Yoongi şoför koltuğuna yerleşip arabayı çalıştırırken, Namjoon ile Serie arka koltukta Jangmi'yi hayatta tutmaya çalışıyordu.
"Dayan Jangmi, ölmeyeceksin." Namjoon aklını kaçırmış gibi sözlerini tekrar ediyordu. Serie ise etrafta tampon için bir şeyler ararken çıkış yarasını gördü.
"Namjoon sen naptın?" Genç kızın dudaklarından sözcükler döküldüğünde, Namjoon hatasını biliyordu. Kılıcı öylece çekmemesi gerektiğini biliyordu.
"Tamam, sakin ol." Serie sesini sakin tutmaya çalışarak Namjoon'a söyledi. "Ceketi bırak, gömleğini çıkar onunla tampona devam et."Bu sırada genç kız kendi tshirtünü de çıkarıp siyah atletiyle kalmıştı. Çıkış yarasına da tampon yapılması gerekiyordu.
"Yoongi, Seokjin'i ara. Hemen!"Kısa bir süre sonra Seokjin'in sesi bütün arabada duyulmuştu.
"Jin." Namjoon bağırdı. "Jangmi ölüyor."
Bu başlarına gelen en ciddi şeydi. Namjoon ilk kez gardını bu denli indirmiş bas bas bağırırken Serie onu susturacak kadar güçlü bağırdı.
"Namjoon kes sesini!" Ardından da Seokjin'e odaklandı.
"Jangmi yaralandı. Muhtemelen kendi katanasıyla. Hem giriş hem çıkış yarası var ve katana vücudundan çıkarılmış. Çok kan kaybediyor ve-"
Jangmi bir kez daha ağzından kan püskürünce Serie onu sıkıca kavradı belinden.
"Seokjin durum çok ciddi!"~
Eve vardıklarında, Seokjinler çoktan evdeydi. Jungkook ile Seokjin muayenehanede önlüklerle onları beklerken Myung Hae, Hoseok'a tutunmuş zor ayakta duruyordu. Jimin ve Taehyung ise gerginlikle bekliyordu.
Namjoon kucağında tuttuğu yarı ölü kızı sedyeye yerleştirirken Myung Hae'nin dudaklarından minik bir hıçkırık döküldü.
Herkes şaşkındı. Jangmi'yi öyle görmek alışkın oldukları bir şey değildi.
Namjoon sedyenin kenarında yere oturmuş, kızın elini bırakmayıp ona direnmesini telkin ederken, Serie de biraz ileride put gibi dikiliyordu.
Ellerinde arkadaşının kanı vardı. Tıpkı yıllar önce ailesinin kanına bulandığı gibi, şimdi de Jangmi'nin, yine ailesinden birinin kanına bulanmıştı."Namjoon çık dışarı." Seokjin söyledi. Fakat öteki onu duymuyordu bile. Kızın elini yanağına yasladı ve gözyaşlarını geri tepip konuşmaya devam etti.
"Üzgünüm iyi bir lider olamadım ben... Ben seni koruyamadım. Bu böyle olmamalıydı. O- onu..."
"Namjoon kes sesini ve çık dışarı." Doktor olan gür sesiyle bağırdığında, Serie girdiği transtan çıkıp Namjoon'a doğru adımladı."Jungkook, damar yolu aç." Seokjin bu zamanlar için eğittiği küçüğüne emir yağdırırken, Jungkook hemen dediğini yapıyordu.
"Kana ihtiyacım var. Jangmi'yle kan grubu aynı olan kimdi?"
"Be-benim." Namjoon mırıldandı. Seokjin ile göz göze geldiklerinde Serie Namjoon'u kaldırıp odanın öteki yanına götürdü. Orada kanı alınabilirdi."Pekala, şimdi herkes dışarı."
Seokjin'in sözünün ardından istemeseler de her biri muayenehaneden dışarı çıkmıştı. Uzun ve zor bir ameliyat olacaktı ve Seokjin'in dikkatinin dağılmaması gerekiyordu.
Çünkü durum çok kötüydü.Kapının kapanmasının ardından, herkes öylece bakakalmıştı duvara.
"Ne oldu?" Jimin sormaya korktuğu soruyu sorarken, Yoongi istemese de cevaplamak zorunda kalan kişiydi.
"Bir kaç adamla karşılaşmışlar ve adam onun katanasını almış."
"Tamam sus devam etme." Myung Hae ellerini kulaklarına örtüp yere çökerken Hoseok da onunla birlikte çöktü. Kollarını kıza dolayıp saçlarını okşadı bu esnada Jimin, bütün dikkatini Jangmi'ye vermekte zorlanıyordu.Hemen karşıda Serie ise hala put gibi dikiliyor, hiç bir şey demeden öylece duruyordu.
Yoongi'nin omzuna dokunmasıyla irkildi. Belli etmemeye çalışarak ona döndüğünde genç adamın yorgun yüzüyle karşılaşmıştı.
"Gel ellerini yıkayalım."
"Ben yıkarım sana gerek yok." Söyledi fakat yerinden kıpırdamamıştı bile. Genç adam huzursuz bir nefes verip içeri gitti. Kısa bir süre sonra elinde hırka ve biraz ıslak mendille geri gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNDERCOVER
ActionDünya... Artık bildiğimiz dünya değil... İç içe geçmiş yüz halka... Gelişmiş teknolojiler, baskı altındaki bir halk... Ve kendi halkını korumak için savaşan on kişi... ((bu hikayede bts üyeleri bulunmaktadır)) [3 kişi tarafından yazılmaktadır]