Doğumgünümde Savaş

153 6 11
                                    

Herkes evimdeydi.Kafam karmakarışıktı.Az sonra bir şey patlattılar ve kafamdan aşağı renkli şeyler süzüldü.Bunlar benim doğumgünümü kutluyorlardı! Keşke süslenseydim ya!

Lauren hemen yanıma geldi.

"Eveet doğumgünü kızımızı bir beş dakikaya alıyorum."

"Nereye gidiyoruz"

"Doğumgününde bu şekilde durmayacaksın herhalde!"

Gülmüştüm.Kankalar bu günler için vardır.

Benim odama gelmiştik.Lauren bana fiyonklu bir kutu verdi.

"Doğumgünün kutlu olsun kanka.Seni korkuttuğum için üzgünüm" deyip gülmeye başladı.

"Ya çok teşekkür ediyorum."

"Hadi ya hediyeni aç.Beğenicek misin meraktan çatlıyorum."

Hızlıca fiyongu çözdüm.Kutuyu açtım.Su yeşili bir elbiseydi.Desenleri harikaydı!

"Sen bir tanesin"

deyip Lauren'a sarıldım.

"Aaa Mia ayakkabıyı unutuyorsun!"

Başka bir kutu vermişti.Yüzümde kocaman şapşal bir gülüşle onu da açtım.Su yeşili topuklu bir ayakkabıydı.Lauren'ı hızlıca öpüp giyinme odasında giyinmeye başladım.Bu elbiseye ba-yıl-mış-tım!

Saçımla biraz oynadım ve giyindiğim yerden çıktım.Lauren'ın gözleri büyümüştü.

"Kanka harika! Çok güzel oldun"

"Utandırma beni"

Beraber gülüşerek herkesin bulunduğu yere geldik.10-20 kişiyi bizim sürüden hatırlıyordum.Geri kalanı zaten Lauren, Grace ve Allan'dı.Onların arasına doğru yürürken Allan'la her zamanki gibi göz göze geldik.Ona hafifçe tebessüm ettim.Yanıma geldi.

"Şey Mia! Çok güzel gözüküyorsun"

Utanmıştım."Teşekkür ederim.Sen de öyle"

O da pelerinli değildi.Spor şeyler giymişti.Gerçi bu odadaki kimse pelerinli değildi.

Grace doğumgünü pastasını getirdi.Mumları üfledim.Artık 19 yaşındaydım!

Herkes hediyelerini verdi.Sıra Allan'a geldi.Heyecanlı bir şekilde onun gözlerine bakıyordum.Açıkçası en çok onun hediyesini merak ediyordum.

"Aa Mia aslında hediyeni burada vermek istemiyorum.Benimle gelir misin?"

"Tabiiki" dedim.Heyecandan geberiyordum.Ben bunların nasıl doğumgünü yapacağını düşünmedim ki!

Elimden tuttu ve bizi bir iskeleye getirdi.İskele karlarla kaplıydı.Denizin ise çoğu yeri buz tutmuştu.İskelenin ucuna doğru karda ayakkabı izimizi bırakarak yavaşca yürümeye başladık.Çok soğuktu doğrusu.Allan bir anda battaniye çıkarttı.İskelenin ucunda oturduk.Battaniyeyi de üstümüze örttük.Beraber karların süzülüşünü ve denizi izlemeye başladık.

"Allan burası çok güzel."

"Ben de öyle düşünüyorum."

Ona doğru döndüm.Bu ortam o an çok ramantikti ve ben romantik her şeyden nefret eden bir insanım!

"Aa Allan hediyeni vermiyecek misin hâla?"

Güldü."Veriyim mi?"

"Yok canım verme.Zaten biz de buraya öylesine gelmiştik." dedim ve yüzümü buruşturarak yan tarafa döndüm. Allan seslendi.

Gece Karanlığı SürüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin