Sabah herkes bir önceki günle aynı saatte uyanmıştı ama kahvaltı hazır değildi. Diğerleri bu durumu çok garip karşılarken Jimin buzdolabından tereyağı çıkarıp onlar uyanmadan önce kızarttığı ekmeğe sürmeye başlamıştı bile.
Jang Mi ve Serie de masada oturup kahvaltı bekleyen diğerlerine hiç pas vermeden kendileri için bir şeyler hazırlamaya girişmişlerdi.
Tae kaşlarını çattı. " Hae ablam nerde?"
Namjoon ve Yoongi sanki kahvaltıyı yemelerinin tek nedeni genç kızın büyük bir heyecanla onlara kahvaltı hazırlıyor olmasıymış gibi salondan çıkıp, bir sonraki durak olan antrenman odasına yöneldiler.
Derin bir sohbet içerisinde gibiydiler ama Namjoon'un aklı başka yerdeydi. Salonu terk etmeden önce omzunun üstünden tezgâhta meyve suyu dolduran Jang Mi'ye baktı. Kız bir kılıç darbesi savuşturur gibi yakalamıştı bu bakışı, yine de kılıç dövüşü yüzünün kızarmasına neden olmazdı.
Jimin normalde hiç olmadığı kadar iyilik ever davranıyor, mutfakta dört dönüyordu.
Jang Mi Namjoon'a bakarken meyve suyu, istikameti şaşırıp bardaktan sapmış, tezgâha dökülmeye başlamıştı. Jimin kızın önünde bitiverdi. Dökülen meyve suyunu kâğıt havluyla silerken tedirgin bir şekilde gülümsedi.
Jungkook önce Tae'nin ve Ho Seok'un yanında oturdu bir süre, sonra her zamanki gibi, Namjoon'un kuyruğu olmaya, onların peşinden antrenman odasına inmeye karar verdi.
Jin önce çatık kaşlarla boş masaya ve mutfakta bir şeyler atıştıran çocuklara baktı. " Hae uyku hapı isterse bütün kutuyu vermem bir daha." dedi somurtarak.
Sonra birbirlerine her şeyi anlatan kızlara baktı. İkisinin de suratı sirke satıyordu. Zaten ağızlarını aramak için demişti bunu. Uyku hapı falan yoktu.
Tae masadan kalkıp önce kendine kahve yapan Jang Mi'ye sırnaştı. " Noona'm! Acaba yumurta mı kırsan?"
Jang Mi başını hızla sallayarak dolaba gitti. İki tane yumurta kaptı ve çocuğa yaklaştı. " Al ablacım."
Tae kıza ters bir bakış atınca Jang Mi dirseğini tezgâha dayayıp çocuğa gülümsedi. Elindeki yumurtalarla durduğu yerden sırtı ona dönük olan Serie'yi izledi.
Kız domates kesiyordu. Sadece kendisi için.
Tae cesaret toplamak için derin bir nefes alıp bir adım attığında Serie uykulu sesiyle " Elimde bıçak var Taehyung." diye mırıldandı. " O yumurtaları birbirine vur ve tavaya koy. Gerisini ocak halleder."
Tae attığı adımı geri alıp gülümsedi. " Zaten tava alacaktım."
Serie bıçağı kesme tahtasına vurunca domatesler ayrıldı. Kız içinden, Min Yoongi ölü bir adam, diye geçirmekle meşguldü.
Jin dolaptaki meyve suyunu alıp odasına kaçmıştı.
Tae de tavayı çıkarmış yumurtalara bakıyordu. Sadece bakıyordu.
Jimin kendi kahvaltısını bitirdikten sonra Tae'ye yaklaştı. " Cidden bunu bile bilmiyorsan..." diye söylendi ve yumurtaları birbirine vurdu.
Çocuk işini yaptıracak birini bulduğu için yüzünde güller açıyordu.
Yumurta olurken, Jang Mi kupasıyla ve küçük sandviçiyle masaya oturdu.
Ho Seok halatlar yüzünden kabaran ellerini inceliyor bir yandan da masaya yansıyan ekrandan haberlere bakıyordu. Kaşları çatıktı. Omzundaki sıyrık tedavi sürecinde olsa da adamın pek umurunda değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNDERCOVER
ActionDünya... Artık bildiğimiz dünya değil... İç içe geçmiş yüz halka... Gelişmiş teknolojiler, baskı altındaki bir halk... Ve kendi halkını korumak için savaşan on kişi... ((bu hikayede bts üyeleri bulunmaktadır)) [3 kişi tarafından yazılmaktadır]