N

150 7 31
                                    

4 ay sonra

"Aşk... 'Aşk, birinin eline dolu bir silahı verip sizi vuracağı anı beklemekten farksız.'mış. Üç ay önce gerçekten öğrendim ben bunu. Yazarken aktardığım duyguların aşk olduğunu sanardım hep. O kıza aşığım sanardım. Beni terk ederse ölürüm derdim. Yaşayamam. O aşk değilmiş. Aşk buymuş. Aşk senmişsin..."
Tüm basın benim baktığım yere döndüğünde Sehun gülümseyerek bana bakıyordu sadece. Sadece bana. Oturduğum yerden kalkıp yanına gittim ve elinden tutup kaldırdım. "Şimdi ne istiyorsanız onu yazın. Evet eşcinselim." Hanbin bu yaptığım harekete karşılık çok kızıcaktı. Ama umrumda değildi. Sürekli adımızı lekeleyen haberlerden sıkılmıştım. Sehun'da öyle.

"Bugün özgürlüğümüzün ilk günü. Ne yapmak istersin güzelim?"
Sorum karşısında bana gülümsedi ve boynunu eğdi.
Önünde durdum ve yere eğdiği yüzünü hafifçe kaldırdım.
"Yere değil. Bana bak. Bu güzel manzaranın bir saniyesini bile kaçırmak istemiyorum."
Çenesindeki elimi yanağına götürdüm ve okşadım. O sırada elimi sımsıkı tuttu ve avuç içimi öpüp başını elime yasladı.
"Seni seviyorum."
"Sana aşığım."
Aşk...
Ben de sana aşığım Sehun...

"Şşşt. Konuşma. Sana nasıl öpüldüğünü öğreteceğim. Dersi iyi dinle ufaklık."
İkinci kez. Ömrü hayatımda ikinci kez öpüşüyordum. 26 yıllık hayatımda ikinci kez öpüştüm.
İkisi de sendin Sehun...

"Bak! Pamuk şekeri!" İşaret ettiğim yere baktığında kıkırdadı.
"Hadi alalım." Elini asla bırakmadan koşarak pamuk şekeri satan kadının yanına gittim.
"İki tane pamuk şekeri." Parayı uzattığımda şekerleri verirken bize baktı gülümseyerek daha sonra Sehun'a daha dikkatli baktığında donup kaldı. Bana dönüp gülümsemeye çalıştı.
"Umarım mutlu olursunuz."
Nezaketen teşekkür ettim ve bir banka oturduk.
"Neden yüzümüzü okudu ki sanki istedik."
Sehun fazla rahatsız olmuştu.
"Neden öyle dedi?" Şekerin ambalajını daha açmamıştım. Çubuğu döndürerek sordum.
"Ne?"
"Neden 'umarım mutlu olursunuz' dedi? Biz mutluyuz. Neden öyle söyledi ki? Sehu-"
Kahkahasıyla lafımı böldü.
"Cidden şu saçma şeylere inanıyor musun? Zırvalıktan ibaret, unut gitsin. Şekerine bak." Gülümsemem için dudaklarımı iki yana çekti.
"Hadi ama gül." Bu hali komiğime gitmişti. Gülmeye başladığımda ağzıma şeker soktu.
"Afiyet olsun bitanem."
Kıkırdadım ve şekerimi yemeye başladım.

"Tüm gün için teşekkürler Baekh- B."
Gülümsedim.
"Bana gizemli de bende sana şeker diyim nasıl fikir?"
"Güzel fikir aşkım." Saçlarımı karıştırdığında kızmış gibi yaparak onun saçlarını karıştırmak için zıplamaya başladım. Eremiyordum.
"Ya ama haksızlık benden uzunsun!"
"Sende benden kısasın."
"Söndö böndön kösösön. Çik kimik."

Eve gireceğim sırada bileğimden tutup kendine çevirdi.
"Bugün seni bırakmak istemiyorum. -İçimde kötü bir his var-"
"Üzgünüm. Seni eve davet edemem."
"Neden? Neden seninle uyuyamıyorum?"
"Sehun uzatma."
"Ne yani!
Hep mi uzaktan seveceğim seni...
Hiç mi birlikte uyanamayacağız!
Hiç mi yüzümü boynuna gömerek uyuyamayacağım.."
"Üzgünüm." Kalbime bi ağırlık oturmuştu. Onu üzgün görmek kalbimi çok acıtıyordu. Omuzları düşmüştü. Arkasını döndü ve gitmeye başladı. Tam o an. O an koşup bileğinden tuttum ve kendime çekip sımsıkı sarıldım.
"Beni asla bırakma olur mu? Sakın gitme. Beni hep sev. Benim seni sevdiğim gibi sev. Ölümsüz bir aşk olsun."
Gülümsedi.
Bu ne demekti şimdi?
Sadece gülümseyip gitmişti...

Eve girmek için kapının anahtar deliğine anahtarı sokucakken kapı aralandı.
Ne?
Temkinlice eve girdim ve kapıyı yavaşça kapattım.
"Yon-?"
"Hoş geldin Byun Baekhyun. Ah pardon. Yazar B mi demeliydim?"
"Ne işiniz var burada? Hâlâ benden ne istiyorsunuz? İstediğinizi verdim ya."
"A-a. Çok yanlış. Her şeyi vermediniz Yazar B. Oysaki ben her şeyini istemiştim. Sende bizim olan bir şey var."
Güldü ve ciddiyetle gözlerimin içine baktı.
"İstediğim şey mutluluğun. Mutluluğunu istiyorum Baekhyun. Mutluluğunu."

Last Dance || Sebaek Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin