Ben geldiiimm !😄😍
Özledim sizi yine manyak gibiiiii😂
Veee, beni en büyük hayalime kavuşturdunuz, 61 bin olduk❤😇
Çok teşekkür ederim💕📣Bu yüzden bu bölümü tüm Trabzon'lu arkadaşlarımıza ithaf ediyorum❤💙
Keyifli okumalar💕___♥♥♥___
" Zehra? Neden geldin ki sen?" diye sordum panikle. O olduğuna emindim çünkü omzumu tutan eli yumuşacıktı.
Ama sonra, arkama dönmeden o eli tuttuğumda, elin çiziklerle, yaralarla dolu olduğunu fark ettim.
Az önceki korku bedenimi bir yaprak gibi titretti yine. Buzdan oyulmuş heykel formuma geri dönmüştüm.
Çünkü bu kadın, Zehra değildi!..
__♥♥♥__
Hayat kasırgasına kendini kaptırmış bir insanın her şeyi gerçektir. Saatleri birbirine benzemez; yeniliklerle, başka başka heyecanlarla doludur...
Sevinç ve üzüntü diye bir şeyin var olmadığını anladım, hayır, ikisi de yoktu, sadece bunların maskeleri vardı yüzlerde. Gülüyor, ağlıyor, ruhumuzu bunlara katılmaya davet ediyorduk.
...
Ay Yüzlü Kadın'dan
Hava bulutlu ama yumuşaktı, güneşin tatlı ışıltısı beni uyandırdı.
Sanki hiç uyumamıştım, ne olduğumu anlayamadım. Sanki zaman durmuş, o an içimdeki duygular sonsuzlaşmış gibiydi. Vaktiyle duyduğum bilindik, ama unutulmuş tatlı bir ezgi ise kulağımda çınlıyordu.
Mantığım ya da sağduyum benden yana değildi. Kendime gelebilmek için hayal edemeyeceğim şeylere, örneğin Ömer'in ceketinin kokusuna tutunuyordum. Kokunun dün akşam olduğu kadar güzel olup olmadığını merak etmiştim, daha da muhteşemdi!
O burda değildi ama görünmese de ben onu görebiliyordum! Dışarıda yazı andıran bir hava ve güneş; halımın üzerine ışık saçan güneş! Bu bana yetiyordu.
Perdeleri kapatmadım, yoksa güneş ölürdü o zaman...Başımın ağrısı kalktığım anda daha da şiddetlendi. Bende uzun zamandır
( Ömer geldiğinden beri) kullanmadığım ağrı kesici- sakinleştiricilerden içtim.İlacın etki göstermesini beklerken duşa girdim ve saçlarımı kurutup düzleştirdim. Krem rengi bir kazak ve kot pantolon giymiştim. Telefonumu aldım ve Ömer'i aradım, ama açmadı. Mert'in avukatı gelecek diyorlardı bugün, belkide onunla meşguldü. Benimde hastaneye gitmem gerekiyordu ama duyduğum kadarıyla babam şimdi evdeydi.
Telefonu çantama attım ve yavaş adımlarla mutfağa doğru ilerledim. Babam kahvaltı yapıyordu ve dalgındı.
Onunda dün gece benden birkaç saat sonra eve geldiğini duymuştum. Uykusuz kalmış olmalıydı, ya da büyük ihtimalle ben onun canını sıkıyordum.
" Baba? Günaydın" dedim.
" Günaydın Zehra"
Bana cevap vermesine şaşırmıştım. Elimle saçımı kulağımın arkasında sıkıştırdım ve sonra bir sandalye çekip babamın karşısına oturdum.
" Afiyet olsun, başka istediğin bir şey varsa yapabilirim" dedim. Sesimde cana yakın bir hava vardı ama babam bu süslü sözlerin bir rica içerdiğini hissetmişti. Bakışında, şimdiye kadar gördüğüm anlaşılması en zor ifade vardı; sezgi, bilgi, ayrıca öfke, anlayış, hatta belkide bağışlama gibi bir şey.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
FanfikceAdını Sen Koy, içerisinde az da olsa masumiyet olduğunu düşündüğümüz karanlıkların, cok büyük yıkımlara sebebiyet veren savaşların, hiç görülmemiş bedeller ödeten fedakarlıkların, birbirleri için yaratılmış iki insanın, Zehra ve Ömer in, kalpleri de...