Mahkeme tekrar toplanınca uzattığım bacaklarımı tekrar topladım,bu kadar uzun süre diz çökmek dizlerimi uyuşturmuştu.
Yargıç kürsüye çıkıp jüriye döndü. "Evet kararınızı verdiyseniz sizi konuşmaya davet ediyorum." Jürilerin içinden sarışın bir adam doğrulup boğazını temizledi bir kez arkasındaki insanlara baktıktan sonra konuştu. "Alice Johnson'u titanını zeki bir şekilde kullanımından ve işlediği suçtan dolayı suçlu bulduk,idam edilmesini istiyoruz." Ha? Gözlerimi kocaman açtım mahkemede fısıltılar başlayınca yargıç insanları susturdu. Konuşmam gerekliydi burada ölemezdim korumam gereken kişiler vardı dişlerimi sıktım.
Yargıç konuşmaya başlamadam hemen "Sayın yargıç izninizle kendimi savunmak için bir kaç kelime bende söylemek isterim." dedim. "İzin senin Alice." "Teşekkür ederim." Askeri İnzibat'tan elinde tüfek tutan bir askerin çoktan titremeye başladığını görünce bakışlarımı ondan çevirip jürinin sözcüsüne baktım. "İdam edilmemi uygun bulmanıza şaşırmadım değil sayın sözcü,benim gibi insanlığa insanken bile yararı dokunmuş bir kişiyi ufacık tamam adam öldürmeye teşebbüs büyük bir suç ama sevdiklerimi korumak için bu suçu işlemiş beni,nişanlısını on yıl önce o günde kaybetmiş beni ve Eren'i Titan Ormanı'nda korumuş beni idama uygun görmektesiniz. Bu fikri hem saçma görüyorum hem de şöyle düşünüyorum siz titan görmemiş insanlar her an titana dönüşeceğim diye mi korkuyorsunuz? Dönüşsem bile beni düşman olarak görmenizi düşünmek çok saçma. İnsanlara zarar versem kaybettiğim silah arkadaşlarıma sırtımı dönmüş onların cansız bedenlerini utançla kirletmiş olurum. Bu yüzden yaşamama izin vermelisiniz böylece hem kaybettiğim hemde kazandığım bu insanları koruyabileyim evinizde rahatça oturabilesiniz... " Gözüm sinirden seğirmeye başlamıştı çünkü sözcü bana öyle bakıyordu ki korkmamış resmen tiksinmişti dilimi öyle sert ısırdımki ağzımda kan tadını hissettim sessizlikte ağzımdan duman çıkmaya başlayınca sözcü gözlerini kocaman açıp tüfekli İnzibat Askeri'ne "Ateş et!" diye emir verdi. Korkuyla iç çektim askerin elleri titrerken Levi'nin sesi mahkemede yankılandı "Hanji senden istediğim şeyi getirdin mi?" "Burada." Levi elinde zincire bağlı mavi bir tasmayla yanımda belirdi eğilip tasmayı boynuma takarken kulağıma "Seni aptal insanlara böyle bakmayı kes onları korkutuyorsun." diye fısıldadı. Hemen başımı yere eğdim insanları bakışımla bir kez korkutmuştum...
Levi yargıç ile konuşup Erwin sayesinde onları ikna ederek benide Eren gibi eğiteceği sözünü verince tek bir şartla serbest bırakıldım,yolda yanımda Levi yokken görülürsem insanların beni vurma izinleri vardı.
Karardan sonra odam Levi'nin odasıyla birleştirilirken biz Erwin'in odasındaydık. "Konuşman akıllıca olsa da vurguların onlaeı korkuttu Alice." "Doğruları söylemek korkutucuysa korksunlar." "Tek korkutucu olan şey konuşman değildi." dedi Levi çayından bir yudum alırken. "Farkında değildim Heichou... Sizce de korkunçmu duruyordum?" "Hayır." başımı sallayıp tasmaya elledim. "Ah onu unutmuşum gel buraya da tasmayı çıkaralım." Levi'ye yaklaşıp önünde eğilince "Gerçekten tasma gereklimiydi Heichou?" diye sordum. Levi tasmayı çıkarırken göz göze geldik. "Gözlerini boyamak için evet gerekli titanını ilk seferde tam tamına kullanabildiğini bildikleri için senden Eren'den olduğundan daha çok korktular bu da daha fazla onları kandırmamız gerektiğine işaret. Bu tasmayla canın güvende." Levi tasmayı bana verdi. Tasmayı alırken ona gülümsedim." Bir de sizle Heichou." Levi gözlerini benden kaçırıp çayını yudumlamaya geri döndü.Levi'nin odasında işler bitene kadar sessizce yüz yüze oturmaya devam ettik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan'ın Kızı: Alice
ActionYetim olarak Duvar Sina'da zengin bir ailenin yanında büyüyen Alice'in Keşif Birliği'ne katılana kadar ve katıldıktan sonra yaşadığı olayları göreceksiniz. -Spoiler İçerir.-