15

100 8 5
                                    

2 ay sonra

"Bizim küçük Baekhyun şimdi kaç yaşında?"
"YAAA HYUUNG!"
"Kardeşini kızdırma."
"Benim oğlum kocaman oldu."
"Ben dokuz yaşındayım hyung."
Büyük olan kahkahalara boğulurken küçük kardeşiyle uğraşmaktan haz duyuyordu.
"Nasıl bi ego var sende ya. Dokuz yaşındasın sen dimi pardon yaa."
"YAAA!"
Küçük olan kızarak abisine vururken abisi keyifle kahkahalarını atıyordu.
"BYUN BONGCHA!"
Kapının sertçe duvara çarpmasının ardından eve giren silahlı adamların başındaki sert bir sesle çocukların babalarının ismini bağırdı.
Büyük olan Baekhyun'u arkasına aldığında herkes ellerini kaldırmıştı.
Küçük çocuk hiçbir şeyi anlayamıyordu. Olan bitenin farkına varamadan her şey gelişmişti zaten. Bi anda silah sesleri yükseldi. Arka arkaya namludan çıkan mermiler büyük gümbürtülerle yol aldılar. Baekhyun korkuyla kulaklarını kapatıp yere eğildi. Silah sesleri kulaklarında çınlarken abisinin kanlı cesedi önüne yığıldığında ağızından büyük bir çığlık koptu. Babasının kanı yüzüne sıçrarken yerde yatan annesinin anlından kanlar süzülüyordu. O gece tüm sevdiklerinin kanı doğum günü pastasına sıçramıştı. O günden sonra pasta yemedi Baekhyun. Neden o adamların ailesini öldürüp Baekhyun'un peşini bırakmadığını bilmiyordu. Ne dedilerse yaptı ama hiçbir zaman onlara neden bunu yaptıklarını sorma hakkı olmadı.

Sabah uyandığımda telefonuma gelen bir mesaj vardı. Mesajın içeriğini açtığımda bir video çıktı karşıma. Açıp izlemeye başladım.
Bu adamlar ailemi öldürenlerdi.
"Byun ailesini katletme zamanı gelmedi mi?"
"O aptal çocuğu öldürmeyeceksiniz. Byun Baekhyun... Benden çekiceğin var küçük katil." "Oğlunuzu öldüren çocuk mu efendim?"
"Evet. Günü geldiğinde ben de onu can evinden vurucam daha acıyı anlayacak yaşta değil."

Titreyen parmaklarımla zar zor videoyu kapatmıştım.
B-ben? Ben mi öldürmüştüm?
A-ama? Ama niye...
Niye Yien'i ben öldürdüm ki?

"Baekhyun?"
"Efendim Yien?"
"Bugün bize gelsenize. Babamın odasında bir oyuncak buldum. Ve çok güzel bir oyun ürettim fakat üç kişi olmalıyız. Sizinle oynamak istiyorum."
"Tamam."

"Nasıl bir oyun?"
"Bak şimdi Baek sen bu silahı alıcaksın Lee Baek sen de kitabı tutmama yardım ediceksin. Sırayla oynayacağız Baekhyun'dan sonra ben sonra da sen olur mu Lee?"
"Olur."
"Hadi Baek ateş et."
Byun korkusuzca silahı kavradı ve derin bir nefes aldıktan sonra kusursuzca bunu yapmak istiyordu. Öyle de yaptı. Kitabın tam ortasından, Yien'in tam kalbinden vurmuştu.
Silah patladığında Yien acıyla bağırırken yere yığıldı.
"YİEN! Aç gözlerni Yien! Uyan! Yien!"

Aklıma gelenlerle sol gözümden bir damla yaş süzüldü.
"Yien'i ben öldürdüm..."
"Bir daha duymicam bunu Baekhyun. Hayır. Sen öldürmedin."
"BEN ÖLDÜRDÜM! Ailemde benim yüzümden öldü. AİLEMİDE BEN ÖLDÜRDÜM!"
Hanbin'in kendime gelmem için olan sarsıları ve seslenişleri büyük uğultunun arkasında kalmıştı. Gözümün önüne gelen tek şey abimin gözleri açık bir şekilde önüme yığılışıydı.
"B-baekhyun? Baekhyun sakin ol. Sakin ol. BAEKHYUN! SAKİN OL!"
Nefes alış-verişlerim hızlandıkça beni daha sıkı tuttu.
"BIRAK BENİ!"
Sinirle üzerimden ittim ve koşarak evden çıktım.
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayrı
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır
Hayır

"HAYIR!"
Sinirle ağaca yumruğunu geçirdi ve gücü yettiği kadar bağırarak olduğu yere çöktü.
Anca sakinleşmişti. Sarsılan bedeniyle titrek gözbebeklerini yere sabitledi ve hafif ileri-geri sallanarak sessizce fısıldadı.
"Hayır... B-ben bunu kaldıramam..."

Last Dance || Sebaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin