Keşifden döneli üç hafta olmuştu Petra bana alışmış hatta çoğu zaman geceleri kendi dedikodu olarak adlandırmasada benim dedikodu tanısı koyduğum sohbetler ediyorduk.
Bol dedikodulu bir gecenin sabahı Petra beni her zamankinden daha erken uyandırdı. "Ne var?"dedim gözümü ovuştururken. "Bugün temizlik günü... Hadi kalk kahvaltı erkenden başlayacak." öfledim. "Madem bugünün temizlik günü olduğunı biliyordun neden dün gece erken uyumamıza izin vermedin?" Petra yüzünü yıkayıp giyinmeye başladı. "Soru sorup duran sendin." "Uyarmayan da sendin." "Neyse uzatmaya gerek yok hadi." Yüzümü yıkayıp aynadan mavi gözlerimin altındaki morluklara baktım.
Kahvaltının ardından Levi bize yönetim katı olan ikinci katı vermişti. Hanji "Camlar benim işim!" diye bağırıp koşturdu,"Ben Petra ve Gunther ile odaları alırım." dedi Oluo. "Koridor benim." dedi Eld bıyığının altından bana gülümserken. Yer seçmede yavaş kaldığım için kız ve erkekler tuvaleti bana kalmıştı. Petra bana temizlik malzemelerini verince "Kolay gelsin Alice." diyerek beni erkekler tuvaletinin önünde yapayalnız bıraktı. "Bugün çok yorucu bir gün olacak." diyerek gözümün önüne gelen saç tutamlarını cebimden çıkardığım tel tokayla başıma tutturup gömleğimin kollarını geriye çektim.
Erkekler tuvaletini temizleyince kovadaki suyu değiştirip kızkar tuvaletine girdim. Hanji camdan sarkarken bana el sallıyordu "Aliceee! Nasılsın?!" "Hanji sırası değil." diyip tuvaletin camını kapattım. "Heeey! Alicee!" tuvaletin kokusunu Hanji'nin boşboğazından iyiydi. İkinci kabinin klozetini ovalayıp pis suyunu kovadan boşaltırken Petra kapıdan başını çıkarıp bana gülümsedi. "Bizim işimiz bitti." "Ne çabuk?" "Alice çok yavaşsın üç saat oldu." "Kireçleri ovalaması ne kadar zor haberin var mı senin?" Petra kıkırdadı. "Bahçede dinleneceğiz acele et." "Aslında yardım etsen hemen bitirebiliriz..." "Özür ama çok yorgunum görüşürüz!" Petra uzaklaşırken öfleyerek arkasından baktım. "Tanrım... bir de bana acele et diyor tek başıma anca bu kadarını yapıyorum." kendi kendime söylenirken su dolu kovayı üçüncü kabine girip klozeti ovalamaya başladım. Bu kabin diğerlerinden daha pisti bu yüzden su hemen kararmaya başlamıştı bile. Ayak sesleri duyunca Petra'nın vana acıyıp geldiğini anlamıştım. "Acıyıp geldin demek yardımına şu suyu değiştirerek başlayabilirsin." Yanımdaki kova alının alnımdaki terleri silip ovalamaya biraz ara verdim. "İlaç kokusundan başım döndü bayılırsam beni sürüklemeyin lütfen." Kova yerine konulunca Petra yerine Levi'nin "Camı kapatırsan tabii başın döner." dediğini duydum. Beklenmediğim bu kişinin yüksek sesiyle "Heichou!" diye bağırarak doğrulmaya çalıştım, ıslak zeminde ayağım kayınca yere düştüm demek isterdim ki Levi sırtımdan tutup düşmemi engelledi. "Dikkatli olsana!" "Özür dilerim Heichou şaşırmıştım." "Sana bir kova su vermemde şaşırılacak bir şey yok." "Döküldü ama..." Kovayı işaret edince Levi ile nasıl bir posizyonda olduğumuzu anlayıp hemen birbirimizden ayrıldık. "Tabii bu kadar dikkatsiz olursan pantolonunda ıslanır kovanda devrilir." "Özür dilerim Heichou hemen gidip dol-" "Kovayı bana ver." Levi bunu dese de kovayı yerden alıp doldurup getirdi. "Kenara çekil sana kireçlerin üstünü nasıl ovalayacağını göstereceğim böylece işin de hemen biter." İşimin uzadığını nereden biliyordu? doğru ya katta bir ben varsam neden bilmesin ki. Levi kollarınj geri kıvırıp klozetin önünde eğilerek klozeti ovaladı gerçektende kireç hemen kaynolmuştu. "İşte böyle şimdi sen geç bir dene." "Emredersiniz." Gösterdiği şekilde ovalamaya çalıştım ama sünger sabunlu şekilde elimden kayıp yere düştü,korkuyla Levi'ye döndüğümde öfleyerek süngeri yerden alıp arkama geçti. "Bak şimdi." Süngeri avucuma sıkıştırıp elimin üstünü tuttu. "Daha sünheri doğru düzgün tutamıyorsun." Kollarımız birlikte hareket ederken nefesi ensemi gıdıklıyordu. "İşte böyle devam et." Levi elini çekerken ona teşekkür etmek için arkamı döndüm ama unuttuğum şey çok yakın olduğuydu. Alnım çenesine çarpınca ben acıyla geri çekildim. "Heichou! Kan akıyor!" Levi alnını elinin tersiyle silince kanın altında bir iz yoktu. "Asıl yaralanan sensin." Levi başını iki yana salladı. Elimi alnıma götürürken Levi bileğimden tutup beni durdurdu. "Elin pis yıkayıp alnına bakalım." Kan yanğıma akmaya başlarken endişeli suratına bakıp yutkundum elimin pis olması onu bu kadar mı endişelendirmişti?
Ellerimizi yıladıktan sonra Levi alnımı temizledi. "Gidip temizlen." "Ama heichou daha işim bitmedi." "Gerisini ben hallederim." "Heichou az kalmıştı." "Alice git temizlen ısrar etmenin yararı yok bunu bir emir olarak yerine getir." "Emredersiniz." "Sonra revire gel yaranı tefavi edelim." Kafamı sallayıp koşarak banyolara gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'ın Kızı: Alice
ActionYetim olarak Duvar Sina'da zengin bir ailenin yanında büyüyen Alice'in Keşif Birliği'ne katılana kadar ve katıldıktan sonra yaşadığı olayları göreceksiniz. -Spoiler İçerir.-