Seelaaamm🙋😆😂
Evet sizi yine çok çok özledim😍Açıkçası diziyi, yani o hep hayal ettiğimiz güzel sahneleri izleyince, pek yazasım gelmedi...Senarist yaktı çıramı😅
Neyse, hadi Güneş'in ve Ay'ın tutulmasıyla devam edelim😄🌞🌙
(Çok hızlı bir geçiş oldu😂🙈)Veee bölüm sonunda sizi bir süpriz bekliyor😏
Sen istersin de ben yapmaz mıyım?
iremttnc 😉Bol keyifli okumalar❤
__♥♥♥__
Öyle güzel bir andı ki, kalbimin bir daha böyle çarpması için kilometrelerce yol koşmam gerekebilirdi.
Dudaklarım dudaklarında, zihnimin nefesinin tatlığıyla dolup taşmasına izin verdim. Güneş istediği kadar Kara Deliğe karışabilir, yok olabilirdi, ne de olsa Ay'a bir kez tutulmuştu.
Geri dönüşü yoktu.
__♥♥♥__
Umut: gerçeğin ne kadar keskin ve soğuk olabileceğinin öngörüsü.
- kabullenişin ardından yerine ne koyacağını bilmeyenlerin en sevdiği oyuncağı-
Yaşamama sebep olan tek iplikti...
Koptu...!...
Güneş Adam'dan
Engellenemeyen bir durumla karşı karşıya kalmıştım.
Saçma olduğunu biliyordum ama dedim ya, engelliyemiyordum işte. Gerçi bende biraz fazla bencildim, Zehra'yı kimseyle paylaşamıyordum. Bir başkası ona meyil etsin, baksın istemiyordum.
Kıskanıyordum işte. Zehra'ya ya da Mert'e güvenmemekle bir alakası yoktu bunun. Ben paranoyak olmuştum büyük ihtimal.
" Zehra Hanım, hastanın yanında çok uzun süre-"
" Biliyorum" dedi Zehra yumuşak bir sesle.
" Sadece beş dakika görüp çıkıcam" diye ekledi ve başını salladı.Sonra onay almak istercesine dönüp bana baktı. Gözlerindeki kahve parladı. Onun ilgili, masum yüzüne bakmaya devam ettim.
Nasıl itiraz edebilirdim?
Zehra beni o aldatma meselesi yüzünden hala tam olarak affetmiş değildi, kırgındı. Şimdi bir de Mert ile görüşmesine izin vermezsem, benden tamamen soğuyacaktı. Bunu da istemiyordum.
Bir süre kendimle mücadele ettikten sonra Zehra'nın elini tutmayı bıraktım. Ağır adımlarla yürüdü ve doktorla beraber Mert'in odasına girdi.
İçerde ne olup bittiğini izlemek için odanın diğer tarafina geçtik ve camın önünde durduk. Elimi krem rengi pürüzsüz duvara yasladım.
Zehra içeri girmişti ve yine ağır adımlarla, sedyeye doğru yürüyordu. Genç doktor ise arkasından geldi.
Seslerini duyabiliyordum;" Mert? Bak sana kimi getirdim aslanım!" dedi doktor ve elini Zehra'nın beline koyup, onun yürümesine yardımcı oldu.
Bunu görmemezlikten gelebilirdim. Ama Zehra'nın sedyede boylu boyunca, perişan halde yatan Mert'i görür görmez gidip yanındaki koltuğa oturmasını ve ağlamaya başlamasını...çok zordu.
Duvara yasladığım elimi yumruk yaptım. Gerilmiştim. Ama Zehra yüzünü bizim olduğumuz tarafa çevirince, ifademi değiştirmek zorunda kaldım, gülümsedim.
Zehra yeniden Mert'e dönüp bir şeyler söyledi. Sesi o kadar kısık çıkmıştı ki, dudak hareketlerine bakarak ancak ne dediğini anlayabildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
FanficAdını Sen Koy, içerisinde az da olsa masumiyet olduğunu düşündüğümüz karanlıkların, cok büyük yıkımlara sebebiyet veren savaşların, hiç görülmemiş bedeller ödeten fedakarlıkların, birbirleri için yaratılmış iki insanın, Zehra ve Ömer in, kalpleri de...