Bölüm 19: İSKENDERİN HAMLESI!

132 12 0
                                    

Tijen'in son lafıyla ufak bir afallayıp geri geri gittim. Sirtim Sibel'e çarptığında gözüm kapıya takıldı. Tam arkamı dönüp Sibel'e döndüğümde oda aynı şaşkınlıkla bana bakıp;

-"Gidiyorlar" dedi.

Ardıçla Kemal'i kastediyordu. Kapıda gözüme çarpanda oydu. İkisi de telaşla salondan çıkıyorlardı.

Ben şaşkınlığımı atar atmaz soluğu yine Tijen'in yanında alıp;

-"Öldüğü kesin mi?" dedim bir umutla.

Kafasını üzgün bir şekilde sallayıp yanağını şişirdi ve;

-"Kafasına sıkılmış." dedi.

Elim şaşkınlıkla ağzıma tekrar gittiğinde. Omuzlarıma düşen saçlarımı tutmaya başladım.Bunu duymak daha kötüydü.

Tijen daha fazlasını anlatmaya başladı.

-"En son şirketten Fatihle çıkmış. Onada eve geçeceğini ordanda kutlamaya geleceğini söylemiş." dedi.

Durmayıp hemen soru sordum.

-"Peki sonra?"

-"Sonrası işte Fatih bir daha ulaşamamış. Şerifte defalarca aradı cevap yok. Mesaj geldi 2 dakika sonra."

-"Ne mesajı?"

Tijen telefonu kararsızlikla kaldırıp mesajdaki fotoğrafı gösterdi.

Soner'in cansız bedeninin bir fotoğrafı çekilmiş altına da 'Daha yeni başlıyoruz' yazmışlardı.

-"Yeni mi başlıyoruz."

Tijen telefonu indirirken tedirginliğini gizlemeden bana;

-"Sandığımızdan daha tehlikeli bu adam." dedi.

-"İskender mi?" dedim korkuyla.

-"Evet. Ondan başkası olamaz zaten." dedi sinirle.

Bana 4 gün süre vermişti.

Peki ya ben istediğini yapmazsam.

Ardıç?

Ardıça birşey yapar mı?

Yapar tabi!

Telefonuma bir anda mesaj geldi.

Korkuyla hemen çantamı açıp telefonu açtım.

Mesaj şuydu;

"Maria dimitriadis, kalan 3 giden 1!"

Yazmıştı.

Telaşla telefonu çantaya attım. Sonra tekrar mesaj geldi. Korkuyla tekrar açtığımda mesajın şirketten geldiğini gördüm ve rahatladım.

Şerif toplu mesaj atmıştı. Hepimizi 10.kata çağırıyordu. Sibel ve Gülay'la beraber üst kata çıktık. Herkes birbiriyle korkularını paylaşıp, fısır fısır muhabbet ediyordu. Yaklaşık 1.30 saat olduğunda hala gelen giden yoktu. Büyük ihtimal adli tıptalardı.
Sonerin son görüntüsü geldi gözümün önüne.
Koridorda Fatihle kosustururlarken hali de üzüyordu beni.

Ortamda hafif bir uğultu varken bir anda Müdür içeri girdi. Arkasindan da şerif, kemal,Ardıç girdi. Fatih yoktu.

Müdür'ün yüzünden düşen bin parçaydı. Herkes huzursuz ve üzgündü.

Sahneye çıkıp kısa bir süre yutkundu ve söze başladı.

-"Yaklaşık 2 saat önce aldığımız acı haberi sizlerde biliyorsunuz. Tıpkı sizler gibiyim. Üzgünüm,kırgınım ve bir o kadar da öfkeliyim. Hepinizin aklından geçen şeyler inanın benimde aklımı kurcalıyor. Sizleri burda toplama nedenim de bu sebeptendir. Beni iyi dinleyin arkadaşlar. Yaklaşık 2 senedir gizli yürüttüğümüz bir operasyon var. İskender'i kıskıvrak yakalayabilmek için yavaş ve temkinli adımlar atıyoruz. Ama bakiyorum ki hata yapıyoruz. Her şekilde eli SVK'ya uzanıyor. Telaşınızı alır mı bilemem. Dibinde bir adamımız var. Şu konuda müdürünüz olarak söylemem gereken en önemli şey. Korkusuz ve güçlü olun. Ne ben ne de benim altımda çalışan hiçbir SVK'lıya bundan sonra bir sinek bile yaklaşamayacak." deyip sahneden hızla indi ve salondan çıktı.

ŞEHİR EFSANESİ #Wattsy2020Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin