-----------
Tek bildiğim şey,hiç bir şey bilmediğimdir..
Bölüm:16
Ortaokul sonda matematik yazılısındayım.
Karşıma çıkan sorular epey zor.
Yaramazım, açık sözlüyüm ve çekinmiyorum.Önümdeki ham maddesi ağaç olan kağıdın arka sayfasını çeviriyorum ve öğretmenin sona bıraktığı notu okuyorum.
Başarılar dilerim..
-Ali Vurman-Daha sonra uzatmadan saati kontrol ediyorum ve zamanımın az kaldığını görüp elime kalemi aldığım gibi isminin altına şu notları düşüyorum.
_Sevgili öğretmenim.Lütfen kendi problemlerinizi kendiniz çözün.Sizin için onları çözmekten yoruldum_
Ve herşeyim o günden sonra değişti.Artık matematiğe aşık bir kadın olarak yetiştim.Sırf bu cümleyi yazmama rağmen üstelik.
Sorular değildi önemli olan.Amaç,en azından uğraşmak ve bir şeyler yapabilmekti..
Yanlış yapmak bizi hiç bir zaman yerin dibine sokamazdı..Bu basit bir teori gibiydi...Şimdi ise karşı karşıya kaldığım bir sorunum vardı.
"Ben,gelmesem daha iyi.Malum,buralarda falan sürünmeye alışkınım çünkü.." şirketteki sözünü ima edip onu beklemeden ilerlediğimde,yol kenarından yine arabasıyla hizama doğru gelip eğilerek camdan bana baktı. ''Seni eve kadar rahat bırakmayacağımı biliyorsun.''Aniden durduğumda o da durdu.Sert ve tehlikeli bakışları beni öylesine kararlı olduğuna inandırmış bulundu ki, tek kelime edecek söz dahi bulamadım. En sonunda arkamda bırakmış olduğum arabadan kapı açılıp kapanma sesi geldi ve adımlarımı hızlandırdım.Konuşmak falan istemiyordum.Neyine üsteliyordu ki bu kadar?
Bana yetiştiği an kolumdan sıkıca tuttu ve ona dönmüş oldum. ''Beni çok yanlış anlıyorsun Eslem!''
''Evet Koray çok haklısın.Galiba kulaklarımda bi sorun var.Çünkü benim oralarda süründüğümü söylemedin. Reddettiğim halde üstelemedin,daha sayayım mı? Bırak Allah aşkına ya!'' kolumu ondan kurtararak yolu nereye çıkarsa çıksın karşı caddeye geçmekti amacım.
Beni yeniden tutmaya yeltendiğinde ise ona dönüp ''Bırak!!'' diye bağırdım.Bir yandan yola dönmeden yürüyor ve sinirimin en üst düzeyinde gözlerine bakarak laf yetiştiriyordum. ''Bırak diyorum yine üsteliyorsun! ben gereken açıklamayı yaptığımı sanıyordum,neden laf anlamak bil-''
''Eslem!!'' gözlerinin bir bende bir de bana yaklaşmakta olan arabada gidip gelirken,
Beni kolumdan hızla çekip kendi bedenine yaslamasıyla ve ardından güçlü bir kornanın sesi,her şey saniyeler içinde gerçekleşmişti.Kollarım sıkıca beline dolanmış, başım göğsüne yaslı, korkudan titrerken vücudumda herhangi bir acının olup olmadığını kontrol ettim.
Kokusu,ciğerlerimi patlatacak derecede huzur kokan, karşımdaki bu adamın deli gibi çarpan kalbini işitiyorum.
Eli, saçlarımın arasından başımı göğsüne bastırırken bir yandan da diğer eli belime ahtapot gibi yapışmıştı.
Gözlerimi kapattığım anda yokluğunun farkındalığıyla varlığına sıkıca tutundum.Az önce o arabanın gazabına uğrayıp beyaz ışığının izninde yol alacakken bir yardım eli gibiydi.
Bu sanki, Koray'ı dinlemezsen böyle olur hesabıydı.Yerde kalan poşetleri aldı benden bir süre sonra ayırıldıktan sonra.
Tek kelime dahi bir şey söyleyemiyordum,dilim lal olmuştu resmen.Kollarımı etrafıma dolayıp göz yaşlarımın esiri olurken poşetleri arabanın bagajına bırakarak elini sırtıma koydu."Biraz yürüyelim.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK
ChickLit©Tüm Hakları Saklıdır. O renklerle karanlık bir biçimde ahenkle dans etmiş adamdı. O her zaman hayatında gökkuşağının yerini bulundurmamış,içi kadar hayal kırıklığıyla doluşmuş,acılı bir kadındı. Hep mi adamlar karanlık olurdu? ''Renklerime karış...