Bölüm 8-Buluşma

867 79 3
                                    

Keşife çıkmak için bir gün kala daha fazla dayanamayıp Erwin'den izin alarak Askeri İnzibat'a giden ilk feribota bindim. Keşif Birliği'ne geldiğimden beri Annie'ye ziyaretim için mektup yazıyor ama hiç cevap alamıyordum. Gözümde tütüyordu.
Bir gün önce Annie'nin nerede görevli olduğunu bana yazıp yollayan Marlo sağolsun onu bulmam uzun sürmemişti. Görevli olduğu yer bıçaklandığım meyhanenin sokağıydı,kalbim hızla çarparken Annie'yi gördüm. Sırtını bir duvara yaslamış sandiviçini yiyordu. Ona ne diyeceğimi düşünürken beni gördü gözleri büyüyen Annie sırtındaki tüfeğini düzeltip sandiviçini yere atınca bana sırtını dönerek hızlı adımlarla yürümeye başladı. "Bekle!" Arkasından koşturup bileğini tuttum. "Karşılama yok mu? Beni hiç mi özlemedin Annie?" Annie bileğini elimden kurtarıp bana döndü. "Benimle gel."
Dükkanlardan birinin arkasına gelince durduk. "Neden benden kaçıyorsun?" "Gelmemen zamanda geldin şapşal." Annie derin bir nefes verip bana sıkıca sarıldı. "Nefes...Nefes alamıyorum." Annie beni bırakınca öksürdüm madem bu kadar beni özlemişti ne yapmaya çalışıyordu bu kız?" "Alice seni özledim evet." "O zaman? Neden böyle davrandığına anlam veremiyorum Annie." Annie omuzlarımdan tuttu. "Çünkü seni önemsiyorum." "Gerçekten...Çok ama çok gereksiz şeyler yaşıyoruz şu anda." Annie alnını alnıma dayayıp gözlerime baktı. "Keşke kan nakli için başka birisini bulabilseydik..." "Anlamsız şeyler söylüyorsun..." "O gün başka birini bulabilseydik şimdi birbirimize bu kadar yakın olmazdık." "Ne yani sana sadece bana kan bağışladığın için mi iyi davrandığımı söylüyorsun?" Annie benden ayrılıp başını yere eğdi,bu hareketi ifadesini saklamak için hep yapardı. "Annie bana bak." Yüzünden saçlarını çekmek için elimi uzattığımda Annie elimin tersine vurdu. "Evet benimle arkadaşsın çünkü hayatını kurtardım." "Nasıl böyle bir şey dersin?!" "Orada ölsem veya başka biri tarafından kurtarılsam bile yinede seninle dost olurdum!" Annie tekrar omuzumu tuttu ama bu sefer canımı yakıyordu. "Sen bir Johnson'sun! O kan nakli ile kanının neler kabul edebileceğini düşünmem gerekirdi!" "Kanım ne kabul edebilir?! Annie kan nakli diye diye delirdin neler diyorsun?! Az önce beni özlediğini söylemiştin şimdiyse canımı yakıyorsun!" Annie ellerini omuzlarımdan çekti. "Johnson'ların başka bir özelliği Alice: Kanınız vücudunuza giren herhangi bir yabancı hücreyi kabul edip sizin için evrimleştiriyor..." "Beni korkutmaya başlıyorsun Annie..." "En başından bile dost olmamız hataydı... Nasıl bir insan olduğumu bilmeden bana iyi davranman... Duvarlarımı yıktın..." Annie'ye sarıldım. "Artık sus. Yarın keşife gideceğim... İçimde kötü bir his var bu yüzden belki bu seni son görüşümdür... Şimdi bana gülümse ve anlam veremeyeceğim cümleler kurma. Az önce dediklerini unutuyorum tamam mı?" Annie'den ayrıldığımda gözlerinde hüzün vardı yine de herkese göstermediği gülümsemesini gördüm. "Sağlam döneceksin. Seni bir gün yanıma alacağım Alice." Gözlerimi devirdim. "Yine başlama,bugün dediklerini anlamak istiyorum ki keşifte titanların yanı sıra bir de bu cümlelerini düşünmek istemiyorum." Annie ellerini yanaklarıma koydu. "Çok masumsun..." Annie alnımı öpünce yanaklarımın yandığını hissettim. "Ahhh! Benimle uğraşma Annie!" Annie ellerimi tuttu. "Seni çok seviyorum." "Ben de seni kardeşim." Kardeşim sözcüğünü özgürce söyleyebilirdim çünkü aramızda o olaydan sonra kan bağı oluşmuştu. "Yemek arası biteli çok oldu... Geri dönmessem cezalandırılırım." "Tamam keşiften...Keşiften dönebilirsem,seni ziyaret edeceğim." Annie bir şey demeyip bana sarıldı. "Görüşürüz Alice." "Evet,görüşürüz Annie."
Keşif Binası'na dönerken bile ne kadar istemesem de Annie'nin gerçekten pişmanlıkla sarf ettiği sözleri bir kez daha aklımdan geçirdim. Yarın Eren'in güçlerinin test etmek üzere çıkacağımız bu keşif süresinde de Annie'nin aklımdan çıkmayacağını biliyordum. Bu düşüncelerle Eren'i nasıl korurdum? Başımı iki yana sallayıp yanaklarımı tokatladım. Kendine gel Alice,görevini unutma! Sen Eren'in gğvenliği için bu görevdesin! Feribot suda yavaşça ilerlerken kendimi gaz verici sözlerle cesaretlendirmeye devam ettim.

Şeytan'ın Kızı: Alice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin