Geniş, boş odanın ortasında yere bağdaş kurup oturmuş birkaç kız vardı. Yaklaşık on kişilerdi. Oluşturdukları çember in etrafında sola doğru kıvrılan bir yarım çember daha vardı. Bu çemberi de yirmiye yakın kız oluşturuyordu. Sağ tarafta diğer yarım çemberin çaprazında kalan başka bir yirmi kız oturuyordu.
Bazılarının yüzü, bazılarının sırtı asansöre dönüktü. Üzerlerinde siyah, kalın ve biçimsiz kıyafetler vardı. Kıyafetten çok, battaniye gibilerdi.
Jimin'in gözleri Myung Hae'ye kaydı. Kız ise, odayı dolduran elli kişilik topluluğa bakıyordu.
Yüzü onlara dönük olan, uzaktaki yarım çemberin sakinleri, onları gördükleri halde bakmaktan başka bir şey yapmıyorlardı.
Serie silahını çoktan kızlara doğrultmuştu bile. Jungkook da okunu, yaya takmıştı.
Taehyung onlardan ses çıkmayınca " Neredesiniz!" dedi.
Ho Seok onlardan beş kat yukarıdaydı. Asansör neredeyse aşağı düştüğü için, aynı hızla inememişti bulundukları kata.
Ho Seok'un ettiği küfürleri kulaklığını açan herkes işitiyordu.
Jimin küflenmiş siyah duvarlara ve tam anlamıyla bomboş olan odaya baktı. Burada sadece elli tane kız, hiç tepki vermeden oturuyordu.
Asansörün düğmesine basmak için elini uzattı. " Burada para falan yok."
Asansörün kapısı kapandığında Hae arkasını dönüp düğmeye basan çocuğa yumruk attı.
Asansör tekrar hızla yukarı çıkarken Serie ve Jungkook ellerindeki silahları şaşkınlıkla indirmiş sinir krizi geçiren Hae'ye ve onun tarafından dayak yiyen, ekibin boksörüne bakıyorlardı.
Asansör az önce yirmi kat aşağı düşmüş, şimdi ise on kat çıkıp hiç yavaşlamadan zınk diye durmuştu.
Serie silahını, Jungkook da okunu kapıya çevirdi.
Hae ve Jimin kavga etmeyi bırakıp ayağa kalkmışlardı. Jimin'in sağ gözünde büyük bir çürük vardı.
Her yer karanlığa gömülünce kimse bir şey göremez oldu.
Hepsi gardını almış, atak beklerken Ho Seok ağlamaklı bir sesle yukarı tırmanmaya başlamıştı. Bu sefer daha sert küfürleri küçük bir çocuk gibi mızmızlanarak söylüyordu.
Namjoon Tae'nin yanında bitip " Hae!" diye bağırdı. " Onlar mı?"
Myung Hae kollarını elbisesinin bileklerine sokmuş, tetikte bekliyordu, yutkundu.
" Evet." diye fısıldadı.
Yoongi Tae'nin sandalyesine yaklaştı. " Bu oraya ulaşmanın neden bu kadar kolay olduğunu açıklıyor. Onları orada tutmak gibi bir amaçları..."
Namjoon elini adamın omzuna koydu. Biraz daha devam ederse Hae az öncekinden daha büyük bir kriz geçirebilirdi.
Herkesin sessizliğe gömüldüğü hatta Ho Seok'un da sesinin kesildiği bir sırada asansörün sadece onların silahlarını çevirdiği tarafı değil, dört duvarı birden açıldı.
Jimin karşısına çıkan herkese yumruk sallıyordu, karanlıkta oldukları halde, altı kişiyi indirmişti bile. Asansörden çıkmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNDERCOVER
ActionDünya... Artık bildiğimiz dünya değil... İç içe geçmiş yüz halka... Gelişmiş teknolojiler, baskı altındaki bir halk... Ve kendi halkını korumak için savaşan on kişi... ((bu hikayede bts üyeleri bulunmaktadır)) [3 kişi tarafından yazılmaktadır]