O gecenin sonunda miray odasında duramıyordu. Sahi ne demişti ona? Sen benim herşeyimsin... Bir insan bir cümlesiyle başkasının hayatını nasıl değiştirebilirdi? Bir cümleyle başka bir duyguyu tatmasını nasıl sağlayabilirdi?
Miray o gece sabaha kadar düşündü... İçtiği kahvelerin haddi hesabı olmadan düşündü! Madem o bu kadar aşkını haykırabiliyordu kendisi neden açıklamayacaktı ki? Üstündeki pijamalarına ya da uykusuzluktan kızaran gözlerine inat çıktı odasından... Bu gün bu itirafı yapacaktı! Hem Schiller dememiş miydi? Kalbin atışı kaderin sesidir diye! Haklıydı! Madem kalbinde bu pıtırcıklar vardı kaderin önünde kim durabilirdi ki? Asansördeki insanların garip bakışlarına aldırmadı bile. Boranın kapısına geldiğinde saatin kaç olduğu umrunda değildi! Kapıyı güm güm güm diye çalmaya başladı.
İçerden patırtı kütürdü sesi geldiğinde ilk başta anlamamıştı miray... Boranın homurdanma sesini duyunca gülümsemeden edemedi genç kız.
Boran kapıyı açarken az önce yataktan düşmenin verdiği acıdan kafasını mı ovacağını yoksa uykudan yeni uyandığı için gözü bile açılmadığından gözünü mü ovacağını şaşırmıştı.
Genç adam kapıda kimin olduğunu bilmeden içerden bağırmaya başlamıştı.
Boran: Ne alacaklı gibi çalışıyosunuz kapıyı kaçmıyo... Aa miray? Ne bu hal?
Miray: Seninle çok önemli bişey konuşmam lazım boran
Boran: Hayırdır kötü bişey yok ya?
Miray: Yok onu nerden çıkardın?
Boran: Tipinden desem çok kaba olur muyum?
Miray: Gidiyorum ben ya yok sana önemli haber filan!Boran her ne kadar durdurmaya çalışsada miray aptalca fikrine söve söve odasına gitmeye başlamıştı bile. Öküz herif! Odasına geldiğinde aynaya bakmaya korktuğu için önce bi kaç saat uyumaya karar verdi. Ama sadece karar verebildi zira telefonu susmadan çalıyordu! Kesin borandır diye düşündüğü için telefona bakma gereği bile hissetmemişti! Aptal herif! Moron! Seni seviyorum al bu da pıtırcıklar demek bu kadar zor olmamalıydı!
Telefon sustuğunda onca kahveden dolayı uyuyamadığını anladı. Bari gizemle konuşayım epeydir konuşmuyoruz diye düşündü.
Gizem: Miroş?
Miray: Şöyle deme diye kaç kere söylemem gerek?
Gizem: Ay sizde hiç sevimli olamıyosunuz! Anlat bakalım ne var ne yok?
Miray: Gizem sana bişey demem lazım.
Gizem: Söyle kuzum
Miray: Ben borana pıtırcıkların sahibi olduğunu söylicem sanırım
Gizem: OHAA! BANA ŞİMDİ Mİ SÖYLÜYOSUN! NOLDU ANLAT HEMEN!
Miray: Ay dur bi hönkürmeden dinle önce
Gizem: Detay diyorum kuzu detaay
Miray: Bana sen benim herşeyimsin dedi gizem! Akşamdan beri düşünüyorum. O bu kadar alenen söyleyebiliyosa bende söylerim! Hem aşık olmak kötü bişey değil dimi?
Gizem: Ay sonunda eniştem oluyo! Saçmalama kızım aşk kötü bişey olabilir mi hiç? Git ve hemen söyle!
Miray: Sabah sinir etti biraz sürünsün
Gizem: Bu çocuk daha ne kadar çekicek miray? Süründürme bak kapıcaklar senin pıtırcıkların sahibini!
Miray: Yok ya kapmazlar. Yani dimi?
