________22________
Acı...
Şu yemeklerin içine attığımız acı değil bu.
Ruhsal bir acı.
Gözlerimin feri kalmaksızın,ölü tenimden yola çıkan karıncalar bütün her yerimi kuşatırken ben, evden dışarıya adımımı dahi atmaz olmuştum.
Eski fosil hayatıma geri dönüş yaparken,ruhum günden güne sıkışıyordu.
Yaşadığım olaylar bir yönden aklımdan çıkmazken,her gün düşünüp duruyordum.
Derslerle kafayı yemiştim ve, kafamda sadece finansal şeyler dönüp duruyordu.
Yemek yeme alışkanlığım ise sıfırdı.
Koray,beni görme bahanesiyle okuluma geliyordu ve farkında olsam dahi yüzüne bile bakamıyordum.
Sanırım iyice kafayı yemiş ve kendimi kontrol edemez hale gelmiştim.Hayatım böyleydi.Kimine göre kolay,kimine göre zor.Tek başımaydım.
Kendimi her zaman Cambaz gibi hissederdim.
İncecik ip,benim hayatım kadar dardı ve bende onun üzerinde düşmeden yürüyebilen kişiydim.Cafe'nin çok yoğun olduğu bir günde her zamanki gibi bulanık kafamla sinirimi bozan müşterilerimle ilgileniyordum.
Bazen siparişlere,bazen kasa ile muhattap olurken beynim artık durmuştu ve mantıklı düşünemez hale gelmiştim.Buse bir anda "Atalay bey geldi" deyince anlamamış "O kim?" Diye sormuştum.
Ah,sinirimi her türlü alt üst eden şu adamı nasıl tanımazdım ki.
Koray'ın biricik arkadaşı.
Birkan elindeki tepsiyle yanımıza gelince suratıma korkmuş gibi bakarak elini yanağıma koydu."Sen iyi misin? Buz gibi olmuşsun? Üşüyor musun yoksa?"
Bu samimi ve içtenlik tavırlarına memnuniyetle gülümseyerek "Bu gün fazlasıyla yorulduk.Sizde öyle.Üzerimde bir kırgınlık var bilmiyorum,geçer herhalde""Kendine dikkat et canım" Buse elini güven verircesine omzuma koydu ve bir kaç dakika Atalay ile bakıştım.
Fakat daha sonra yanına tanımadığım iki takım elbiseli adam gelmişti ve onlarla ilgilenmeye başlamıştı.
Durumu oda biliyordu ki kesindi.
Belkide Koray bu bahaneyle emir vermiş ve onu buraya getirtmişti.İşlerimizi devam ettirirken Koray'dan gelen bir sürü cevapsız aramaları görmezden geliyordum.
İçimde öyle bir vicdan vardı ki,azab mıydı yoksa acı mıydı onu bilemiyordum.İçimdeki küçük kız kalbimin penceresinden kafasını çıkartıp deli gibi yanlış yaptığımı söylerken, bir yandan bundan sonra yaptığım hiç birşeyin anlamı kalmayacağını söylüyordu.
Ve ben deli gibi o içimdeki küçük kıza uymak istiyordum.Cafeden ayrılıp eve geldiğimde üstümü çıkartıp kendimi sıcak suyun kollarına teslim ettim.
Kendime geleceğim kısa bir duş aldıktan sonra üzerimi giyinip ıslak saçlarımı tarayarak tepeme gevşek bir topuz yapmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YASAK
ChickLit©Tüm Hakları Saklıdır. O renklerle karanlık bir biçimde ahenkle dans etmiş adamdı. O her zaman hayatında gökkuşağının yerini bulundurmamış,içi kadar hayal kırıklığıyla doluşmuş,acılı bir kadındı. Hep mi adamlar karanlık olurdu? ''Renklerime karış...