Dudağıma yapışan zamparaya bu sefer tepkisiz kalmayıp olabildiğince sert bir hamleyle göğsünden ittirdim, geriye doğru tökezleyip durduğunda tokat atmaktan hiç geri kalmayıp suratına olduğu gibi yumruğumu da indirdim. Gözünü tutup acıyla inlemeye başladı. Bende iğrendiğimi anlaması için dudağımı sildim ve;
-"Sana bana asla dokunma demiştim." deyip kapının kulpuna elimi attım.
Kapıdaki elimin üzerine elini koyup;
-"Bende sana bana hiç birşey söylemeden buradan gidemezsin demiştim." dedi ve tüm gücüyle beni salona ittirdi.
Elinden kurtulmak için çırpındığım da rahat bırakıp konuşmamı isteyen bir bakış attı.
-"Sen nasıl bir adamsın cidden." dedim sinirle.
-"Nasıl bir adammışım." dedi normal bir ses tonunda.
-"Beni öpme cüretini nereden buluyorsun? Kimsin sen?" dedim sert sert.
-"Kim miyim?" dedi alaylı ses tonuyla;
-"Evet.Kimsin?" dedim üzerine basa basa.
-"Asır!" dedi hafif yaklaşarak. Elimle dur işareti yapıp ciddi bir şekilde;
-"Bir adım daha atarsan canını okurum." dedim .
-"Peki" deyip olduğu yerde durdu.
-"Sabah gayet iyiyken, hatta bizimkiler gelmeden öncede iyiyken ne oldu yine 5 dakika da bana cephe aldın?" dedi ve daha da sinirlenerek;
-"Bir iyisin bir kötü. Ne oluyor sana kızım?" dedi.
-"Bana bir şey olduğu yok. Evime gitmek istiyorum dedim sadece. Yaygara yapan sensin."
-"Burada kalıcaksın diye konuşmadık mı? Fikrini bir anda değiştiren ne? Ya senin karşında çocuk mu var?" diye bağırdı.
Cevap vermeyip bir süre suratına baktım. Balkonda duyduğum şeyleri yüzüne vurucaktım;
-"Kimi sevdiğine karar ver ve sadece onu sev. Aynı anda 2 kişi idare etmekten vazgeç" dedim.
Yüzünü anlamayarak buruşturup;
-"Ne saçmalıyorsun sen. Bana bak her ne ima ediyorsun bilmiyorum ama boş konuşuyorsun" dedi.
Boş konuşuyorsun lafına sinirlenip Canan'dan hoşlandığını duyduğumu söylemeye karar verdim;
-"Canan'dan hoşlandığını biliyorum." dedim.
Dehşete düşmüş bir şekilde yüzünün ekşitip;
-"Ne!" dedi.
-"Bana sakın yalan söyleme." dedim.
Dedim ama devam edemedim çünkü kapı çaldı.
Ardıç kapının bu münasebetsiz çalışlarına deliriyordu.
-"Şu zili sökücem. Yol geçen hanı anasını satim" deyip sinirle kapıya yöneldi.
Gelen bilin bakalım kim?
CANAN!
Canan'ı görür görmez sinirlerim tepeme çıktı. Tam Canan Ardıç'a elindeki fiski şişesini kaldırıp sevinçle;
-"Ben geldimmm!" dediğinde Ardıç'ın yanına ilerleyip dibinde durdum ve;
-"Bence bu herşeyi açıklıyor" dedim.
Sonrada evime geçtim hızlı adımlarla.
Kapıyı sert bir şekilde çarpıp derin derin nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ŞEHİR EFSANESİ #Wattsy2020
ActionNEFRETTEN DOĞAN BİR AŞKIN HİKAYESİ! BAŞ BELASI BİR ARDIÇ! VE ONDAN DELİ GİBİ NEFRET EDEN ASIR! Amerika'da DAP adı verilen özel bir şirkette korumalık yapan Asır. Bir anda kendini İstanbul'da SVK adındaki güvenlik şirketinde bulur. Istanb...