Gitme miray...

530 37 38
                                    


Miray tangodan sonra ortadan kaybolmuştu. Yani kendi sığınağına gitmişti. Mutfağına...
Genç kız aslında kendisine kızmıştı! Saçmasapan düşünüp saçmasapan davranmıştı. Resmen o adamın tuzağına girmişti. Evet! Evet resmen tuzaktı bu! Onu etkilemesi ve gizli bi çekim içinde olmaları bi tuzaktı!

Boran genç kızın birden gitmesiyle büyüden uyanmıştı. Aslında peşinden gitmek istemişti ama ne söyleyecekti ki? Gitmemeyi tercih etti genç adam...
Bi düşündü Boran o an... Bu zamana kadar hep kaçmamış mıydı? Hep en kolayını seçmemiş miydi? Anlık gelen cesaretle burda kalmaması gerektiğini ve onun yanında olması gerektiğini hissetti. Her ne kadar genç kız ortalarda gözükmesede onu bulabilirdi! Geçmişi düşündü genç adam... Gülümsedi bi an... Genç kız her zaman sığınağını aynı seçmişti.
Ayakları kendinden bağımsız mutfağa doğru gitmeye başlamıştı bile...

Yıllar önce...
Barış ve ozan bahçelerinde otururken ozanın küçük prensesi salıncakta sallanıyordu. Tabi barışın zıppır oğluda havuz kenarında oyununun keyfine bakıyordu.
Ozan: Ezgi hayatıım?
Ezgi: Efendiim
Ozan: Hani kahveler?
Ezgi: Ay lafa dalmışız ozan getiririm birazdan...
Ozan: Görüyosun dimi barış birbirlerini bulunca bizi unutuyolar!
Barış: Bırak takılsınlar özlemiştirler dedikodu yapmayı ozan!
Ozan: Haklısın.
Barış: Boranında doğum günü yaklaşıyo
Küçük kız tam bu konuda babasının yanında gelmişti...
Miray: Babi doğum günü ne demek?
Ozan: Her yıl kutluyoruz ya hani senin doğduğun günü hayatım işte bu da boran abinin doğduğu günmüş
Miray: Boyan bi daha mı doğucak
Genç kız şaşkınlıkla ellerini ağzına götürmüş gözlerinide olabildiğince açmıştı. Bu lafı üstüne babaları gülmüştü. Miraysa havuz başındaki çocuğun yanına koşarak gitmişti.
Miray: Boyaaan
Boran: Ne var
Miray: Biliyo musun sen yeniden doğucakmışsıın
Boran: Saçmalama miray o dediğin imkansız
Miray: Babamlar konuşuyken duydum ama
Boran: Bak küçük kız sen yanlış anlamışsındır
Miray: Ben küçük değilim!
Boran: Miray sen mini minnacıksın!
Miray: Değiliiim!
Miray paytak adımlarla bahçe kapısındaki basamaklara gitti. Boyuna kadar olan yere geçti oturdu. Boranda mirayın peşinden gidip yanına oturdu.
Boran: Küstün mü bana?
Miray: Hıh
Boran: Küçük müsün sen
Miray: Değiyim dedim ya!
Boran: O zaman neden küsüyosun
Miray bağladığı kollarını çözdü.
Miray: Bak bayıştım işte
Ezgi: Miraay kızıım?
Miray: Annem çağyıyo
Boran: Miray gitmeden seni öpebilir miyim?
Boranın aklı gayet yerindeydi peki ama küçük kızın? Küçük kız öpmek ne demekti diye düşündü ama boranın ona bi kötülük yapmayacağını bildiği için kafasını salladı.
Boran eğilip küçük kızı öpünce kalbindeki kıpırtıları hissetti. Küçük kızda boranın öpücüğünden sonra kızarmaya başlamıştı. Koşarak mutfağa gitti küçük kız...

Anıları buraya kadar gayet güzeldi! Ama sonrası?
Sonrasında utandığı için mutfak dolabına saklanan mirayı aramakla geçmişti günleri... Boran daha küçük yaşta kaybetme korkusu yaşamıştı miray yüzünden... Ama genç adamın o gün verdiği bi söz vardı ki... İkisininde hayatını derinden etkileyecekti.

Boran mutfağın kapısına gelince umarım yine dolaba saklanmamışsındır küçük kız diye düşündü.
Kapıyı araladığında içeride mirayı göremedi.
Boran: Yine mi dolaba saklandın küçük kız?
Miray işte bunu beklemiyordu! O nereden biliyordu küçükken sürekli mutfak dolabına sakladığını?
Miray kiler bölmesinden çıkıp boranın onu görmesini sağladı.
Miray: Kimsin sen? Benim sığınağımı nereden biliyosun?
Boran: Beni gerçekten hatırlamadın mı?
Miray: Nereden hatırlıycam seni ben be!
Boran: Cidden mi Miray! Cidden beni unuttun mu?
Miray: Yahu tanımıyorum ki unutayım!

Boran bi an kızın haklı olabileceğini düşündü. O günden sonra taşınmıştılar. Hem miray o zaman küçücüktü hatırlamaması normaldi! O zaman bizde ufak ufak hatırlatmaya başlarız kendimizi boran dedi kendi kendine...

Boran: Ozan amca nasıl?
Miray: Babamı nereden tanıyosun?
Boran: Sence sadece babanı mı tanıyorum?
Miray: Benimle oyun oynamayı kes!
Boran: Belki bu beni sana hatırlatır...

Boran: Miray gitmeden seni öpebilir miyim?

Miray: Be-ben sanırım gitsem iyi olacak!
Miray hatırlamıştı o anı yani net değildi tabi ki ama o gün ilk kez mutfak dolabına saklandığı gündü onun nasıl unutabilirdi ki? Ayrıca karşısındaki adam ne kadar değişmişti! Eskiden miraya hep borana abi dedirtmeye çalıştıklarında miray abi demeyi sürekli redderdi.
Genç kız bi an umarım herşeyi net hatırlamıyosundur boran diye düşünmeden edemedi yoksa nasıl bakardı yüzüne?

Boran: Gitme miray...
Miray: Ş-şey bide yıllık iznimin tamamını kullanmak istediğimi şu an size beyan etmiş bulunuyorum!
Boran yıllar sonra küçük aşkını bulmuştu ama o gitmeyi mi seçiyordu?
Boran: Siz derken? Miray sana cidden inanamıyorum!
Miray: Hoşçakalın boran bey!

Miray eve gittiğinde gizemin sorduğu soruları bile es geçerek yatağına yattı. İzninin tamamını yatağında geçirebilirdi! O adamın birden bire çıkmasıyla herşey alt üst olmuştu!
İstifa mı etsem acaba diye düşünmeden edemedi. Ya da vazgeçti! O kaçmazdı! Boranı onu öptükten sonra bi daha hiç görmemişti ve birden karşısında görünce bunun şokunu hala atlatamamıştı sadece. Miray o an kalbine kızdı! Yine aynı pıtırcıklar vardı işte!

Sabah gizemin çığlığıyla uyandı miray.
Gizem: Miraaaay koş kız kim buu?

Eveet bir bölümü daha en heyecanlı yerinde bitirdiğime göre bi sonraki bölümde görüşürüüz 💃🏻

JÜLYEN JÜLYEN AŞK! Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin