Güneyli

35 6 0
                                    

Myung Hae güvenlik odasının önünde durup bir tekerlekli sandalyede oturan ve duvardaki kutucukları gözleyen adama baktı. Adam onu fark etmemişti.

Kız odaya girmeden önce doğu kanadına baktı. Tae'nin öldürdüğü adam iç güvenlik kapasının önünde yatıyordu. Gözleri açıktı.

Doğu güvenlik odasındansa boğuk bir ses yükselince Myung Hae gülümsedi. Jang Mi'nin katanası insana çığlık atma fırsatı bile vermezdi.

Yerde yatan adamın açık mavi gözlerine baktı, biraz sonra Tae adamı bacaklarından tutup içeri çekti.

Myung Hae sırtını dikleştirdi ve gülümsedi. Güvenlikçiye doğru yaklaşıp " Bakar mısınız?" diye seslendi. " Buraya eşimden geç geldim, onu nasıl bulabilirim?"

Adam kızın mini eteğini ve ince, beyaz bacaklarını görünce arkasını döndü. Hiçbir şey demeden sadece bakıyordu.

Myung Hae adama gülümsedi ve hafifçe eğildi. Bu adamın batılı olduğu her hareketinden anlaşılıyordu.

Adamın sandalyesinin tekerlekleri döndü ve kıza yaklaştı. " Böyle güzel bir hanımın evli olması beni üzdü."

Kız kahkaha attı ve " Batılılar evli kadınlara da saldırır." dedi. Yüzü aniden ciddileştiğinde elbisenin kolundan çektiği bıçak adamın şah damarına girmişti bile.

Myung Hae boğazından kanlar fışkıran adama diziyle bir tekme attı ve saçlarını düzeltti. Adamın tıpkı öbürü gibi açık kalan gözlerine baktı. " Anneme saldırmışlardı."

Kız Tae'den aldığı minik metal anahtarı, manyetik alanı dağıtıp duvarı ve böylece kameraları bozması için duvara bantladı.

Adamın kravatını çıkarıp bıçağının üstündeki kanı temizledi ve odadan çıktı. Şimdi Jan Mi ile birlikte, kasaya gitmeleri gerekiyordu.

Kız asansöre doğru koşarken giriş kapısında durmuş ona bakan Jimin'i gördü. Kolay lokma olduğu doğruydu ama zehirli bir kolay lokma olmak onun özelliğiydi. Çocuğun yüzüne alıngan bir bakış atıp asansöre çoktan binen Jang Mi'nin yanına geldi.

***

Yarım saat içinde, beş kişi kasanın içindeydi. Jang Mi ve Myung Hae, kasanın önünde nöbet tutuyorlardı.

Hope'un getirdiği silahlar Serie ve Yoongi'nin elindeydi. Eğer kızlara bir şey olur da adamlar içeri girerse ya da işleri bittiğinde daha rahat çıkabilmek için, kapının ardında tetikte duruyorlardı.

Namjoon ve Jin büyük çantalara paraları yerleştirmeye girişmişlerdi.

Ho Seok ise ona verilen çantaları halatına bağlıyordu. Eğer kimse bir şeyler döndüğünü çakmazsa, ellerini kollarını sallayarak dışarı çıkmaları için çantaların Ho Seok'ta olması gerekirdi.

Namjoon " Tae." diye seslendi. " Gerçekten en yolunda giden operasyonumuz bu oldu. Söylediğinde inanmamıştım."

Odadaki herkes güldü. Bir tek Serie susuyordu. " Erken konuşmayın henüz dışarı çıkmadık."

Yoongi kıza sırıtıp " Ne önemi var?" dedi. " Yarım saattir kasada takılıyoruz kimsenin ruhu duymuyor."

Serie gözlerini devirdi ve silahı sımsıkı tutmaya devam etti ama kapı açılmıyor ya da dışarıdaki kızlardan çatışma sesi gelmiyordu.

Namjoon tepki vermeyen Tae'ye tekrar seslendi. " Gelen mi var yoksa neden susuyorsun?"

Ho Seok'un sırtını döndüğü duvara bir görüntü yansıdı. Biraz önce, odada olmayan büyük elmasların havada uçuştuğu duvarda şimdi dizlerinin üstüne çöken Tae vardı.

UNDERCOVERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin