyor, bezdiriyor.


Sen benim en güzel hayalimdin,

Dertlerime, mutluluk müjdesiydin.

Son baharımda açan çiçektin.

Kapkaranlık gecemde beliren hilaldin.


Gözlerin, karabasanım olmuş,

Dertlerime, dert katmış,

Son baharımda açan son çiçekleri soldurmuş,

Gönlümü karanlıklara boğmuş.


Sensizlik, öyle bir zehir ki,

Bir defa öldürmüyor,

Süründürdükçe süründürüyor,

İnsanın boynuna dolanıyor sarmaşık gibi.

Nefes aldıkça dikenler saplanıyor boğazına,

Kalp ta derinden sızlıyor da,

İçinden Ah edesin gelmiyor.

Ah etmeye derman bırakmıyor.

BİR DİZİ ŞİİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin