Bu bölümü Ömer ' in dolaba saklandığını bilen tüm okuyuculara ithaf ediyorum ❤
İlk kişiye demiştim ama birbirinize yakın zamanlarda yorum yazmışsınız o yüzdenBölüm şarkısı:
Model - Çürüsün Gelinliğim....
Peki, aşk katilleri var mı bakalım aramızda?
__♥♥♥___
Her şeyi elime yüzüme bulaştırmıştım. Ama yapacak bir şeyim yoktu. Beni bulmasına izin verseydim her şey daha kötü olabilirdi.
Gözlerimi açıp kapamama rağmen gördüğüm renk hiç değişmiyordu. Ürkütücü siyah...
Burada nefessiz kalıp boğulmak için dua ettim. Belki de en iyi kurtuluş yolu benim için bu olacaktı...
Acı çekmeden ölmek.
___♥♥♥___
Ömer Kervancıoğlu nihayet çarpan kapı sesiyle herkesin ordan ayrıldığından emin olduktan sonra, saklandığı dolabın kapağını açıp kendini kanla kaplı
zemine attı.Neredeyse on dakikadır o küçük dolabın içinde, nefes almadan sıkışmış bir halde gizleniyordu ve kan ter içinde kaldığı için, bütün vücudu bir alev dalgası ile sarsılıyordu.
Nihayet kar beyazı rengindeki tavanı süzmeyi bıraktı ve uzandığı sert zeminden güçlükle doğruldu. Nefes alıp verişi de düzene girdikten sonra, ayağa kalktı.
Bir sürü küçük kan damlacıklarıyla kaplı zemine bakınca ürperdi. Kendini bir cinayet işlemiş gibi hissediyordu. Ama başka çaresi yoktu. Zehra ' ya sedyede sarılarak, onu alnından öperek, kokusunu içine çekerek sınırları yeterince aşmıştı. Bir şekilde durması gerekiyordu.
Soğukkanlı ve hızlı bir şekilde, hastaneden çıkmayı başardı ve arabasına bindi. Hava yavaş yavaş kararmaya başladığında Ömer nihayet konağa gidebildi.
İçerde kimsenin olmadığı, bomboş, sessizliği ile ürküten konak...
Sabah ne kadar cıvıl cıvıldı oysa ki, ama şimdi, tüm o ihtişamını kaybetmiş, terk edilmişti.
Bugün terk edilmişlerin günü olmalıydı...
Terk edilen bir kadın, terk edilen bir aile, terk edilen bir ev, terk edilen bir vicdan...
Birde sözde aldatılmış bir adam.Sabahın ona verdikleri ve şimdi günün sonunda elinde kalanlar, hiç birbirlerine benzemiyordu.
Ömer gözlerinin önünde canlanan anılara kayıtsız kalmaya çalışarak, arabasından inip konağa doğru yürüdü.
Ama gözlerindeki yaşların eve adım attığı anda akmaya başlamasına engel olamadı.
___🌃___
Leyla' dan
Korkunç bir çığlık sesi ile uyandım.
Panikle kalktım yataktan. Terliklerimi giyerken elim komodinin üstündeki telefonuma çarptı ve onu hızla yere düşürdü. Umursamadım. Uyku gözlüğümü kafamdan atıp duvarlara çarparak yan odaya koştum. Kapıyı hışımla açıp içeri girdiğimde, yatağın üstünde bir ölü gibi uyuyan Zehra ile karşılaştım.
" Zehra?" diye seslendim. Yanıt gelmedi.
O uyuyorsa, kim çığlık attı o zaman diye merak ettim. Sendeleyerek yatağın yanına doğru yürüdüm.
" Zehra?" diye seslendim tekrar. Yine cevap gelmedi.
Terliklerimi sürterek ilerlemeye devam ettim. Yatağın yanına geldiğimde yeniden seslendim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adını Sen Koy
FanficAdını Sen Koy, içerisinde az da olsa masumiyet olduğunu düşündüğümüz karanlıkların, cok büyük yıkımlara sebebiyet veren savaşların, hiç görülmemiş bedeller ödeten fedakarlıkların, birbirleri için yaratılmış iki insanın, Zehra ve Ömer in, kalpleri de...