~davet~

55 7 2
                                    

Sıcak kahvenin dumanı tüm evi sarmıştı
Eline aldığı bardaktan bir yudum çekti içine jangmi

Sonra yanına damlayan arkadaşlarına gülümsedi
"size de birer kahve yapayım mı?"

İçtenlikle yapmasını bekliyorlardı

Önce kaynar suyu ekledi kahve dolu bardağa sonra da karıştırarak önlerine koydu

Taehyung ve jungkook onu dört gözle izliyorlardı

Jangmi aklını karıştıran soruyu yöneltti ardından

"100. Parşömeni bulduğumuzda ne yapacağız"

Arkadan yavaşça gelen namjoon konuşmaya katıldı

"bütün hepsi birer puzzel parçası gibi en sonunda ne çıkacak şu an kimse bilmiyor
Ama kesin olan şu ki hepimizden saklanan gerçekler açığa çıkacak"

Jangmi tatmin olmuşçasına kahvesini yudumladı

Daha bir ay olmuştu bu takım ile tanışalı
Hepsinin ayrı bir hikayesi ayrı bir amacı vardı belli ki.

Ama ayrı kişilikler birleşmişti burda
Bu üç katlı tesiste insanlar için yapılan düzeneğe baş kaldırıyorlardı...

Ben aşağı kata çalışmaya iniyorum dedi jangmi

Diğerlerinin ise keyiflerini bozmaya pek niyetleri yoktu

Aynı anda Yan odada uzanmış dinlenen myung hae ağrıyan bacağı ile başa çıkmaya çalışıyordu

ağrılarının azalması için elinde bir ilaç torbasıyla yanına geldi jin

"bunları iç sakinlersin"
"teşekkür ederim" dedi hae sevecen bir ses tonuyla.

İşleri buydu ajan olmak gizlenmek ve savaşmak.
Hayatın onlardan çaldıklarını geri alabilmek için çabalamak.

Hepimiz çabalıyoruz yoon serie gibi delicesine de çalışmışızdır belki.

Silah talimleri hayatımıza işlercesine bizleri de sertleştirir, zor insanlar yapar

Aşağı inerken silah seslerinin yankısı çınlıyordu jangminin kulaklarında

Bu serie den başkası olamazdı her gün mutlaka çalışır kendini geliştirirdi ...

Masaya katanasını bıçak setlerini koydu jangmi
Önce biledi onları keskinliklerini kontrol etti.

Ardından hafifliğini tarttı,
Sonra denedi çevikliğini

Ve o çok sevdiği kırmızı kurşunlarını çıkarttı.

Bir iki üç..
Doldurdu silahının şarjörünü ve talim panosuna sıktı.

Çünkü hayat gibi o da korkusuz olmalıydı...

Elleri ne kadarda onun sözünü dinlememeye adamıştı kendilerini

Anıları canlanırken gözünden süzülen yaşları umursamıyordu bile

Ailesi gözü önünde can verirken tetiğe basamamıştı korkak
Evet korkak tı ve zavallıydı kendi gözünde

Acınası elleri dinlemiyordu onu, tetiğe meydan okurcasına asiydi, aynı kendi gibi.

Bu yüzden dost oldu
Katanasıyla ve bıçaklarıyla

Elleri için gitti jinin yanına

"bana biraz daha ver"
Dedi sertçe..
"çok fazla içemezsin yoksa olacakları sana söyledim"
Acıyan gözlerle bakıyordu ona jin
Ne kadar engel olmaya çalışsa da olamıyordu çünkü

UNDERCOVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin