Ardıç'ın iki elimi bir pabuca sokmasıyla elimden geldiği kadarıyla makyajımı yapmaya çalıştım. Hala bağırıyordu.
-"Geldim baş belası. Geldim!"
Sinirle oflayıp;
-"5 saattir ne yapıyorsun çok merak ediyorum" dedi.
-"Çatladın değil mi?" dediğimde onu süzüyordum. Takım elbise içinde o kadar karizmatik ve çekici duruyordu ki. Derin bir nefes alıp gülümsedim.
-"Geç kalacağız saate bak" dedi odun.
-"Geldim işte tamam" deyip topuklularımı giydim.
-"Hadi in herkes geçmiş düğün salonuna" dediğinde ikimizde gülmeye başladık.
Aşağıya inip arabaya bindiğimiz de kemeri bağladığım sıra;
-"Resmen annem ve babamın düğününe gidiyorum. Şaka gibi!" dediğimde Ardıç sırıttı.
-"Yetişirsek tabi" dedi gıcıklığına. Gözlerimi devirip omzuna vurdum. Göz ucuyla bana bakıp elbise mi süzdü. Evden çıkarken sinirden ne giydiğime bakmamıştı. Aniden frene basıp vücudunu bana çevirdi.
-"Asır bu ne?" dedi dişlerinin arasında, zorla konuşarak;
-"Ne ne?"
-"Kızım bu kıyafet ne? Giymeseydin!"
-"Abartma canım ne var. Gayet uygun" dedim neye takıldığını anlamayarak. Üzerimde kırmızı, diz üstü kalem bir elbise vardı. Ayağımda tek bantlı kadifemsi bir topukla gayette şık görünüyordum. Neyi beğenmedi anlamıyorum.
-"Bir karış boyu var. Şuna bak."
-"Abartıyorsun" deyip önüme döndüm.
-"Katil edeceksin beni katil. Çekiştir şunu aşağıya asabımı bozma" dedi.
-"Şu üslubunu düzeltmediğin müddetçe yapmayacağım"
-"Asır!" dedi sinirle derin bir nefes alırken. Hiç oralı olmayıp;
-"Geç kalıyoruz." Dedim.
-"Bu gece hele bir dangalak baksın sana. Göstereceğim ben" dedi tehditvari bir üslupla. Sinirle arabayı çalıştırıp farklı bir yola sürdü. Tedirgin olup neden bu yola girdiğini sormak için ona döndüm;
-"Aşkım, yanlış yola girdin."
-"Bilerek girdim. Havaalanının orada bir çiçekçi var. Eli boş gitmeyelim" dediğinde sırıttım.
-"Sen ne ara bu kadar ince düşünmeye başladın" dediğimde çoktan havaalanın oraya sürmüştü.
-"Ben hep böyleydim kadınım!" deyip afili bir iniş yaptı arabadan. İnmeden beklememi söyleyip gözden kayboldu. Sağı solu izlemeye başladım bende. Tam o sıra karşıdan bavullarıyla kaldırımda yürüyen bir kız bir oğlanla çarpıştı. Oğlan hiç oralı olmayıp yola devam etti. Kızın canı yanmış olmalıydı çünkü yere kapaklanmıştı. Hızla ayağa kalkıp oğlanın ardından sinirle yürüdü. Kıza yardım etmek için tam arabadan indiğimde oğlanla kızın tartışmasının ortasına düştüm;
-"Öküz müsün oğlum sen? İnsan bir özür diler." Dedi kız öfkeyle. Haklıydı. Oğlan aniden dönüp kızla burun buruna geldi. Durup onları pür dikkat izlemeye başladım. Biraz gergin bir ortam oluşmaya başladığında dikkatim giderek yoğunlaştı. Oğlan kıza kısa bir süre sert sert bakıp;
-"Onu yolun ortasında durmadan önce düşünecektin güzelim." Dedi. Duyduğum şey karşısında dejavu yaşadığımı hissedip düşünmeye başladım;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHİR EFSANESİ #Wattsy2020
ActionNEFRETTEN DOĞAN BİR AŞKIN HİKAYESİ! BAŞ BELASI BİR ARDIÇ! VE ONDAN DELİ GİBİ NEFRET EDEN ASIR! Amerika'da DAP adı verilen özel bir şirkette korumalık yapan Asır. Bir anda kendini İstanbul'da SVK adındaki güvenlik şirketinde bulur. Istanb...