Boran: Emre hiç haber yok mu ya kameralardan?
Emre: Yok abi yok çıldırıcam!
Boran: Nasıl olmaz lan sen bu kameraları süs olsun diye mi koyuyosun oraya?
Emre: Kamerada tarih atlıyo bu da demek oluyo ki adamın içerde tanıdığı var
Boran: Kim bu ya
Emre: Bulucaz abi bulucaz! Şey diyorum acaba şu kızı bi daha mı dinlesek belki bi yol buluruz
Boran: Kızı dinlesekte pek bişey çıkıcağını düşünmüyorum. Kız zaten yeterince korktuğu için bilse bile işe karışmamak için susucaktır.
Emre: Abi bu işi bizim halletmemiz zor bence artık polise haber verelim
Boran: Ben bi babamı arıyayım onun tanıdığı olucaktıBoran babasını aramıştı ancak olan biteni pek babasına anlatma taraftarı değildi zira babasının öğrenmesi demek ozan beyin öğrenmesi demekti ki bunu hiç istemezdi.
Ozan bey kızını ona emanet etmişti ve sanki emanetine sahip çıkamamış gibi hissediyordu. Zar zorda olsa babasını emrenin bi arkadaşının ihtiyacı var diye ikna edip ismin öğrenmeyi başarmıştı.O esnada gizem ailesiyle telefonda konuşmaktaydı. Annesinin olağan ısrarlarına karşı dayanamayıp eve geliceğini söyledi. İnatçılığını annesinden aldığı belliydi.
Gizem sevgilisinin yanına sokulup sırnaşmaya başladı. Emre bunun anlamını çok iyi biliyordu. Bir şey istemek üzereyim ama izin vermiceni düşünüyorum sırnaşmasıydı!
Emre: İçimden bi ses sinirleniceğim bişey söyliceksin diyo
Gizem: Yani... Kısmen... Belki?
Emre: Peki duymak zorunda mıyım?
Gizem: Benimle ilgili haberin olmasın istiyosan duymak zorunda değilsin emre!
Emre: Haydaa bak gene trip attı gördün mü boran?
Boran: Kolay gelsin kardeşim
Boran emrenin omzuna destek olurcasına vurup kahve almaya mutfağa gitti.
Emre: Söyle hayatım söyle!
Gizem: Hayır söylemicem!
Emre: Söylesene gizem
Gizem: Bilmek istemiyosun niye söyleyeyim?
Emre: SÖYLEME BE!
Gizem: İyi öyle olsun ben ailemin yanına gidicem ziyarete!
Emre: Ne demek ailemin yanına gidicem! Sen beni çıldırtıcak mısın? Ne kadar tehlikeli haberin var mı? Ya o sapık sana bişey yapmaya çalışırsa?
Gizem: Bişey olmaz bana emre abartma
Emre: Ben mi abartıyorum?
Gizem: Onlar ailem! Ne diyecektim olmaz gelemem mi?
Emre: Bi bahane bulabilirdin en azından bi süreliğine
Gizem: Ne değişecek? Bulunacak mı sanıyosun!
Emre: Ne demek bu?
Gizem: Önemli bişey değil
Ancak gözlerini kaçıran gizem bişeyler sakladığını ele veriyordu.
Emre: Peki... Git!
Gizem: Gidicem zaten
Emre: Ama bende geliyorum!
Gizem: Ne demek bende geliyorum
Emre: Seni yalnız bırakıcağımı düşünmedin umarımAradan geçen saatlerde boran televizyonun karşısında vakit geçirmişti. Miray bi türlü odasından çıkmadığı için giderek meraklanmıştı. Odasına ne zaman gitse miray melekler gibi uyuyordu ve o rahatsız etmek istemedi.
Gizemler her ne kadar söylene söylenede olsa yola çıkmayı başarmıştı.
Boran televizyondan sıkılıp yemek hazırlamak için mutfağa gitti. Ancak seçeneğinin pek olmadığını fark edip makarna suyu koydu. Yapabildiği tek yemek olan domatesli makarna için kollarını sıvadı genç adam...Boran onca zamanda makarnayı hazırladı ancak miraydan hala ses seda yoktu. Genç adam artık endişeleniyordu sevdiği kadın için...
Boran mirayın odasının önüne gelip içeri girmeden yine kapıyı vurdu. Ancak ses gelmedi...
Boran: Miray?
Boran: Hayatım bak içeri giriyorum?
Boran içeri girerken miray diye seslendi. Sevgilisinin baş ucuna gelip çömeldi. Saçını okşadı bi süre...
Boran: Miray? Hayatım?
Miray: Hıı
Boran: Kalkmaya niyetin yok mu sevgilim?
Miray: Saat kaç oldu ki
Boran: Çok geç oldu
Miray: Karnım çok ağrıyo boran...
Boran: Bişeyler ye ağrı kesici içersin olur mu sevgilim?
Miray olumlu olarak kafasını salladı. Boranın ne olduğu hakkında üstüne gelmemesi hoşuna gitmişti mirayın... Anlayışlı bir adamdı boran vesselam... Hem sorsa nasıl anlatacaktı ki durumu? Ne diyecekti? Kadınsal bir hastalığım var her ay kadınsal durumlarda ekstra ağrı yaşıyorum mu diyecekti? Bu durumda utanılacak bi durum yoktu biliyordu ancak elinde değildi ki... Hem ilacını içecekti zaten!Miray: Hııım mutfaktan nefis kokular geliyoor
Boran: Şefimiz sizin için özel olarak yaptı küçük hanım
Miray: Şefinize teşekkür etmek isterim beyfendi
Boran: Yemekten sonra bi öpücükle teşekkür edebilirsiniz tabii
Miray: Şırma hemen ben her gün yapıyorum yemek!
Boran: Bende seni her gün öpüyorum zaten
Miray: Ya boraan
Boran: Buyrun benim
Miray: Şımarma lütfen
Boran: Bi kerede ben şımarayım canım
Miray: Ha ben şımarıyorum yani
Boran: Öyle demedim ki ben
Miray: Sen bana şımarık mı dedin?
Boran: Hayır hayatım saçmalama
Miray: Ha ben saçmalıyorum yani
Boran: Sen biraz fazla mı alıngansın
Boran bu soruyu sorduktan sonra göz kırpmıştı ve miray çoktan erime moduna geçmişti...
Miray: Ne alakası var canımO gece yemeklerini yedikten sonra sarılıp uyudular. Boran miraya oranla büyük olan elleriyle karnını ısıttı sevdiği kadının... Genç kadınsa bulduğu huzurlu kollarda mışıl mışıl uyudu.
Ta ki ertesi sabaha kadar...
Sabah kapıya bırakılan bir sepet...
Bir sürü çikolatalar ağrı kesici çiçeklerle bezenmiş mükemmel bir sepet...
Ve tabi ki iskambil kağıdına iliştirilmiş bir not..."En sevdiğin çiçekleri aldım sevgilim... Bu günün aslında bir anlamı var ama bunu seni gördüğümde açıklamayı düşünüyorum. O adamın kollarında olsan bile... En azından şu anlık! " -İskambil Prensi
Boran için bardağı taşıran damlaydı bu! Kararını vermişti artık...
•Şimdi size ufak bir sürprizim var! Yeni bi karakter için sizden birinin ismini vermek istiyorum 🙈 Aslında size ufak bi soru sorup cevabı bileneydi bu durum ama vazgeçtim yani tamamen şansınıza 🤗 Karakterin kim olduğunu da söyleyeyim mi?
Ne dersiniz? Ya da sürprizi bozmamak gerekir 🤗
Şey bir de yorum ve oylarınızı bekliyorum dememe gerek yoktur heralde 🙈 Yine çok konuştum! Sizce kim bu iskambil prensi? 🎈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JÜLYEN JÜLYEN AŞK!
ChickLitMiray DANER... Aşçılıkta bir dünya markası! Hatta öyle ki yazdığı bir de yemek kitabı var hemde adı JÜLYEN JÜLYEN... Peki bir aşçı nasıl aşka yakalanırdı? Boran KUZUM... İşletme konusunda masterını yurtdışında tamamlamış genç iş adamı! Kendisi göz...