KEREM’DEN
Şaşkınca Poyraz’ın verdiği tepkiye bakıyordum. Kendini paralıyordu ve çok ağlıyordu. Ayşe ‘ye sımsıkı sarılmış bırakmıyordu. Ne yapacağımı bilmiyordum. Acaba şu an hatırlıyor muydu? Nisan ile bakışlarım birbirini bulduğunda hem şaşkın hem de kıskanç bakışlarını gördüm. Kendime geldiğimde Ayşe’yi Poyraz’ın elinden alıp odaya götürmek için ayaklandım. Ama Poyraz ona öyle sıkı sarılmıştı ki elinden almak kolay olmadı. Ayşe’yi kucağıma alıp yavaş adımlarla ilerledim. Kendine dikkat etmediği için ona çok kızıyorum. Yine kıskandığı için böyle davrandı. Tıpkı o zamanlar yaptığı gibi.
BEŞ YIL ÖNCE’Sİ
Ne yaparsam yapayım beni hiç fark etmedi. Gözümün önünde Poyraz’a aşkla bakardı. Bende ölürdüm. İçim darma duman olurdu. Onun benim olmasını isterdim ama o sadece Poyraz’a bakardı. Ve sadece kalbi ona aitti. Bir gün poyraz’ın evine gittiğinde onu bir kızla görmüş. Delirmiş ve çıldırmış. Kavga etmişler ve Ayşe çekip gitmiş. Poyraz korkuyla beni aradı.
‘’Kerem yardım et ne olur? Ayşe yanlış anladı ve çekip gitti. Nerede bilmiyorum’’ dedi. Bende koşup yanına gittim. Her şeyi öğrendim. Ayşe Poyraz’ı üvey kız kardeşi ile görmüş. Ondan kıskanmış. Oysa durum çok başkaydı. Onlar öz kardeş gibi birbirlerini çok severlerdi. Arıyorduk açmıyordu. Araba ile her yerde onu aradık yine bulamadık. Evine gittiğimizde annesi eşyalarını toplayıp gittiğini söyledi. Nereye dediğimizde de İzmir’e gideceğini öğrendik. Poyraz ile hava alanına koşarak gittik. Her yerde onu aradık yine bulamadık. Ne yapacağımızı bilmiyorduk ve onun için korkuyorduk. Özellikle de ben. Bu hayatta ona açılmak için hiçbir şansım olmadı. Ve olmayacakta biliyorum ve onu kaybetmek istemiyordum. Benim kalbimde bir tek o vardı. Çok denememe rağmen içimde ki yeri hiç sarsılmadı. Hep ilk gördüğüm günkü gibi titretti kalbimi. Deli yangınlar çıktı. Söndüremediğim alevleri beni de kendine hapsetti.
Ben hep sustum. Sustukça da onu kaybettim. Her an her saniye onsuzluğa mahkûm oldum. Her şey de bir hayır vardır desem de ömrüm boyunca acı çektim. Ondan vazgeçemedim. Yalanlar söyleyerek sadece yanında kalmak istedim. Ona kardeşimsin desem de aslında hiçbir zaman öyle hissetmedim. Ve bu benim hayatım da söylediğim en büyük yalandı.
Duygularımdan kaçmak hiçbir zaman çözüm olmadı. İçimdeki yanan aşk volkanı hiçbir zaman durmadı. Tam tersine her gün daha da alevlenen ateşine beni çekti.
O gün onu hava alanında ilk ben buldum. Ardında öyle bir bağırdım ki yer gök inledi. İsmini her söylediğimde gözlerim yaşarıyordu. Ona gidip sarılmak için bir adım attığım da Poyraz yanımdan koşup ona sımsıkı sarıldı. Ne yapacağımı bilmiyordum. Can çekişiyordum kimse görmüyordu. Arkamı onlara dönüp oradan uzaklaştım. İnsanlar bana şaşkınca bakıyorlardı. Çünkü öyle ağlıyordum ki sanki bir yakınım ölmüş gibi. Aslın da evet biri ölmüştü o da ben…
Aşk ta öğrendiğim tek şey fedakârlıktı. Ben asla onunla olamadım. Ama gözümün önünde can kardeşimle olmasına izin verdim. Ben fedakârlık yaptım. Ondan vazgeçtim. Kalbim vazgeçmese de onunla olmaktan vazgeçtim. Bir insanı yanındayken bile deli gibi özlemek adamı çıldırtır. Bende öyleyim. Yanımda olsa da onu ölesiye özlüyorum. Bu yüzden çıldırıyorum.
Yoğun duygularımı bırakırken gözyaşları içinde onu odaya götürüp yatağa yatırdım. Korku ile doktor çağırdım. Poyraz ile Nisan da oturmuş bana bakıyorlardı. Ayakta volta atıyordum. Bulut koşup yatağa Ayşe’nin yanına oturup ağlamaya başladı. Bana dönüp ‘’baba anneme ne oldu? Anneeee…’’Diye ağlıyordu. Hemen yanına gidip onu kucağıma aldım. Onu öperken ‘’korkma oğlum anne sadece birazcık yorulmuş. Dinlenmesi lazım’’dedim. Belki de bu hayatta başıma gelen en güzel şeyler den biri de Bulut’a sahip olmaktı. Onu kaybetmekten ölesiye korkuyorum. Keşke gerçekten bana ait olsalardı. Poyraz’a döndüğümde gerilim dolu bakışlarıyla bana bakıyordu. Elini yumruk yapmıştı. Bu hali şüphelenmeme neden oluyordu. Sizce o bir şeyler mi hatırlıyor?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NE OLUR GİTME
Roman pour AdolescentsAşk; huzuru, sevgiyi, mutluluğu aradıkları bir gemiydi. O gemiye yetişmek için çok çaba sarf ettiler. Umutlar kurup, bu umutlara sarıldılar. Ama hiç biri başlarına gelecekleri bilmiyorlardı. Geçmişlerinde ki hataların boğazlarına sarılıp dünyaları...