Gizem: Güvenemiyorum miroş!
Miray: Ben bi bakınayım o zaman?
Gizem: Hee koş git bakın enişteme bi zeval gelmesin! Ha bu arada benimde sana bi haberim var
Miray: Ay iyi bi haber olsun lütfen?
Gizem: Yani hangi yönden baktığına göre değişir tabi
Miray: Çatlatmada söyle noldu
Gizem: Geçen akşam Emre karakolluk oldu! Hemde senin iş yerinden burak yüzünden!
Miray: Oha nasıl?
Gizem: Emre bizdeydi biz film izliyoduk. Pizza sipariş etmiştik. Kapı çalınca pizza geldi sandık emre açtı kapıyı sonra burağı görünce... Hele bi de alkollü olunca... Sen gecenin bi yarısı 2 kızın yaşadığı eve gelmeye nasıl cesaret edersin deyip daldı çocuğa!
Miray: Oha! Burak eskiden böyle biri değildi! Çok hırpalandı mı bari?
Gizem: Duur duur daha bitmedi! O burak olucak alçak şikayeti geri çekmedi bi gece nezarette yattı emre!
Miray: Yok artık!
Gizem: Bari tam dövseydi! Nasıl sinirlendiim bir görsen! Neyse nezaretten sonra işte biz bir miktar sevgili olmuş olabiliriz.
Miray: Ve şu an haberim oluyo!
Gizem: Öyle oldu biraz neyse kapat kapat enişten geliyo bana bak sende benim enişteme iyi bak!
Miray: Gelince alıcam ifadeni
Gizem: Bende seni öptüm bay bay
Gizemle telefon konuşmasından sonra burağı merak etsede aramamıştı miray. Nasıl şikayetçi olabilirdi! Ayrıca gerçekten evinde ne işi vardı o saatte gelmesindeki amaç neydi? Bunu boşverip yani en azından şimdilik! Önce bi duşa girdi. Ardından da mayosunu giyip hotelin içinde boran avına çıktı!Boran tüm gün mirayın önemli haberini düşündü. Her ne kadar arasada önce çalan telefon son 1 saattir meşguldü! Kimle konuşuyodu bu kız bu kadar? Ya buraksa? Yok canım 1 saatte hayat hikayesini anlatacak hali yok ya! Boran lobiyi arayıp yemek söylemeyi düşündü. Şimdi restoranda tolganın meymenetsiz suratını görmek isteyeceği son şeydi. Resepsiyonu aramıştı evet ama yemek sipariş etmeden önce mirayı sormuştu.
Resepsiyonistten aldığı cevapla hem memnun olmuştu hemde sinirlenmişti. Zira tam boran aradığında miray mayosuyla havuza doğru ilerlemekteydi! Resepsiyonist başta mirayın nerde olduğunu bilmediğini söyleyecekken son anda mirayı fark etmesiyle havuza gittiğini bildirmişti borana...
Boran hızla hazırlandı. Onca adamın içinde ben gelmeden lütfen havuza girmemiş ol miray diye düşünmeden edemiyordu.
Boran hızla havuza indiğinde şezlonga kurulmuş çevredeki kedinin ciğere baktığı gibi bakan onca herife inat güneşlenme çabasında olduğunu fark etti. Mirayın güneş gözlüğü olsada boranın geldiğini fark etmişti. Allahtan güneş gözlüğü vardı da rahatça bakabiliyordu borana! Genç kızın asıl dikkatini çeken boranın bir kendisine birde bulunduğu etrafa bakması ve sürekli çenesinin kasılmasıydı! Resmen bela geliyorum demez gelir edasıyla boran önce gidip elindeki havluyu mirayın yan tarafındaki boş şezlonga koydu. Ardından miraya dönüp gülümsedi.
Boran: Miraycım şimdiden özür diliyorum
Miray: Neden?
Boran cevap vermeden hızla ilerleyip mirayı yiyecek gibi bakan çocuğa kafayı gömdü! Miray hızla olduğu yerden kalkıp boranın yanına giderken çocuğun arkadaşlarından biri borana yumruğu gömmüştü! Miray etraftaki insanlardan yardım beklerken bir imkansız olmuş ve tolga gelmişti! Sakın burda olayı ayırmaya geldi zannetmeyin zira tolga geldiği gibi boranla birlik olup borana vuran çocuğa gömmüştü!
Sizde miray gibi şok oldunuz ama tolganın amacı nilayı etkilemekti. Akşam tolga nilaya epey ısrar edince nilay el mahkum o gece orda kalmıştı. Gündüz hotelde gezerken kavgayı görünce hele bide kavgadakinin boran olduğunu görünce nilay boran için çok endişelenmişti!
Nilay: Oha kaç kişiler! Yuh! Boran tek başına git bişey yap!
Tolga bu isteği geri çeviremezdi!
Nilay mirayın yanına gittiğinde ne oldu der gibi göz kırptı. Tabi miray nilayla boranın çok yakın arkadaş olduğunu hala bilmediği için nilaya göz devirmekle yetindi! Aslında itiraf etmek gerekirse bi ara şu kargaşadan yararlanıp bende şu kızı mı dövsem diye düşünmedi değil!Aradan geçen bi kaç dakika sonunda güvenlik sonunda gelmişti. Tolga hemen onların çıkış işlemlerinin yapılmasının talimatını verirken miray ve nilay boran ve tolgadaki enkaza bakıyordu.
Miray: Şey sanırım bize ilk yardım çantası lazım
Nilay: Sanırım ilk yardım çantasını 2 yapsak iyi olacak!
Nilay tolgaya söylene söylene pansuman yapmaya başlamıştı.
Miraysa sessizce boranın canını acıtmamaya çalışıyordu.
Boran: Bişey demeyecek misin?
Miray: Hayır
Boran: Neden?
Miray: Çünkü seni anlıyorum
Boran: Na-nasıl?
Boran bu cevap karşısında şaşırmıştı. Onun tanıdığı miray çoktan bağırıp çağırıp ben başımın çaresine bakıyorum derdi.
Miray: Ben senin herşeyin değil miyim?
Boran: E-evet
Miray: Tamam işte senin yerinde bende olsam bende aynısını yapardım yani sahiplenirdim biri bakarsa gözlerini oyardım.
Boran: Senin herşeyim dediğin biri mi var yani?
Miray: Evet var
Boran: Kim lan o lavuk?
Miray: Boran kavgada kafana çok mu vurdular?
Boran: Anlamıyorum şu an seni miray
Miray: Diyorum ki pıtırcıkların sebebi sensin!
Boran idrak edene kadar bi süre mirayın gözlerine baktı. Onay beklercesine duyduklarım doğru mu dercesine bir bakıştı bu... Miray tebessümle kafasını salladığında genç adam hiç bişey düşünmedi o an! Ne çevredeki insanlar... Ne mirayın ona pansuman yapması... Tek düşündüğü şey sevdiği kızın kalbindeki pıtırcıklardı... Boran mirayın kaşına bastırdığı pamuklu elini tuttu ve hızla kendisine çekip sarıldı...Boran: Ne demiş Hugo... Aşk bir denizse kadın onun kıyısıdır... Ve ben o kıyıya demir attım.
• Kaç gündür yazmaya çalıştığım bölümü sonunda tamamladım. Uzun olması için elimden geleni yaptım. Emrenin burağı dövmesi kısmını resmen tabiri caizse içimin yağları eriye eriye yazdım oh olsun ona 😄 Oy ve yorumlarınızı bekliyoruum 🎈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JÜLYEN JÜLYEN AŞK!
ChickLitMiray DANER... Aşçılıkta bir dünya markası! Hatta öyle ki yazdığı bir de yemek kitabı var hemde adı JÜLYEN JÜLYEN... Peki bir aşçı nasıl aşka yakalanırdı? Boran KUZUM... İşletme konusunda masterını yurtdışında tamamlamış genç iş adamı! Kendisi göz...