Yelloz Boran?

327 27 27
                                    


Ertesi gün Miray sevgilisinin evine gitmişti. Sürpriz yapacaktı aklınca... Kapıyı çaldı bir müddet ancak açan olmadı! Zira Boran dün Emreyle konuştuktan sonra akşam sinirden uyuyamıştı. Sabahın ilk ışıklarında Burağın ağzını burnunu kırmak amacıyla evden hızla çıktı genç adam... Genç kız her ne kadar Boranı arasada cevap alamamıştı. Evine dönmeye karar verdi...

Aynı zamanlarda genç adam,
Boran: SEN KİMSİNDE MİRAYIN EVİNE DAYANIYOSUN LAN!
Boran sıktığı yumruğu Burağın yüzüyle buluşturdu.
Burak: SANA MI SORUCAM? ARKADAŞIMIN EVİ ORASI!
Burağın altta kalmaya niyeti yoktu. Eğer şimdi altta kalırsa mirayı tamamen kaybedeceğine inanıyordu. Burak boranın bir anlık dalgınlığından yararlanıp tekmesini attı.
İki büklüm kalan genç adam bir an nefesinin kesildiğini hissetti. Sanki ciğerleri oksijeni reddediyor gibiydi.
Buraksa boranı bu hale getirmenin keyfini yaşıyordu.
Burak: Kimsinde bana karışabileceğini zannediyosun lan sen?!
Boran kendini daha iyi hissettiği anda doğruldu ve burağa önce kafa sonrasındaysa sayısız yumruk darbesiyle yere yığdı.  Adeta un çuvalı gibi...
Boran: MİRAYDAN UZAK DURACAKSIN! ÇÜNKÜ O BENİM!
Boran arkasındaki enkazı umursamadan sevgilisinin evine gitti.
Sinirliydi ve onu sakinleştirecek tek şey sevgilisinin sarılışıyla kokusuydu. Bir an önce o kokuda mest olmalıydı genç adam...
Arabayı hızla sürdü. Kapıyı kırarcasına çaldı ancak açan olmadı.
Tekrar çaldığında uyku sersemi gizem kapıyı açtı.
Gizem: Ne var be sabah sabah dan dan dan!
Boran: Miray nerde?
Gizem: Ne bileyim nerede?
Boran: Evde değil mi?
Gizem: Şimdi uyandım boran sence nasıl bilebilirim?
Boran: Sen nasıl bi ev arkadaşısın ya!
Gizem: Uykumu mahvettin boran! Git mirayada sen bak bi zahmet! Odasında yoksa sakın bana uğrama çık git evden ya da naparsan yap!
Gizem odasına gidip kapıyı çarptı. Boran emreyle kavga ettiklerini düşündü ilk başta... Tabi nereden bilsin ki gizemin sahnede rahat olması için sakinleştirici bitkisel çay içtiğini?
Emreye bu durumu sonra söyleyecekti. Bu kadar tutarsız biriyle emre gibi biri nasıl sevgili diye düşünecekti ki ikisininde aynı olduğunu fark etti! Genç adam adımlarını hızlandırıp odaya girdiğinde yatağın boş olduğunu fark etti. Neredeydi sevdiği? Boran odaya göz gezdirdiğinde mirayın dağınıklığı ne kadar sevdiğini bir kez daha anladı. Düzenli olmak onun prensibine tersti. Yatak dağınık... Dağınık olarak konulmuş fotoğraflar... Bir kaç tarif... Sanırım oda daki tek düzenli şey masasıydı genç kızın... En sevdiği çizgi filmin karakterinden yapılmış kalemlik, tariflerini yazdığı not kağıdı, kendi kitabının ilk baskısı... Burada olmak bile sakinleştirici etkisi yaratmıştı borana... Sevdiğinin kokusunun sindiği bu oda bile gevşemesine sebep olmuştu. Herşey iyi hoştu da nerdeydi bu kız?
Mirayı aradı... Yine ulaşamadı.
Tam sinirleri düzeliyordu sonra yine sinirleniyordu!
Ozan amcayı aramayı düşündü. Ne diyecekti ki? Ben kızınıza ulaşamıyorum dese bu sefer onlarda panik olacaktı! Ama aramasa kendi panik olacaktı. En iyisi aramak diye düşündü.
Ozan : Alo?
Boran: Ozan amca? Benim boran
Ozan: Biliyorum evladım hayırdır
Boran: Şey ya öylesine aradım ben sizi hal hatır için
Ozan: Keyfim yerinde kızım ziyaretimize gelmiş mutfakta daha ne olsun. Sen nasılsın evladım?
Boran derin bi nefes aldı. Demek ozan amcalardaydı.
Boran: Rahatlamış...
Ozan: Anlamadım boran?
Boran: Ha? İyiyim yani bende ozan amca
Ozan: E iyi allah iyilik versin evladım ne diyeyim.
Ezgi kocasının biriyle konuştuğunu duyunca muhabbete girmeden edemedi. Yıllar geçsede hala ilk günkü gibi kıskanıyordu.
Ezgi: Kimle konuşuyosun ozan?
Ozan: Seni boşayıp alıcağım çıtır hatunla
Ezgi: Ne diyosun sen be adam!
