Bölüm 10- Mavi Yıldırım

817 77 2
                                    

Nefes nefese uyandım,kendimi bir ağacın dibinde kanlar içindeyken buldum. Vücudumdaki her kemik kırılmış ağrıdan sızlıyordu. İki titanın sesleri yakından geliyordu. Hayalimdeki gibi rüzgarla gelen boğuk çığlık sesi bu sefer titanların olduğu yerden net bir şekilde geldi bu çığlık ayağa kalkmamı istiyor gibiydi acı ve pişmanlık doluydu. Kullanabileceğim kadar sağlam olan sol kolumla Annie'nin hediye ettiği kolyeyi kavrayıp saklı iğneyi bulmaya çalıştım,serçe parmağıma batan acıtıcı hissin üstüne gidip kolyeyi avucumda daha da sıktırdım. Vücudumdan dumanlar çıkmaya başlayınca bir sevinç çığlığı attım. Gökyüzünden gelen mavi bir yıldırımla gözlerimi kapattım.
Her bir ağrımla acım kaybolunca gözlerimi açtım,yerden çok yüksekteydim. Ellerime vücuduma baktım rüyamda gördüğüm titana dönüşmüştüm bir kez daha duyduğum çığlıkla çok zaman kaybetmem gerektiğini aklıma getirerek çığlığın sahibine doğru koşmaya başladım. Bacaklarımda ağırlık var gibiydi yinede koşmayı kesmedim. Çığlığın sahibi dişi titan yani kan kardeşim Annie Eren üstündeyken çığlığına devam ediyordu. Eren ile ikisi beni görünce Eren bağırıp Annie'nin üstünden kalkıp bana doğru yürüdü yumruğunu yüzüme geçirmek için hamle yaptı ama kollarımla kendimi korudum beni düşman sanıyor olmalıydı ona zarar vermek istemiyordum. Ellerimden omuzlarıma kadar sert pembe elmaslar oluştu. Annie çenesinden dumanlar çıkarken bana yumruk atmaya çalışan Eren'in sırtına bir tekme attı. İkisinin amacı birbirine zarar vermekti. Annie'nin kimliği bunca yaptıklarından sonra ortaya çıkarsa ne olacağını aklımdan geçirdim.
   Eren yere düşünce Annie saldırı için hazırlandı ama kendimi Eren'in önüne attım kollarımdaki elmaslar daha fazla sertleşip kalınlaşmıştı. Annie ağlayacak gibi duruyordu baş parmağımla kalbime bastırıp onu işaret ettim. "Eren!" Mikasa'nın sesini duyduk uzaktaydı ama bağırışları bize ulaşıyordu. Sırtıma aldığım darbeyle öne düşünce kollarımdaki elmaslar tuzla buz oldu. Annie bir çığlık atınca inleyerek gözlerimi açtım Eren'in Annie'ye saldırıya geçtiğini gördüm çok hızlılardı ama Eren yorulmuştu bir ağaca yaslanırken Annie dövüşme pozisyonunu alıp Eren'in kafasını uçurdu. Ayağa kalkmaya çalıştım ama sırtımdaki kemiklerin ağrısı hala azalmamıştı. "Eren!" Bize ulaşan Mikasa ilk koşmaya başlamış Annie'ye bir de bana bakıyordu ona elimi uzattım git demek istiyordum seni takip edeceğim demek istiyordum ağzımdan tek çıkan hırıltılı bir inilti olmuştu. Mikasa hırlayıp ellerimi kesti bir süre kalkamayacağımı anlamış olmalı ki Annie'nin peşine düştü.
