Tutulma 15.Bölüm/ Tesadüf

671 135 244
                                    

Ben geldim 🎈🎈

Nasılsınız bakalım?
Umarım herkes iyidir, her şey yolundadır.
Neyse direkt bölüme geçelim...😅

Keyifli okumalar ❤

Tesadüflere inanır mısınız?

__♥♥♥__

Gelecek benim için boş bir yazı tahtasıydı. Hiçbir şey ve hiç kimse beni durduramazdı. Az önce ne halt ettiğimi merak eden zihnimin en dibindeki yumuşak, cılız ses bile...

Ama onun sesi, bana bundan sonra yolumu çizmem için, yardımcı olabilirdi...

" Gün senin günün.
Hayat, senin hayatın..."

__♥♥♥___

" Tesadüf sadece bir başlangıçtır, finali sen oynarsın, perdeyi kader kapatır!"

...

" Bana bir akıl ver Nick, valla bak hiç iyi değilim. Ne olacak benim bu halim?"

Ömer Kervancıoğlu' nun, vakit geçirmek adına giriştiği toz alma operasyonu yaklaşık on beş dakika sürdü. Bu evi temizlemek için en etkili çözüm yakmak olurdu heralde, hem mikrobu da kırılırdı.

Ama yapamazdı tabi. Oda çareyi bu işten vazgeçmekte buldu. Toz bezini omzuna atıp, salonun orta yerine, sehpanın yanına çöktü. Fanusun içinde bir o yana, bir bu yana yüzüp duran küçük dostu, sanki onun varlığını hissetmiş gibi, hemen fanusun kenarına geldi.

" Valla çok sıkıldım. Kimse anlamıyor beni. Bende artık sana anlatmaya karar verdim. Sen beni anlarsın
değil mi?"

Ömer parmaklarını fanusun kenarına vurarak kısa bir ritim tuttuktan sonra, Nick turuncu kuyruğunu sallayarak, koca gözleriyle sahibini süzmeye devam etti.

" Mert sana yem verdi mi acaba ya? Dur bekle..." dedi Ömer ve televizyon ünitesinde ki çekmecelerden birini açıp, içinden küçük bir paket çıkardı.

" Yemek saati!" diyerek gülümsedi Ömer ve dizlerinin üstünde ilerleyerek küçük dostunun yanına ulaştı. Paketi açıp içinden ufak bir yem aldı. Nick de bunu anlamış gibi suyun içinde çırpınmaya başladı.

Ömer yemi fanusun içine doğru kırıp atarken, düşüncelerini bir bir anlatmaya başladı.

" Onu çok özlüyorum Nick, o kadar çok özlüyorum ki, kokusu bitmesin diye, pembe hırkasını koklamaya bile kıyamıyorum."

Nick fanusun içine düşen yemleri hızlı hızlı yedi. Sonra tekrar yüzmeye başladı.

" Afiyet olsun Nick" dedi Ömer ve paketi sehpanın üstüne koyup, derin bir iç çekti.

" Hala alışamadım onun yokluğuna. Sanki bir sabah gözümü açtığımda, her şey eskiye dönecekmiş gibi, Zehra kalkmış bana elinde tepsiyle kahvaltı getirecek, öğle saatinde bana kahve yapacak, ya da çay, sonra akşam yatmadan önce didişip durucaz, ben sabaha kadar uyumadan onu izleyeceğim gibi hissediyorum, ah, o kadar çok özledim ki..."

Ömer bir süre sustu. Nick fanusun kenarına dudakları ile vurarak ses çıkartmaya başladı. Sanki oda bir şeyler anlatmak ister gibiydi.

" O hayatımda gördüğüm en güzel kadın Nick, bir tanısan, sende çok severdin. Böyle iri badem gözleri var. Upuzun, şelale gibi saçları, bebek gibi masum yüzü, sırf unutmamak için her an canlandırıyorum gözümde. Bazı geceler rüyama giriyor. Hayal meyal, yanağıma dokunur gibi hissediyorum. Tam elini tutup yakalayacağım derken, uçup gidiyor..."

Adını Sen KoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin