Şuana kadar benim yanımda olan okuyucularım. Lütfen kitabımızı daha iyi yerlere getirmek için paylaşalım ❤şimdiden teşekkürler❤❤
EN ÖNEMLİSİ! Vote ve yorumları kesinlikle unutmayın!
Sizleri seviyorum...Evet... O lanet alarm yine beni okul için uyandırmıştı. Sesli bir şekilde ofladığımda tavanla bakışıyorduk. Yerimden hızla kalkarak hiç severek giymediğim okul üniformalarımı giydim.
Saçlarımı düzenli bir şekilde de olmasada topladım ve aşağı, kahvaltıya indim. Annemi kahvaltı masasına çay demliğini getirdiğini gördüm.
Sırıtarak annemin yanına gittim ve yanağına uzunca bir öpücük kondurdum. "Günaydın Anniş" dedim sırıtarak.
Şaşkın bakışlarıyla bana bakarak "günaydın bebeğim. Pazartesi, sabah sabah mutlu olmana sevindim" dediğinde yine bir pazartesi sendromu na küfrederek başlamak istemedim.
"Bir farklılık lazımdı anniş. İlla mutsuz mu olmam gerekiyor!" Dediğimde sahte kaşlarımı çattım. Annemde bana gülerek birşey demedi.
"Off! Yine bir pazartesi dramına hoşgeldiniz" diyen ve sesi boğuk çıkan abime baktım. Durumundan epey bıkkın mis gibi görünüyordu. Yanıma gelerek oturdu. Gözüne kestirdiği domatesi çatalla alarak ağzına götürdü.
"Sanada günaydın yani abi!" Diye uyardığımda yüzünü buruşturarak bana baktı. "Hiç uğraşamam seninle Duru. Başım çatlıyor zaten" dediğinde göz devirerek kahvaltıma yöneldim.
👇👇👇👇👇👌
Sonunda evden çıkıp okula doğru yürüdüm. Az bir mesafe kaldığında derin bir nefes vererek yürümeye başladım. Yanımda bir uğultu koptuğunda yüzümü buruşturarak yanımdan geçenlere baktım. İki tane lüks, siyah araba geçtiğini gördüğüm de gözlerimi devirmeden edemedim.
Sonunda okula vardığım da işim olan direk müdürün odası, Metin amcanın yanına gitmekti. Babamla birlikte çocukluk arkadaşı olduklarını öğrendiğimde bir şaşırmadım değil!
Ama araya tam 20 sene girince araları baya açılmış. Ama babam hala 20 sene önceki gibiyiz dediğinde gülmüştüm. İkisininde yaşı 38'idi hala ilk günkü arkadaşlıklarını koruduğunu söylediğinde bitmeyen bir dostluklarının olduğunu anlamıştım.
Müdürün yani Metin amcanın odasına geldiğimde tıktıklayarak içeri girdim.
Gözünü dosyadan ayrılmadan baktı. Biraz daha göz çevresine girmek için masaya yaklaştım. Gözlerini dosyadan kaldırarak bana baktı. Sonra yüzüne memnun olmuşçasına bir gülümseme ekledi.
"Keskin Kolejine hoşgeldin Durucum" diyerek oturduğu yerden kalktı ve elini uzatarak tokalaştık.
"Hosbulduk Metin Amaca" diyerek gülümsedim "Baban nasıl Durucum? Onunla baya bi görüşemiyoruz" dediğinde gülümseyerek ona baktım. "Babam şuan istanbulda. İzmire bizimle gelemedi işi yüzünden. Ama beni aradı. Burada çok güzel bir şirket bulmuş kısa bir zaman da o da gelecek" dedim
Yine gülümseyerek "Çok sevindim Duru-" sözünü bitiremeden kapı bir gürültüyle açıldığına gözlerimizde oraya odaklandık. Kimdi bu böyle paldır küldür girebiliyordu!
Göz hızzama giren salakla karşılaştım. Bir an bakışlarını bana çevirdiğinde içimden bir küfür mırıldandım.
Etrafa kamera varmı diye baktığımda bunun bir şaka olmadığını anladım. Geçen gün üzerine sütümü fırlattım uzaylı inekti!. Zorla yutkunarak bakışlarımı çevirdim. "Timur! İstersen biraz saygılı ol evladım! Burası babanın yeri değil" dediğinde başımla onaylayarak ona Timur denen şahısa baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Keskin Koleji (ASKIDA)
Teen Fiction"Nefret etmeyi dene, daha mutlu olursun" Seven bir kız, henüz nefret etmeyi öğrenmemişti. Eziyet etti, direndi. Öldürdü, küllerinden yine doğdu. Belki nefret etmeyi denedi, ama daha çok aşık oldu kusurlarına. İhanet mi dediniz? En yakınından aldı...