Ayşe’den
Onsuzluk; şimdiye kadar düşünmekten korktuğum, kaçtığım duygu. Şimdi yok yanımda kendini önümde duran korkunç, soğuk, derin denize gizledi. Yanımda oturan Kerem e döndüm.
‘’gelir değil mi? Bırakmaz beni. Yine ‘ nereye gidersen git bulurum seni ben Poyraz ÇAĞIRAN ‘ diye gıcık eder mi beni’’ dedim sessizce gözlerimden akan yaşı umursamayarak.
‘’gelir canım o hiç bırakmaz seni. O kadar deli değil ki senin gibi bir hediyeyi bıraksın. Sen ona Allah ın verdiği hediyesin o da sana mutlaka çıkacak buradan’’ dedi. Denizin üstünde bir hareketlenme oldu. Hemen ayağa kalktım. Araba Poyrazın arabası. Arabayı bulmuşlardı onu çıkartıyorlardı. Acaba Poyraz içinde mi? Diye koşmaya başladım. Aracı karaya koydular koşup baktım yoktu. Murat geldi yanıma ‘’ aracın içinde yok bu bir yandan iyi bir yandan kötü çünkü araçta olmaması boğulmadığını düşündürtüyor ama diğer yandan da akıntıya kapılıp kaybolmuş olabilir ve bu da…’’ derken elimle susturdum onu. Ölmedi aşkım ölmez. Zeytin gözlüm bırakmaz beni mutlaka çıkacak bir yerden belki de yüzdü karaya çıktı. Muratla Kerem kendi aralarında konuşurken ben denize biraz daha yaklaştım. Denizin kıyısına polis tekneyi bırakıp uzaklaştı. Etrafa baktım herkes bir şeyle uğraşıyordu. Kimse fark etmeden tekne ye binip çalıştırdım. Dünden belli arıyorlardı bulamamışlardı. Ben bulurum zeytin gözlümü. Arkamdan seslenseler de oralı olmadım. Aracın çıkarıldığı yere gittim. Seslenmeye başladım ‘’Poyrazzzz’’ gözyaşlarım yüzünden görüntüm bulanıklaşıyordu. Ne kadar silsem de yine akıyorlardı. Yoktu hiçbir yerde delireceğim. ‘’aşkım çık ne olur. Bak yine bana aptal şakalarından birini yapıyorsan hiç komik değil.’’ Diye bağırdım. ‘’aşkım sen gelmezsen ben gelirim’’ diye bağırdım. Bırakmam aşkım seni gelmezsen ben gelirim… Kendimi tekneden sulara bıraktım. Yüzdüm en derinlere. Neredesin aşkım nerede. Gidebildiğim kadar derinlere yüzdüm. Yok, yok yok… Yalancı hani hiç gitmezdin, hani beni hiç bırakmazdın. Neredesin şimdi. Yüzmeyi bıraktığımda en dipteydim. Kendimi denizin dalgalarına bıraktım. Gitme zeytin gözlüm ne olur gitme yaşayamam ki ben sensiz. Sen demez miydin evlenecektik, çocuklarımız olacaktı. Bizi hiçbir şey hiç kimse ölüm bile ayıramaz. Sen demez miydin? Bu ne şimdi tam her şey düzeldi artık mutlu olacağız dedik sen niye gittin. Bunu yapma bana aşkım ne olur gitme, gitme sensiz eksik kalırım hiçbir zaman tam olamam…
Korkuyorum Poyraz çok korkuyorum yalnız kalmaktan sensiz kalmaktan… Çık aşkım şuradan çıksana artık… Gözlerimi yumdum aşkımı hayal etmeye başladım…
****
ÜÇ HAFTA SONRA
Ölüm; acımasız, soğuk, karanlık… Bu iki heceli dört harften oluşan kelimenin anlamı. Hiç bir şekilde anlatılmaz ki. Ruhları alıp soğuk bedenler bırakır. Poyrazım yok. Nerede bilmiyorum. Ben onsuz hiçbir zaman iyi olamam ki. Onsuzluğu hiç düşünmedim ki. Bana her şeyi öğretti. Aşkı, sevgiyi, sevmeyi, sevilmeyi, acı çekmeyi, onunla bütün heyecanı, acıları yaşadım. Ama onsuzluğu öğretemedi. Denedi beni onsuz bırakıp gitti ölüyordum onsuz ama hep geri dönmesini bekledim. Döndü de tam ben artık olmaz yaşayamam dediğimde çıkıp geldi açtığı yaraları tek tek sardı. Ama şimdi öyle değil onu arıyoruz üç haftadır ama yok. Herkes umudunu kaybetmiş cansız ruhsuz bir şekilde hayatlarına devam ediyor. Ama ben hala umudumu taşıyorum. Arama kurtarma ekibi geri çekildi. Bunu duyduğum an kıyameti kopardım. Murat a yalvardım. Diz çöktüm bırakmasınlar diye. Ama dinlemediler murat ın tek dediği ‘’üzgünüm ama yok Ayşe. Günlerdir 24 saat boyunca arıyoruz ama yok üzgünüm zor biliyorum benim içinde öyle ama artık kabullen. Artık Poyraz yok’’ dedi nasıl bu kadar çabuk kabullenirler. Annemler eve götürmek istedi beni gitmedim gitmemde onu bu soğuk denizde bırakıp hiçbir yere gitmem. Bir tekne tuttum kendim aramaya devam ettim. Son olan olay yüzünden Kerem beni hiç yalnız bırakmıyordu.’’kahretsin Ayşe nasıl kendini sulara atarsın. Ya sana da bir şey olsa biz ne yapardık hiç düşündün mü?’’ diye bağırmıştı. Bilmiyorlardı ki ben artık yok um. Poyraz yoksa bende bir hiçim beni anlamıyorlar ki…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NE OLUR GİTME
Teen FictionAşk; huzuru, sevgiyi, mutluluğu aradıkları bir gemiydi. O gemiye yetişmek için çok çaba sarf ettiler. Umutlar kurup, bu umutlara sarıldılar. Ama hiç biri başlarına gelecekleri bilmiyorlardı. Geçmişlerinde ki hataların boğazlarına sarılıp dünyaları...