17. bölüm- Kalbimin zamanını durduran kadın

685 37 4
                                    

AYŞE’DEN

Hala şaşkın şaşkın olduğum yerde kalmıştım. Kerem benden vazgeçmişti. Boşanmak istediğini söyledi. Bu aklıma yeniden gelince dikildiğim yerden harekete geçip merdivenlere doğru yürüdüm. Tam adım atacakken merdivenlerden elinde bir çanta ile Kerem indi. Gözlerim büyürken ‘’Ne yapıyorsun Kerem? ‘’dedim. İçimde bir şeyler alt üst oluyordu. En beteri de ne yapacağını bilmeyen bir aptal olmam. Kerem yanımdan geçerken ‘’Buradan gidiyorum. ‘’demesi ile koluna yapıştım.

‘’Nereye gidiyorsun?’’dedim. Bana umutsuzca bakarken gözlerinden birkaç damla süzüldü. O damlalar içimde bir yerleri kırdı.

‘’Bilmiyorum. Nefes alabileceğim bir yere gidiyorum.’’dedi. Ellerim kolundan düşerken gözlerim doldu. Sonunda benden nefret ediyordu. Beni görmeyeceği bir yere gidiyordu. Kalbim kırılmıştı ama benim onunkini kırdıklarımın yanında hafifti bile. Kapı yüzüme kapanırken olduğum yere çöküp ağlamaya başladım. Başımı ellerim arasına alırken dirseklerimi dizime koyup sallanarak ağlıyordum. Bir insan kendinden bu kadar çok nefret edebilir mi? Ben kendimden ölesiye nefret ediyorum. Hatta iğreniyorum. Bütün sevdiğim insanlar benden nefret ediyor. Kimse sevmiyor beni. Zaten neyimi sevsinler ki? Bütün gece ağladım. Kalbim acıyordu. Ve hiç dinmiyordu ağrısı.

Sabah uyandığımda oğlumu anneme bırakıp işe gittim. Şirkete geldiğimde hala çok bitkindim. Dün hiç uyumamıştım. Ve buda hastalığımı daha da arttırmıştı. Ve şu an çok üşüyorum. Poyraz’ın odasına girdiğimde onun koltuğunda Nisan oturuyordu. Şaşırsam da rahatsız olduğumu belli eden bir biçimde ona baktım. Nisan’ı çok seviyordum ve bulunduğum durum yüzünden utanıyordum. Nisan ayağa kalkıp topuklu ayakkabısı ile tok sesler bırakarak yanıma geldi. Çekingence ona bakıyordum. Gülümseyerek ‘’Bende seni bekliyordum’’dedi. Ben hala bir şey demeyince ‘’Ayşe benimle bir kahve içmeye ne dersin? Hem konuşuruz.’’dedi. Ona çekingence gülümseyip ‘’olur’’dedim. Ama hala içim içimi yiyordu. Ne konuşacağımız belliydi ama yine de korkuyordum işte. Şirketin yanındaki kâffeye gidip cam kenarı bir masaya oturduk. Dışarıda hala yoğun kar vardı. İçim hüzünlü iken Nisan’ın konuşmaya başlaması ile dikkatimi ona verdim.

‘’Poyraz ile eskiden yaşadığın ilişkiyi biliyorum.’’ Dedi. Siparişini verdiğimiz kahveler gelince elime alıp bir yudum aldım. Gerçekten çok fazla üşüyordum. İçim ısınır diye düşünmüştüm ama maalesef ısınmamıştım. Neyse hala ona karşı bir şey demediğimi fark ettim. Sıkıntı ile nefes verip ‘’Evet eskidendi.’’dedim. Nisan bir anda elini elimin üstüne koydu.

‘’Hala ona âşıksın de mi?’’ dedi. Şaşkınlıkla bir elimin üstünde ki eline baktım. Birde gözlerine.

‘’Evet, hala onu seviyorum.’’dedim. Bana şefkat ile baktı. Gülümseyerek ‘’Ayşe vazgeçme. İçinde ki aşka tutun. Ona tutun. Ellerini sımsıkı tutup asla bırakma.’’dedi. Şaşkınlıkla ona baktım. Bir insan nasıl başka birine eşinin elini tutmasını ister ki? Kaşlarımı çatıp tam bir şey söyleyecekken dediği kelimelerle şaşkın bakışlarım yüzünde kaldı.

‘’Seni ben bilerek buldum. Tesadüf değildi. Üç yıldır seni arıyorum Ayşe. Poyraz hafızası kayıpken bile her gece rüyasında seni sayıklıyordu. Onun sana olan aşkına imrendim. Seni çok aradım. Tam bulduğum gün sen buradan gittiğin gündü. Hava alanına koşarak geldim ama yetişemedim. Amacım her zaman sizi birleştirmekti.’’

‘’Ona hiç âşık olmadın mı Nisan?’’

‘’Oldum. Olmamak mümkün değil ki. Ama senin ona duyduğun aşkın büyüklüğünü biliyorum. Ve o da seni çok seviyor. Ben bu aşkın silinmesine izin veremezdim. Eğer izin verseydim ben ben olmazdım. Ben kötü insan olamam Ayşe. Evet, Poyraz’ı çok seviyorum ama onun sana duyduğu aşk daha büyük. Sen gidince bu üç yılda çok çabaladım. Bana âşık olur sandım ama olmadı. Ne kadar dıştan mutlu görünsek de değildik. O her zaman seni sevdi. Hem de unutmuş olduğu halde.’’ Dedi. Gözlerimden yaşlar süzülürken gülümsüyordum. Nisan’ın ellerine sımsıkı tutundum.

‘’Teşekkür ederim. Çok çok teşekkür ederim Nisan.’’dedim. O da benim ellerimi sımsıkı tuttu. Gözleri nemlendi. ‘’Hadi sulu göz. Sevdiğin adama koş. Ve bu kez sakın onu bırakma Ayşe. Siz mutlu olmayı hak ediyorsunuz.’’dedi. Başımı evet anlamında salladım. ‘’Tamam, bu kez onu asla bırakmayacağım.’’dedim. Gülümseyerek masadan kalkıp oradan koşar adımla çıktım. Hızla kara basarak yürürken hala gülümsüyordum. Bir an önce Poyraz’ın yanında olmak istiyordum. Bu kez kaçmayacaktım. Onun yanında olup ellerine sımsıkı tutunacaktım. Saçlarım rüzgârdan savrulurken kabanıma daha sıkı sarıldım. Topuklu botumun çıkardığı her ses de daha çok heyecanlanıyordum. Hızla şirkete girince koşar adımla asansöre bindim. 24. Kata basarken kalbim artık heyecandan sıkışıyordu. Ağzım kulaklarımdaydı ve mutlu olduğum kadar da gergindim.

