Bölüm 16-Arkadaş

633 50 10
                                    

   Aklımda az önceki olayları tekrar ederken emin adımlarla,sırtıma değen tasmanın soğuk zinciriyle yürümeye devam ettim. Arkadaşımın evine vardığımda ne beklemem gerketiğini düşündüm,o kadar küçük ve çelimsizken annesi ölen bu çocuk yaşayabilmiş miydi? Veya evlenmişti, yaşının benden büyük olması gerekti... Yanağıma tokat attım,titana dönüştükten sonra çeşitli ayrıntıyı,geçmişte unutmaya çalıştığım her anıyı hatırlamıştım ama en önemli kısımı birlikte oyun oynayıp zaman geçirdiğim sayılı arkadaşlarımdan birinin yüzünü unutmuştum... Heyecan ve korkuyla kollarımı birbirine kavuşturup ceketimin kapşonunu başıma geçirdim,yalnızdım bir iki kişiyle başa çıkabilirdim ancak Johnson gören bir gruba karşı koyabileceğimi düşünmüyordum.

      Annemle geldiğim yolları tek tek geçiyordum. Levi şimdiye kadar binaya geri dönüp benim için hazırlanan idam kağıdını imzalıyor olabilirdi belki de çoktan askerler peşime düşmüştü omuz silkip adımlarımı sıklaştırdım.

      Tanıdığım sokağın başına gelince biraz bekledim, her yerden daha sessiz olan bu mahallede duran evlerin içinden ışık gelmese buranın terk edildiğini düşünürdüm. Evlere tek tek baktım tanıdıktılar pencerelerinden bana bakan kadınlar gözümün önüne geldi;küçükken yanlış bir şey yaptığımı düşünüp hep annemin öğrettiği gibi düzgün yürümeye çalışır onlara gülümserdim onlar da perdeyi çeker veya yüzlerini buruşturup gözlerini kaçırırlardı. Yüzüme buruk bir gülümseme oturdu.

    Tanıdığım evin duvarını görünce kapşonumu çıkardım. Ev eskimiş neredeyse yıkılacak gibi duruyordu ancak içeriden zayıf bir ışık gözümü yakaladı. Yavaş adımlarla evin kapısına yaklaşıp kapıyı çalmak için elimi kapıya götürdüm,kapı sonuna kadar açılınca tozlu döşeklerin arasında beyaz eriyip bitmesine az kalmış bir mum yanıyordu,muma doğru yürüyüp önünde diz çöktüm. Eskimiş evin zemini üstünde yüründükce gıcırdıyordu arkamda başka birinin olduğunu bu sesle anladım. Dönüp yüzüne bakmak yerine arkadaşı olduğum kişiyle muma bakarken konuşmaya başladım. "Ben Alice. Hatırladın mı buraya annemle gelirdim?." Evin kapısı kapanınca şaşkınlıktan kaskatı kesilmiştim elimi kolyeme götürdüm yer altonda dönüşme riskini göze alamazdım ama güvende hissetmem gerekti. "Bana ve anneme kızgın olmalısın... Özür dilerim bunca yıl sonra aklıma geldin... Seni unutmak gibi bir niyetim yoktu ama arkadaşım tek istediğim... Biliyorsun o adama neler yapmıştım...Beynim şu anda alt üst durumda... Özür dilerim, çok özür dilerim." Alt dudağımı ısırıp başımı yere eğdim gıcırdamalar yeniden başlamıştı kapıdan birazda olsa bana yaklaştığını düşündüm. "Nasıl bir durumda olduğunu görüyorum... S-sana yukarıda iş bulabilirim tanıdıklarım çok ve-" Gıcırdamalar bu sefer tam arkamda bitmişti bir el tasmamın zincirini buldu. Ağlamaya başladım ama bu sevinçtendi gözlerim yaşarırken kahkaha atmaya başladım. "Senin yerinde olsam bende bir şey demezdim... Kızmakta haklısın... Bana zarar ver istersen ama ne olursa olsun seni buradan götüreceğim bunca yıl sonra burdasın,seni öyle özlemişim ki...!" Hıçıkırıklarla bağırarak ağlamaya başladım,tasmamın zinciri çekilince kafamı geriye attım. "Özledin ama adımk hatırlamıyorsun." Tanıdık sesle gözlerimi ovuşturup karşımdaki kişiye baktım. "H-Heichou!" "Adım bu değil Alice." Levi elini uzatıp ziniciri gömleğimin içinden çıkardı. "Benim Levi, arkadaşın." Zinciri başımın üstünden geçirince zinciri çekiştirip önümde eğildi. Ağlarken elimi yüzüne uzattım. "Özür dilerim... Hatırlamaya çalıştım her şey aklımdaydı Heichou... Hayır! Levi! Her şey aklımdaydı ama yüzün ve adın yoktu, anılarımız vardı... Ama senin yüzün ve ismin hep esksikti." Levi öfleyip doğruldu. Ben şaşkınlıktan ne yapacağımı bilemezken o elini bana uzattı. "Özlediysen sarılman gerekmiyormu?" Gülümseyerek hızla kafamı salladım ve Levi'nin elinden tutup doğrulduğum anda boynuna atladım. "Neden söylemedin?" dedim ayrıldığında bu sefer gözlerimi kaçırmadan onun gözlerine bakarken. "Ne kadar devam edeceğini görmek istedim..." "Kadere bak..." Levi'nin yüzünü ellerimin arasına aldım boyum biraz kısa olduğu için Levi benim için eğilmişti. "Sen gerçekten O'sun, benim arkadaşımsın." Sürekli yapmadığı şeyi yapmıştı, gülümsemişti. "Uzun zaman oldu Alice." "Uzun zaman oldu... Levi."

    

Şeytan'ın Kızı: Alice Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin