KEREM’DEN
Bütün gece bekledim. Ama gelmedi. Aradığımda telefonu kapalıydı. Delirmek üzereydim. Neredeydi? Kiminleydi? Merak ediyordum. Onu çok özlüyordum. Bir saniye görmesem bile deli gibi özlüyordum. Pencereden boş sokağa baktım. Ne gelen vardı ne de giden. Bulut’u uyutmuştum. Bütün gece annesini sorup durdu. Masum oğlum, hiçbir şey bilmiyor. O kadar küçük ki onu severken hep içim sızlıyor. Yalanlarımızın altında eziliyorum. Bir gün oğlum olmadığını öğrenirse ne yaparız? Onu bu karmaşadan nasıl korurum hiç bilmiyorum. Tek bildiğim çok korkmam. Telefonum çalınca düşüncellerimi bırakıp elime aldım. Arayan Barıştı.
‘’Barış’’ dedim merakla. Barış bir iç çekerken ‘’Kardeşim, meraktasındır diye seni arayayım dedim. Ama sinirlenme sakın.’’dediğinde endişelenmeye başladım.
‘’Ne oldu?’’
‘’Ayşe şu an Poyraz ile beraber. Rahatsızdı. Yine astım krizine girmiş ama merak etme iyi. ‘’dediğinde aklım dondu sanki. Ben kaybediyordum. Yok oluyordum. Sevdiğim kadın, karım can dostumun yanındaydı. En acısı da böyle olmasının doğru olduğunu düşünmemdi. İnsan hiç kendi içinde çelişkide kalır mıydı? Bendede öyle işte. Hem yanımda olsun istiyorum. Yanımdan hiç gitmesin diyecek kadar bencil iken bir anda gitsin mutlu olsun istiyorum. Açıkçası artık ne istediğimi bilmiyorum. İnsanın başına en çok korktuğu gelirmiş. Bana da aynısının olacağını biliyorum. Bu masalın sonunda kaybeden ben olacağım.
AYŞE’DEN
Gözlerimi açmadan önce âşık olduğum koku burnumu sarmıştı. Yüzüm istemsizce gülümserken gözlerimi araladım. Âşık olduğum ve özlediğim adam tam yanımda uyuyordu. İçimi buruk bir mutluluk sararken sağ elim deki serumu çıkardım. Ona biraz yaklaşınca sağ elim sol yanağına gitti. Kalın kaşlarını çatmıştı. Rüyasında ne gördüğünü merak ediyordum. Dudakları büzülünce gülümsedim. Bulut ‘ta aynen bu şekilde uyuyor çünkü. Sanırım oğlum sadece kokusu ile değil her şeyi ile aynı babasıydı. Poyrazın tenine dokundukça gözlerim nemleniyordu. Onu hala çok seviyordum. Ne kadar inkâr etsem de, ondan kaçsam da onu deliler gibi seviyordum. Ona biraz daha yaklaşırken burnumu burnuna dokundurdum. Nefes alış verişi dudaklarımı sarıyordu. O kadar sıcak ki üşüyen içimi ısıtıyordu. Onun yanında olunca bütün korkularım bir anlığına da olsa kayboluyordu. Aslında olmak istediğim yer tam da burasıydı. Onun kollarının arasında olmak istiyorum. Parmaklarım ters bir şekilde yüzünde gezdirirken her bir çizgisini ezberlemeye çalışıyordum. Sanki şu acımasız dünyaya meydan okurcasına ezberliyordum onu. Ama ne komik ki ben zaten onu ezberlemiştim. Hiç unutmamıştım. Bu düşünce ile ağlamam derinleşirken hıçkırmamak için ondan uzaklaştım. Yavaşça yataktan kalkıp kabanımı giydim. Hala geceydi. Yavaş adımlarla dışarı çıkıp gökyüzüne odaklandım. Hıçkırarak ağlıyordum. Çok bitkin ve çaresizdim. Onu seviyordum ama ona sarılamıyordum. Ben her şeyden, ondan, kendimden kaçıyordum. Ve bu kaçışlardan yorulmuştum. Ne olursa olsun artık! Gerçekten dayanamıyorum ben. Onsuz kalmakta istemiyorum. Başkasını üzmeyi de istemiyorum. Gerçekten çok yoruldum.
POYRAZ’DAN
Gözlerimi kapayıp hayal kurmaya başladım. Ayşe ile evlendiğimi, çocuklarımızın olduğu bir dünya hayal ettim. Tam o sırada yüzümde bir el hissettiğimde rüya mı gerçek mi diye düşünüp kaşlarımı çattım. Uyanmak istemediğim bir rüya olduğunu düşündüğüm içinde gözlerimi açmıyordum. Ama tanıdığım koku bana yaklaşırken burnumun üstünde onun burnunun varlığını hissedince rüyada olmadığımı anladım. Ama gözlerimi açmak istemiyordum. Özlediğim dokunuşlar yüzümdeyken mutluydum. Bir anda benden uzaklaşınca istemsizce kalbim kırıldı. Beni bırakmasın istiyordum. Yanımda olmasını ve bana dokunmasını çok istiyordum. Kapı sesi duymamla yataktan fırlamam bir oldu. Acele ile montumu alıp kapıya koştum. Kapının kulpuna giden ellerim hıçkırık sesleri ile durdu. Sanırım yine ağlıyordu. Usulca kapıyı açıp sessizce ona arkasından baktım. Sağ elini yumruk yapmış ağlıyordu. Diğer eli ile de sanırım ağzını kapıyordu. Başını gökyüzüne kaldırıp ‘’Gözlerimi kapasam dört yıl önceye döner miyim?’’ dedi. Yüzüm anlamayan bir ifade alırken kalbim hızlanıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NE OLUR GİTME
Roman pour AdolescentsAşk; huzuru, sevgiyi, mutluluğu aradıkları bir gemiydi. O gemiye yetişmek için çok çaba sarf ettiler. Umutlar kurup, bu umutlara sarıldılar. Ama hiç biri başlarına gelecekleri bilmiyorlardı. Geçmişlerinde ki hataların boğazlarına sarılıp dünyaları...