POYRAZ’DAN

Onu evine bıraktıktan sonra eskiden gittiğimiz orman yoluna gittim. Arabamı yol girişinde durdurduktan sonra ağır adımlar ile hep oturduğumuz banka gidip oturdum. Üstünde hala kazıdığım isimlerimiz vardı. Elimi üstünde gezdirirken gözlerimden yaşlar süzüldü. Artık onsuzluğa dayanacak gücüm yoktu. Tükenmiştim, bitmiştim.  Onun varlığı kalbimin tam merkezine oturmuştu. Tamda kalbimin olduğu yer sızlıyordu. Sağ elimi yumruk yapıp göğsüme vurmaya başladım. Dinmiyordu acım. Kalbim kırıktı, yorgundu, umutsuzdu. Keşke koşarak bana gelip boynuma sarılsaydı. Ama artık imkânsızdı. Bana gelmezdi. Düşünmeyi bırakıp eve gittim. Bir türlü uyuyamadığım soğuk yatakta sabaha kadar dönüp durdum. Sabah olunca hazırlanıp arabama bindim. Şirkete doğru yol alırken onu yeniden göreceğim için heyecanlıydım. Şirkete geldiğimde araçtan inip şirkete girdim. Yavaş adımlar ile yürürken tek düşündüğüm hala oydu. Kalbimin zamanını bozan kadın. Asansöre binince 24. Kata bastım. En sonunda kendi katıma geldiğimde yavaş adımlar ile asansörden çıkıp sekreterime selam verdim. Odama girdiğimde Ayşe gözlerimin içine heyecanla bakıyordu. Kalp atışlarım hızlandıkça hızlanıyordu. Teninin solgun durduğunu görünce endişe ile yanına gidip elimi alnına yerleştirdim. Hala ateşi vardı ve o bu halde şirkete mi gelmişti? Sinirle ‘’Hala ateşin var bu halde mi geldin?’’ dedim. Ama o beni duymuyor gibiydi. Sadece yüzüme bakıyordu. Kırmızı dudakları aralık duruyordu. Sanki bana bir şey söyleyecekte söyleyemiyor gibiydi. Merakla ‘’Neyin var?’’dedim. Gözleri dudaklarıma inerken gözlerinden yaşlar süzüldü. Sağ eli sol yanağıma yerleşirken titredim. Nefesi tenime her dokunduğunda içim ısınıyordu. Daha mutlu daha huzurlu oluyordum. Ama sanki şu an rüyada mışım gibi geliyor. Sanki bir anda ben olduğum yerde kalacağım ama o yok olacakmış gibi. Gözlerim şaşkınca onun gözlerindeydi. Bana gözyaşları içinde gülümsedi. ‘’Seni çok özledim zeytin göz’’dedi. Şaşkınlığım daha da artarken parmak uçlarında yükselip dudaklarımızı birleştirdi. O an rüyada olmadığımı anladım. Ellerim beline dolanırken onu daha çok kendime çektim. Elleri boynuma sarıldı. O tanıdığım kokusu burnuma dolarken gözlerimden birkaç damla süzüldü. Şu an gerçekten şaşkınlıkla karışan mutluluğum içimi ısıtıyordu.  Kulaklarımda rüzgârın tatlı melodisi dolanırken şu an olduğum yerden soyutlanmıştım. Sanki başka bir yere yolculuk yapıyorduk. Nefes nefese ayrıldığımızda hala ben şaşkınca ona bakıyordum. Yüzümde keşfe çıkan yumuşak elleri gözlerimin kenarında şefkatle dolanıyordu. Derin bir iç çekip ‘’Sana doya doya bakmayı özlemişim. Seni çok özlemişim zeytin göz.’’ Dedi. Gülümsedim ‘’Ben seni daha çok özledim baş belası.’’dedim. O gülünce daha da gülümsedim. Yanağıma dudaklarını dokundururken ‘’Artık hep yanında olacağım.’’dedi. Benden uzaklaşıp ellerimi sımsıkı tuttu’’ Ve asla ellerini bırakmayacağım sevgilim.’’dedi. Ben mutlulukla gülümseyip alnına öpücük bıraktım. Tekrar gözlerimiz buluştuğunda ‘’Benim için her zaman sadece sen vardın. Sen benim ilkim olduğun gibi sonumdun.’’ Dedi. Saçlarına ellerim gidince birkaç telini elime alıp okşadım.

‘’Sende benim için teksin. Tek aşkım, kalbimin zamanını durduran tek kadınsın. Benimsin …’’dedim. Gülümseyip elimi tuttu ‘’Zeytin göz bugün boş musun?’’Deyince heyecanla başıma avucumun içi ile vurup ‘’Hayır bir toplantım vardı. Hadi çabuk koş!’’deyip hızla elime dosyaları alıp toplantı odasına koşmaya başladım. Arkamdan gelen topuklu ayakkabı seslerinden de beni takip ettiğini biliyordum. Canım sevgilim<3

NE OLUR GİTMEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin