JÜLYEN JÜLYEN AŞK!

Pâthos...

Kurban bayramı çılgınlığının üstünden zaman geçmişti. Restoran açılmış herkesin keyfi yerindeydi. Restoran demişken... Açılış tam bi faciaydı! Tolga ortağımla dans edeyim diye tutturmuş ancak boranın tepkisiyle karşılaşmıştı.
Boran: Çok istiyosan gel benle yap dansını! dediğinde tolga bu tepkiyi beklemiyordu. Hatta ortamdaki kimse beklemiyordu! Tolganın gözleri kapıda her dakika Nilayın gelmesini bekledi. Miray tolgadaki hallerin farkındaydı uzun zamandan beri zaten ama artık emindi en kısa zamanda sıkıştırıp detayları öğrendikten sonra bir taşta iki kuş vurmayı planlıyodu.
1) Tolga sevgili yapacak böylece boranın sıkı denetimi hafifleyecek
2) Nilay boranın çevresinde pasife düşecek!
Bu sinsi planla gülümsedi genç kız...
Ha bu arada restoranın adını söylemeyi unuttum sizlere... Pâthos... Yunanca tutku demek! Boran tabi ki bu konu da yine yeniden bi olay çıkarmıştı. Neymiş neyin tutkusuymuş bu!
Yazık tolgada kendini anlatma derdine düşmüştü. En son duruma miray el koymuş ve mutfak tutkusundan bahsetmişti. Neyseki bu kaosuda atlatmışlardı.
Açılıştan sonra miray tolgayı fazlasıyla sıkıştırmıştı ama tolga ser verip sır vermemişti. Aslında miray bu duruma kırılsada pek belli etmemişti. Madem arkadaştılar neden saklama gereği duyduğunu anlamamıştı haklı olarak...

Şu anda miray mutfakta tatlı yapmakla meşguldü. Ah pardon ona tatlı dememeliyiz zira şefimiz kızıyor...
Tolga elindeki zarfı sallaya sallaya sırıtarak mirayın yanına geldi.
Tolga: Şefim
Miray: Buyur patron
Tolga: Sana bi zarf geldi patroniçe
Miray: Ay demesene şöyle be ver bakayım neymiş o zarf
Tolga: Senin ellerin batık ben okurum sana
Miray: Belki özel?
Tolga: Gizlimiz mi var ortak?
Miray: Dedi benden bişeyler gizleyen ortağım!
Tolga: Aman iyilikte yaramıyo sana al okumadım
Miray: Oku hadi oku
Tolga bi genizini temizledi. Sanki okuduğu çok çok çok önemli bildiriymiş gibi zarfı açtıktan sonra kağıdı iki kere salladı.
Tolga: Sayın Miray Daner
Miray: Ee
Tolga: Kapadokya'da yapılacak olan 12.şefler arası ekip yarışmasında bir yardımcınız ile birlikte davetlisiniz...
Miray: NE! Ay bi daha oku bi daha
Tolga: Tamam.. Sayın miray...
Miray: Geç orayı geç
Tolga: Davetlisiniz.
Miray: Çok geçtin! Ben yanlış duymadım dimi? Kendimi kanıtlamak için bir yol!
Tolga: Restoranın reklamı için bir yol! Ee bu güne bu gün birinci şefle ortak olucam.
Miray o hevesle boranı aradı. Bu heyecanı sevgilisiyle paylaşmalıydı.
Boran: Hayatım?
Miray: Boran sana bomba bi haberim var
Boran: İyi mi kötü mü?
Miray: Sıkı dur
Boran: Hazırım
Miray: Şefler arası yarışmaya davet edilmişim!
Boran: Bu harika başarıcağına eminim
Miray: Nasıl bu kadar eminsin
Boran: Benim sevgilim mükemmel biri çünkü
Miray: Yaa boran
Boran: Tıpkı benim gibi!
Miray: Egolaman!
Boran: Bende seni seviyorum sevgilim
Miray: Şey bu arada sana bişey daha söylemem lazım
Boran: Bu ses tonu diyor ki borancım bu söyleceklerim hiç hoşuna gitmeyecek yanılıyor muyum?
Miray: Yanılmıyosun sanırım
Boran: Yolla gelsin miraycım
Miray: 1 hafta Kapadokya da kalıcam yani yarışma orda ha birde yardımcımla birlikte ben bi burağa teklif götürmeyi düşünüyorum
Boran: Umarım sadece düşünürsün miray!

Boran sırf burak gitmesin diye sana ben yardımcılık yapayım diye teklifte bulunmuştu. Miray başta itiraz etsede boranın pek dinlemeye niyeti yoktu. Mirayın yanında ancak kendisi olabilirdi. Biriyle eş olacaksa ancak o kendisi olacaktı! Hem yarışmada hem hayatında!
Hazırlıklar tamamlanırken yani miray ve boran yola çıkmadan önce miray ailesinin yanına gitti.
Ozan bey kızının yarışmada birinci olması için jüriye rüşvet vermeyi bile düşünmüştü! Tamam mutfakta iyiydi ama eğer birinci olamazsa umutlarının ve hevesinin kırılmasına dayanamazdı.
Ezgi hanımda ozan beyin bu düşüncesini öğrendiğinde tabi ki engel olmuştu. Eğer miray öğrenirse neler olabileceğinden bahsetmişti. Kızlarının kendisini güvensiz hissetmesi en kötü şeydi ona göre...
Miray gelip ailesiyle vakit geçirirken kapı çaldı.
Ve bilin bakalım kim?
Boran ve ailesi!
Boran dayanamamış ve ailesini topladığı gibi soluğu miraylarda almıştı. Miray karşısında boranın ailesini görünce sanki onu istemeye gelmişler gibi hissetmişti. Yani garip bi duyguydu bu tarifi imkansız... Heyecandan kalbinin ritmine ayak uyduramıyordu sanki.
Ezgi hanım: Kızım kahve yapsana misafirlerimize
Ozan bey: Hayırdır böyle sanki kızımızı istemeye gelmişler gibi!
Miray bu tepkiyi beklemiyordu. Birden öksürmeye başlayınca boran yerinden kıpırdandı. Yanına gitmek istiyodu ama resmen ozan bey göz hapsine almıştı.
Ezgi hanım: Helal kızım helal aaa noldu sana
Ozan bey: Ee Barış yıllar önce ettiğin dualar kabul oldu haberin var mı?
Barış bey bir borana bir miraya bakarken mirayla boran ortadaki muhabbetten bi haberdi.
Boran dayanamayıp sordu.
Boran: Ne duası?
Ozan bey: Barış sürekli benim canım kızımı kendine gelin yapma çabasındaydı da ondan bahsediyorum evladım
Miray: Na-nasıl?
Ozan bey: E kızım boşuna demiyorum ben siz giderken biz dönüyoduk diye
Miray annesine baktığında annesi ellerini masumum der gibi kaldırdı.
Ezgi hanım: Valla ben söylemedim
Ozan bey: Senin haberin var mıydı?
Ezgi hanım: Seninde varmış! Sende söylemedin!
Ozan bey: Hani sır yoktu!
Barış bey: Oğlum mirayla sevgili misiniz?
Boran: Evet baba miray benim sevgilim!
Ozan bey: Bak hala sevgilim diyor ulan arsız mısın çocuğum sen? Geniş miyim ben? Benim yanımda deme bari! Bak ezgi duy! Duy!
Ezgi hanım: Ay bi sakin ol ozan
Ozan bey: Nasıl sakin olayım ay bana bişeyler oluyo
Ozan beyin tansiyonu yükselince herkes ortadaki kargaşayı bırakıp onun yardımına koştu. Barış bey pis pis sırıtırken bir yandan da gördün mü alıcam demiştim kızını diyordu.

• Bakalım kapadokya macerası nasıl olucak? Bizimkiler orda neler yaşıycak? Ya da orda kimle karşılaşacaklar?
Bu arada bi sonraki bölüm için bi zaman veremiyorum o yüzden erkenden yayınladım bu bölümü... Yorum ve oylarınızı bekliyorum. Okumak istediğiniz sahneler varsa söyleyebilirsiniz elimden geldiğince yazarım 🤗