Boran: Ozan amca ayıp oluyor ama...
Ozan: Sen sus bakayım!
Ezgi: Ha birde sus diyosun karına?
Ozan: Hayatım valla sana demedim ben borana dedim!
Ezgi: Sana inanamıyorum! Geldin kaç yaşına hala aynısın ozan!
Ezgi hanım ozan beye tribini atıp içeri girdi. Ozan beyse sadece kur ve cilve yapacağı karısından nasıl af dileyeceğini düşünüyordu.
Boran: Ozan amca telefon hala açık?
Ozan: Boran?
Boran: Buyrun?
Ozan: Yıllar onca babanda senin gibiydi ve ben ona hep ne derdim biliyo musun evladım?
Boran: Hayır.
Ozan: İyi dinle o zaman... Ağzına sıçayım senin! Gelip bu pisliği düzelticeksin! Karımla barıştıracaksın beni eşek sıpası!
Boran: Şey ben gelsem iyi olacak sanırım...
Ozan bey sinirle telefonu kapatmıştı. Ozan beyin neyineydi cilveleşmek zaten!
Boransa istediği fırsatı ezgi teyzesi sayesinde yakalamıştı.
Sessizce evden ayrılıp sevgilisinin yanına gitti.
Borana kapıyı ezgi hanım açtı...
Ezgi: Boran?
Boran: Ezgi teyze?
Ezgi: Ne teyzesi boran? Ben o kadar yaşlı mıyım?
Boran: Yıllar sizi yaşlandırmak yerine şarap gibi güzelleştiriyor.
Ozan bu cümleyi duyunca konuya dahil olma ihtiyacı hissetti.
Ozan: Babası kılıklı! Sen kimin karısına şarap diyosun lan! Dikkat ette o şarabın şişesi çarpmasın seni!
Boran: Yok siz yanlış anladınız...
Ozan: Neyse ne! Hadi şu duruma açıklık kavuşturalımda bende karıma kavuşayım.
Ezgi: Sen git o yelloza kavuş!
Boran: Telefondaki bendim ezgi teyze
Ezgi: Ay çocuğuda yalanına eklemiş inanmıyorum sana ozan!
Ozanla ezginin laf dalaşına aklı olan kimse girmek istemezdi.
Boranın asıl merak ettiği burdaki fırtınaya rağmen miray nasıl ortalıklarda yoktu?
Bulduğu ilk fırsatta mirayı mutfakta buldu. Bi süre kapı pervazına yaslanıp izlesede o hep filmlerdeki gibi esas kız esas oğlanı fark etmemişti. Boran gidip mirayın beline sarıldığında miray korkuyla zıpladı. Kulaklığını kulağından çıkardı.
Miray: Ay! Korkuttun beni boran!
Boran çoktan genç kızın kokusuyla başka bi boyuta geçmişti bile!
Boran: Hı hı...
Miray: Hem sen nerdeydin? Geldim ama yoktun!
Boran: İşim vardı.
Miray arkasını döndüğünde boranın yüzündeki yaraları fark etti.
Miray: Boraan? Noldu yüzüne!
Miray yaralara dokundu bi süre... Boranın canı acısada mirayın ellerinden ona gelecek tek şeyin şifa olduğunu biliyordu. Gülümsedi bi süre sevgilisine bakarak... Onun bu ilgili ve korkmuş hali için bile her gün dayak yiyebilirdi. Tamam korkması için değil ama bu ilgiye asla hayır demezdi genç adam.
Boran: Kavga ettim!
Miray: Bende halay çekerken ayağın takıldı da düştün sandım boran! İyi ki söyledin kavga ettiğini! Kimle ettin kavga?
Boran: Söylemesem?
Miray: Sen bilirsin
Boran: Cidden ben mi bilirim?
Miray: Söylemezsen sonuçlarına katlanırsın borancım
Boran: Bende öyle düşünmüştüm
Miray: Şimdi dökül bakalım yakışıklı
Boran: Burakla belki azıcık atışmış olabiliriz...
Miray: Ne-neden?
Boran: Bana neden söylemedin?
Miray: N-neyi?
Boran: Biz sapancadayken size geldiğini?
Miray derin bi nefes aldı.
Miray: Haa o mu?
Boran: Başka ne var ki?
Miray: Hiiç be olabilir ki
Miray hafif tebessümle sevgilisine baktı. Genç adam şüphelensede şimdi sırası değildi...

•Sizce mirayın bu tedirginliği ne?
Bölüm biraz geç geldi farkındayım ama uzun tutmaya çalıştım. Oy ve yorumlarınızı bekliyoruum 🙈💃🏻
Ha birde unutmadan! Aklımda bir kurgu fikri var ama sizden bu konuda yorum bekliyorum... Diyorum ki;
Kamuran ve Leon aynı hastanenin hekimi olsa? Feride ve Hilal mektepten yakın arkadaş olsa? Peki Feride kamurana aşkı için onu takip etse? Hilalde Ferideyi yalnız bırakmasa? Kamuranın gittiği matinede Leon Hilali görse? Yep yeni bir macera için ne düşünüyorsunuz canlarım? Fikirlerinizi bekliyorum mutlaka yorum yapın lütfen...

JÜLYEN JÜLYEN AŞK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin