Yedi saat önce
‘Bir umut, düşün. Sessiz sakin yaşadığımızı. Yalanların olmadığı, gitmelerin olmadığı. Düşünsene sevdiğim ne mutlu olurduk seninle. Cenneti yaşardık beraber. Uçsuz bucaksız bir yerde, yemyeşil her yerden huzurun olduğu yerde sen ve ben…
Mutlu musun? Huzurlu musun? Beni sorarsan ben hiç mutlu değilim, huzurlu da değilim çünkü sen yoksun… Beni bomboş bıraktın çünkü. Karanlıkta bıraktın. Korkuyorum zamanla yüzünü unutmaktan, gülüşünü, kızgın bakışlarını, sevgi dolu bakışlarını, kokunu unutmaktan çok korkuyorum. Her şey o kadar anlamsız ki teki kaybolmuş ayakkabı gibiyim. Hiçbir zaman tam olmayacak ve işe yarayamayacak.
Sesini özledim. Yaptığım her şeye itiraz etmeni özledim. Deli gibi beni kıskanmanı, çok konuştuğumda beni omzuna almanı, bazen trip atmanı, el ele tutuşup sokaklarda koşturmamızı, yağmurun altında dans etmemizi, babamı görünce saklanmamızı sana dair her şeyi çok özledim ( ‘Poyraz çok acıktım hadi yemek yiyelim’ dedim dudağımı büzerek.
‘hadi yiyelim baş belası’ demesiyle küçük çocuklar gibi el çırptım. Elimden tutup lokantaya sürükledi.
Masaya oturup garsona siparişlerimizi verdik. ‘aşkım ‘’ derken kapıdan girenin babam olduğunu görünce ‘’saklan zeytin göz’’deyip masanın altına girdim. Allahtan uzun örtüsü vardı. Poyraz kafasını eğmiş’’ne oldu Ayşe?’’dedi. ‘’babam burada Poyraz saklan çabuk deyip yakasından tutup masanın altına çektim.’ Kardeşim bizde de ne şans var bu kadar lokanta içinde babanla karşılaşacak yerimi bulduk of’’deyip dirseğini bacağına koyup mızmızlanmaya başladı. ‘ne yapabilirim aşkım onu babama o saygısızlığı yapmadan önce düşünecektin’’deyip kaşımı çattım.’nereden bilim baban olduğunu aşkım ya sıradan biri sanıyordum’ deyip somurtmaya devam etti bende gülümsemeye onun bu hali o kadar şekerdi ki dünyanın en şanslı kızı bendim galiba böyle bir adam beni sevdiği için. Örtünün arasından babamın nerede oturduğuna baktım. oley be arkası bize dönüktü kaça biliriz.’aşkım babamın arkası bize dönük kaçalım hadi’’dedim. El ele tutuşup masanın altından kalkıp son sürat kaçamaya çalışırken benim sakarlığım yine tuttu. Elinde bardakla yürüyen garsona çarptım bardaklar yere düştü. Ama Poyraz beni nasıl çekti bilmiyorum babama görünmeden kendimi dışarıda buldum.’’aşkım sakarlığın tam zamanını buldun’’dedi nefes nefese’’ne yapım aşkım bilerek mi oldu adam karşıma çıktı birden. Ama yinede yazık oldu o kadar bardak kırdım aşkım bari ödeseydik’’dedim dudağımı büzerek. Eğilip dudağımı öptü ‘’bekle beni burada geliyorum deyip içeri girdi bende dua ediyordum babama yakalanmaması için. 2 dakika sonra geldi elimi tuttu’’hadi aşkım gidelim’’ dedi.’’nereye gideceğiz aşkım?’’ dedim oflayarak açlıktan ölüyordum. ‘’Bizi kimsenin bulamayacağı bir yere’’ diyerek göz kırptı.) Yara bıraktın içimde, ne kadar kabuk bağlasa da yeniden kanıyor. Sensiz her geçen an ölüyorum. Canım çok acıyor aşkım. Zeytin gözlüm böyle yaşamak bana çok ağır geliyor.
Sabah kalktığımda senin yanına gelmek istedim. Simanı göremesem de olduğun yere gelmek istedim. Kaza yaptığın sahil kenarına geldim. Bugün güzel görünmek istedim sana aşkım. Bana aldığın pudra rengi dizlerimden dört karış yukarıda elbisemi giydim. Hasır babetleri mi de giydim. Biliyorsun onları da sen almıştın. Seslensem duyar mısın beni aşkım. Bu kez neredeysen gelir misin? Bitti yanındayım baş belası der misin ?’
‘’Poyrazzzz, çok özledim seni’’ diye haykırdım.’’ Duydun mu beni sevgilim. Duydu san gel artık. Sen benden nazlı çıktın aşkım. Ne olur gel artık. Bak aşkım beyaz gül getirdim sana hem de bir sürü… Bunların hepsini seni benden alan bu denizle yollayacağım aşkım. Biliyorum sana gelecek bu güller. Aşkım sana gelince sen al ve bana gel olur mu? Söz gideceksen bir şey demeyeceğim o zaman çünkü bende seninle geleceğim. Ama ne olur bu kez bırakma olur mu? Keşke şimdi seni duysam. Ha aşkım yanımda kavanoz getirdim. Şimdi sen’ onu ne yapacaksın Ayşe’ diyorsun söyleyeyim aşkım bu sudan koyacağım içine sonra onunla uyuyacağım sen gelene kadar. Keşke gelsen bugün. Düğünümüzde kaldı öyle aşkım. Ama olsun sen gelince yaparız hem de en güzelini’’ diye gülümsedim gözlerimden akan yaşları umursamayarak. Eğilip kavanoza su koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NE OLUR GİTME
Teen FictionAşk; huzuru, sevgiyi, mutluluğu aradıkları bir gemiydi. O gemiye yetişmek için çok çaba sarf ettiler. Umutlar kurup, bu umutlara sarıldılar. Ama hiç biri başlarına gelecekleri bilmiyorlardı. Geçmişlerinde ki hataların boğazlarına sarılıp dünyaları...