"Alo! YURİ!"
"Alo..."
"YURİ! BENİ DUYUYOR MUSUN?!"
"Hıııhıı..."
"Bak üzgünüm gece geç bir saatte rahatsız ediyorum fakat AĞĞĞ~ O yayın evinin editör bozuntularına söyle ÇALIŞMAYI BİR HAFTA ERKEN TESLİM EDECEĞİM!~"
"..."
"Alo? Yuri?"
İşittiğim kısık tatlı horultuyla kıkırdadım.
"İyi geceler Yuri."
Telefonu kapatıp müziğin sesini en sona kadar açtım.Nefes nefese kendimi koltuğa attığımda zil çaldı.
"Geldiiim!"
Müziğin sesini kısıp hemen kapıya koşmak için alel acele hareket ediyordum.
"Ağh!"
Küçük parmağımı sehpaya çarptığımda acıyla inleyerek olduğum yere çöktüm.
"Güzel küçük parmağım~"
Israrla çalan zil kapıda biri olduğunu hatırlattı ve sendeleyerek kapıya geldiğimde gözüm amerikan mutfağımın gri mermer masasının üzerinde üstü peçeteyle örtülü geniş tabağa takıldı. Bu tabağı Bayan Park'a götürmem gerekiyordu.
"Aa merhaba Bayan Park."
Gülümseyerek selam verdiğimde muzip bir gülüş sundu. Hemen mutfağa gidip tabağı getirdim.
"Teşekkürler çok lezizdiler elinize sağlık. Asistanımın yaptığıııı-"
Çaktırmadan peçetenin altından bakmaya çalıştığımda Bayan Park kıkırdayarak tabağı elimden aldı.
"Asistanınızın yaptığı poğaçalar." Diye düzelttiğinde ekledim.
"Ah evet dalgınlık işte. O poğaçalar sizin kurabiyeleriniz kadar leziz olmasada tabağınızı boş vermek istemedik."
Tekrar naif bir gülüş sundu ağızını eliyle örterken.
"Bay B rica edersek müziğinizin sesini bu tonda tutar mısınız? Oğlum üniversiteye geçiş sınavlarına hazırlanıyor ve ders çalışırken sessiz bir ortam istiyor. Müziğiniz bizim evimize geliyordu da."
Çok zormuş gibi defalarca rica etmişti. Utanarak özür diledim.
"Oh! Ben gerçekten özür dilerim bilmiyordum. Tabiki. Uyardığınız için teşekkürler iyi geceler Bayan Park."
"İyi geceler Bay B."
Kadın yan eve doğru ilerlerken bende kapıyı yavaşça kapatıp müziği biraz daha kıstım.
Sanırım burdaki evler ses yalıtımlı değildi.Telefonumun zil sesiyle uyandım. Kim olduğuna bakmama gerek yoktu gün daha yeni doğarken arayan Yuri Noona'dan başkası olamazdı.
"Efendim?"
"Günaydın Baekhyun. Dün gece tam olarak neler söyledin hatırlamıyorum fazla uykum vardı ve telefon kulağımda uyuya kalmışım kusura bakma. Neyse sonra sen bana tekrar anlatırsın şimdi bugün yapıcaklarını anlatacağım ve sen de harfi harfine uyacaksın. Şimdi kalkıp yüzünü yıkıyorsun ve sabah egzersizi için koşuya çıkıyorsun. Bir, bir buçuk saat koştuktan sonra gelip soğuk suyla duş alıyor ve sağlıklı bir kahvaltı ediyorsun daha sonra ise sevgili yayın evimizin güzel editörlerinin isteği üzerine ay sonu bitirmen gereken kitap üzerinde çalışıyorsun. İyi günler~"
"Yuri nefes al."
"Haaaa."
"Aferin. Geri vermeyi unutma."
"Hhhh"
"Şimdi dün geceyi hatırla."
"Hatırlamıyorum üzgünüm efendim."
"Seni aradım ve dedim ki NOONA O KİTABI SİKTİR ET YENİ BİR PROJEM VAR VE KİTABI BİR HAFTA ERKEN TESLİM EDECEĞİM YEEEY! Hatırladın mı?"
"Bi- bi- bir saniye NE!"
Büyük bir kahkaha patlattım ve yüzümü yıkadım.
"Sen ciddi misin! Hemen taslakları bana atıyorsun hemen hemen hemen. Ben yanlış duymuyorum dimi? İlk defa teslim tarihinden önce bitireceğini söylüyorsun ve üstüne üstlük 2-3 aydır üzerinde çalıştığın kitabı çöpe atıyorsun?"
Yüzümü kurularken onayladım.
"Evet tam olarak öyle."
"Bunu kutlamalıyız işlerimi iptal edip yanına geliyorum."
"Heey sa- ağh!"
Dün gece vurduğum ayak parmağımı tekrar vurduğumda acıyla inledim.
"Noldu?!"
"Noona! Parmağımı vurdum! Acıyor~"
"Kıyamam ben çana~"Tüm gün evde can sıkıntısından bir film izlemeye karar verdim ve salona geçip televizyonu açtım. Kanallarda doğru düzgün bir şey yoktu ben de bir korku filmi açtım.
IT...Film bittiğinde gerilmekten kucağımdaki yastığın köşesini dişlediğimi fark ettim ve gülerek yastığı bir köşeye bıraktım.
Kalkıp ışıkları yaktım ve macbookumu alıp 15'li yaşlarımda yazdığım bu hikayeyi düzenlemeye başladım. Gerçekten 15 yaşındayken daha güzel kitaplar yazdığıma kalıbımı basabilirim.Karnım guruldadığında mutfağa gittim ve buz dolabına elimi attığımda dolabın üzerinde pembe bir post-it dikkatimi çekti, elime alıp okumaya başladım.
Acıkırsan;
544 - ramen
816 - pizza
338 - hamburger
917 - ev yemeğiAfiyet olsun~
-Yuri.Kıkırdayarak pizzacıyı aramak için telefonumu çıkarttım.
Zil çaldığında ne çabuk? diye iç geçirerek kapıya doğru ilerledim.
Kapıyı açmadan önce tezgahın üzerine hazırlayıp koyduğum parayı elime aldım ve kapıyı açtım.
"Bol malzemeli, orta boy pizza?"
"Evet."
"48won"
"Oh cidden ucuzmuş."
Gülümsediğimde şapkasının gölgesine sakladığı yüzünde tebessüm oluştuğunu fark etmiştim.
"Bizi tercih ettiğiniz için teşekkürler."
"Bir şey değil- eee?"
Yaka kartına bakmak için biraz yana doğru eğildiğimde kartını görememiştim.
"Sehun."
Anladığımı belli edercesine kafamı salladım fakat görmemişti.
"Bir şey değil, iyi geceler Sehun."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Last Dance || Sebaek
Fanfiction"Sen hiç seni sevmeyen biri için ağladın mı? Seni sevmediğini bile bile belki bir gün tekrar sever diye umut ettin mi? İçinden bir ses onun seni artık asla sevmeyeceğini söylese bile, Duymamazlıktan gelip yine onu sevmeye devam ettin mi? Onu her...