   Sırtım iyileşince ayağa kalktım. "Ha?" Levi beni gördü arkasında kalan ekibimin cesetlerini görmüş olacak ki yüzü kasvetliydi. Bana saldırmaması için gözlerimiz birbirine kitliyken önümden geçmesini izledim. "Alice." beni tanımıştı kafamı salladım. "Seni şapşal! Ne duruyorsun?! Hadi dişi titanı yakala!" Emiriyle koşmayla başladım ama üstümde ağırlık var gibiydi bacaklarım ve kollarım elmasla kaplanmıştı dişlerimi sıktım Levi bana yetişmişti ve Annie ile Mikasa gözümün önündeydi. Elmaslar parçalanıp ayaklarımın altında ezilirken hızlandım Mikasa'ya çarpmamak için solundan geçip kollarım elmaslarla kaplanırken Annie'ye ulaştım nefesini duyabiliyordum yorulmuştu. Sağ ayağımdan kuvvet alıp öne,Annie'nin sırtına atladım. İkimizde yere devrildik baldırlarım elmasla kaplanırken Annie'nin üstüne çıkıp dizlerimi Annie'nin kollarının üstüne koydum. "Alice! Dikkat et ölmemeli! Onu vücudundan canlı çıkarmamız gerek!" Levi'nin sözleriyle bir an durup Annie'nin suratına baktım. Korkmuştu,göğsüme yatıp eve dönemeyeceğinden korktuğunu söylediği zamanlardaki gibiydi. O an evinin bu duvarların içinde olamayacağını anladım. Ellerimle çenesini açarken gözleri ellerimin savunmasız olduğunu anlamıştı. Eren'i çıkarınca Levi'ye uzattım üstü titan balgamıyla doluydu. Mikasa'nın şaşkınlığı Eren'i görünce geçmişti bana "İçindekini çıkar!" diye bağırdı. "Alice insanı canlı çıkarman gerek." dedi Levi. Annie'yi kendi ellerimle teslim edeceğimi mi düşünmüşlerdi? Ellerim ağzında olan Annie bana baktı gözlerimi kırptım ne yapacağını anlamıştı. Dizlerimi kollarından çekince elmaslı elleriyle belimi deşti acıyla bağırdım yüzünde özür diler gibi bir hal vardı. "Alice!" Levi belimden çıkan dumanlardan dolayı bize yaklaşamıyordu Mikasa ile ikisi aynı ifadeye sahipti,intikam. Annie ellerimi de ısırınca ağlamaya başladım belimin iki yanı daha yeni iyileşirken ellerimin acısıda bına eklendi,yorulmuştum. Annie beni üstünden devirip arkasına bile bakmadan koşmaya başladı. Eğer evine gitmek için insanlığa düşman olman gerekse...Bir tek sana ben karşı çıkmayacağım çünkü ev hasretinde o gözlerindeki çocuksu üzüntüyü gördüm hep... "Dişi titan kaçıyor!" Mikasa peşinden gitmek istedi ama Levi onu durdurdu. "Bekle! Alice iyileşene kadar onu korumalıyız titanlar çığlıklarını duymuş olmalı." Evet beni korumaları iyi olmuştu bu titan bedeninden çıkabilirdim ama Annie'ye zaman kazandırmak için acı içinde biraz daha kıvranmayı seçtim. Ben yerde sırt üstü yatarken Levi gözlerimin hizasında yere indi hala Eren'i tutuyordu. "Beni her gün şaşırtmak zorundamısın sen?..." bir an uzağa ekibinden geri kalan cesetlerin bulunduğu yöne bakıp bana dönünce öfleyip yeri tekmeledi. Elimi ona uzatıp Eren'i tuttum. Mikasa "Eren!" diye bağırdı. "Bu iyi bizimkiler Alice'in düşman olmadığını anlar. Onu Alice taşısın." Avucumda sertleşen elmaslarla Eren'i kırılacak bir şey gibi tutup doğruldum. "Hadi Alice." Levi'de omzuma çıkıp saç tutamlarımdan tuttu. Ona yan gözle baktım "Ne var?! Hareket etsene asker!" kulağımın dibinde bağırışıyla yerimde sıçradım Levi sarsılınca saçlarıma vurdu. "Dikkat et!" kafamı sallayıp Mikasa arkamızdan bizi takip ederken Levi'nin yol göstermesiyle koşmaya başladım.
   Bugün burada çok şey kaybedilmişti. Geri kazandığım şeyleride düşünürken gözlerimden yaşlar akınca Levi bana bir süre dik dik bakıp kafasını yana çevirdi.
  

Şeytan'ın Kızı: Alice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin