~5 Yıl Önce~
"Kaptanım Duvar Maria yıkılmış bulunmakta emirleriniz nelerdir?!" "Görevli olduğumuz bölgeye gidip kurtarabildiğimiz kadar insanı kurtaracağız, buradan geri dönüş yok. Bunun için eğitilmiş bizler gerekirse bugün canımızı burada feda edeceğiz!" Isaac,nişanlım olan adam bana güven dolu gözlerle bakıyordu.
Görevli olduğumuz bölge ateş hattına yakındı titanlar bölgede insan bulma umuduyla sallana sallana adım atıyordu. Bizi gören bir kaçı üstümüze gelmeye başlayınca askerlerimin korktuğunu anlamıştım onlara cesaret vermek için ilk hamleyi yapıp bize en yakın olan titanı anında paramparça ettim. "Hadi! Hala yaşayanlar için saldırın, kurtarabildiğiniz insanları arkanıza bakmadan feribota götürün!" diye bağırıp bir yandan da etrafı taradım.
Askerlerime insanları götürürken yardımcı olmak için titanların dikkatini çekmeye çalışıyordum ki bu sahip olduğum pembe saçlarla pek zor olmuyordu,beni gören titan şeker görmüş bebek gibi peşimden geliyordu.
Nişanlımın varlığı bana güç veriyordu. "Ah!" "Isaac!" Titanlardan biri Issac'ı eline geçirmiş sımsıkı tutmuştu hızlı davranıp titanın kolunu parçaladım,Isaac yere düşmeden onu alıp bize en yakın çatıya bırakıp titanın işini hallettim. "Kocakafa! Neden dikkat etmiyorsun?!" Diye bağırırken çatıya hızlıca varıp Isaac'ın gömleğini hemen yukarı kaldırdığımda morlukları gördüm. "Beni bu kadar çok mu istiyordun Alice?" Isaac bu durumdayken bile alaycı gülümsemesini bırakmamıştı. "Biliyorsun ölürsen seni affetmem Isaac." dedim Isaac'ın gözlerinin içine bakarken. "Bir de az önce canınızı feda edin diye bağırıyordun." Isaac kahkaha atmaya çalıştı ama canı acımış olmalıydıki yüzünü buruşturdu. "Hadi artık feribota dö-" Konuşmam duyduğum yardım çığlığıyla bölündü,küçük bir kız titandan kaçmaya çalışıyordu. "İMDAT YARDIM EDİN YALVARIRIM!!!" Isaac'a baktım "Hala manevra cihazını kullanabilirim,hadi gidelim." Kızın olduğu yere uçunca alçalıp kızı kaptım. "Artık geri dönelim Isaac titan ile uğraşma!" Kız ağlayıp titrerken bana sıkıca sarılmıştı. "Her şey iyi olacak küçük kız." Kız çenesini omzuma dayamıştı bir şey görmüş olacak ki büyük çığlığıyla sol kulağım çınlamaya başladı. Geriye döndüğümde Isaac'ın kafasının bir titanın dişlerinin arasında ezilmek üzere olduğunu gördüm. "Isaac!!! HAYIR! HAYIR! HAYIR!" kızı çatıya bırakıp titana saldırmak için hamle yapacaktımki Isaac'ın dudaklarını "Üzgünüm." diye okuyunca dondum kaldım. Gözyaşlarıyla gülümseyen Isaac'ın yüzü titanın ağzının içinde kaybolmuştu bu hengâmenin içinde bir yandan kızın çoğalan yakarışları bir yandanda titanın Isaac'ın vücudunu yere atıp üstüme koşması içimde bir şeyleri kırdı. Sessizce kızı çatıya koyup ona yanaklarımdan sıcak yaşlar süzülürken gülümsedim. "Senin bu olayda bir suçun yok canım,şimdi geri döneceğim korkma tamam mı? Her zaman cesur olman gerek." Kız ağlamayı bırakmış şaşkın bakışlarla bana bakıyordu. Saçlarını okşayıp artık tam önümde olan titana baktım. "Tam tüm askerlerimin güvende olduğunu düşünüyordum...İşte şimdi beni mahvettin!" Titanı parçalamadan önce bu sözleri bağırıp üstüne resmen atladım.
Kızı feribotlara götürünce insanlar benimle göz temasından kaçıp birbirlerine duymadığımı düşünerek 'Tam Şeytan'ın Kızı'ndan beklendiği gibi...' 'Nişanlısı nerede?' 'Zavallı tüm askerlerinden sadece onu mu kaybetti?' diye fısıldıyordu. Küçük kızın saçlarını son kez okşayıp onu feribota bindirdim,askerlerimden biri bana bir şey söyleyecek oldu, "Kaptanım Isa-" elimle susmasını işaret ettim. "Artık bana Alice de Helga."
Bindiğim feribotla Isaac'ın yasını tutacağım yer olan Askeri İnzibat'a, normal bir er olarak görev almak için yola çıkmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'ın Kızı: Alice
AzioneYetim olarak Duvar Sina'da zengin bir ailenin yanında büyüyen Alice'in Keşif Birliği'ne katılana kadar ve katıldıktan sonra yaşadığı olayları göreceksiniz. -Spoiler İçerir.-