ŞEHİR EFSANESİ #Wattsy2020

ÖZEL BÖLÜM PART 2

-"Yetişebilecek miyiz?" dedim Ardıç'a. Son zamanlarda Aslı'yı hastaneye ışıl'ın yanına götürmekten ve Araf Müdür'le baba-oğul ilişkisini tazelemekten neyse ki fırsat bulup düğün günü bir araya gelmiştik. Onu her dakika özlüyordum. Oda özlemiş olmalı ki;

-"Geldik bile kadınım" dedi.

Bana böyle hitap etmesi o kadar hoşuma gidiyordu ki. İnmeden döndü ve;

-"Dünyaları verdin bugün bana." Dedi ve evlenme dairesine bakıp tekrar döndü;

-"Bu hafta içinde şuradan bir gün alıp nikahı basacağım sana" dedi heyecanla;

Sırıtıp;

-"Delirdi" dedim.

-"Delirmem mi? Hemde nasıl delirdim" dedi.

Tekrar dudağıma eğildiğinde göğsünden ittirip;

-"Makyajım bozulacak Ardıç" dedim

-"EE ama yuh ya" dedi. Bozulup arabadan indiğinde tam o sıra babam aradı;

-"Kızım nerede kaldınız?"

-"Geldik babacığım. Kapıdayız." Dedim.

Ardıç'ın koluna girdiğimde;

-"Dün akşam soramadım. Aslı nasıl?" dedim.

-"Daha iyi. Işıl'ı sık sık ziyarete gidiyoruz" dedi.

-"Peki Işıl Hanım nasıl?" dedim.

-"Hala akli dengesi yerinde değil. Daha zamanı var. Bilerek mi yapıyor hapse girmemek için bilmiyorum ama. Kurtuluşu yok" dedi.

-"Anladım"

İçeriye girdiğimizde Sibel ve Kemal tartışıyorlardı. Ardıç kaşlarını çatıp;

-"Ne oluyor lan?" dedi

Sibel hemen koluma girip beni salona çekiştirdi.

-"Asır?" dedi sinirle

-"Ne oldu? Niye bu kadar gerginsin"

-"Neler oldu bilmiyorsun."

-"Ne oldu ki?"

-"Bu Canan ahtapotu varya"

-"Ee?"

-"Kemal'den hoşlanıyormuş. Ya ben bu kızı öldürmeyeyim de ne yapim Allah aşkına?"

-"Sen bunu nereden öğrendin."

-"Öğrenirim ben"

-"Nasıl?" dedim zorla;

-"Şey söyledi." Dedi geveleyerek;

-"Kim?"

-"Gülay söyledi işte."

-"Gülay nereden biliyor."

-"Nereden olacak. Sevgilisinden!"

-"Geldi mi ikisi peki?"

-"Yok hayır hala yoklar ortalıkta "

-"Kemal'le neden tartışıyordunuz?"

-"Canan'ın İskender'le yakınlığı ortaya çıkınca açığa alındı ya. Bunlar bir ara dışarıda görüşmüşler."

-"Ciddi misin?"

-"Evet!"

-"Bunu nereden biliyorsun" dedim kaşlarımı çatıp. Adım kadar emindim hala Kemal'i takip ettiriyordu.

-"Hala mı Sibel?" dediğimde umutsuzlukla oflayıp;

-"Ne yapayım? Merak ediyorum" dedi.

Ardıçla Kemal bize doğru gelirken Sibel'in koluna dokunup;