Miray ve Boran el ele hotelden ayrılırken tolganın aklı nilaydaydı. Nilay daha önce gitmişti. Hemde işlerini bahane ederek! Tolga bunun üzerine çok düşünmüştü. Artık sapancada herkesten uzak kalmak yerine sevdikleriyle özellikle nilayla birlikte olmak istiyordu. Miraylar hotelden çıkarken tolga arkalarından seslendi.
Tolga: Miray!
Boran gene ne istiyor bu diye fısıldadı. Miray kıkırtılar halinde arkasını dönerken boran tapılası gülüşünü sergilediği için mirayın elini sıktı. Bunun anlamı benden başkasına gülme demekti...
Miray: Efendim tolga?
Tolga: Sana bi teklifim var.
Boran: Pardon?
Tolga: Öyle değil be gelin biraz konuşalım şurda gitmeden size kahve ısmarlıyayım
Boran kaşlarını çatmış miraya şu arabaya binelim basıp gidelim bakışı atıyordu ancak miray nolur biraz kalalım diyordu. Boran sevdiği kıza kıyamazdı ki... Genç adam elini sahiplenircesine sevgilisinin omzuna attı ve kendine çekti. Genç kızı içine sokmak istercesine sarıldı...
Boran: İyi öyle olsun ama çok vaktimiz yok!
Miray: Teklifin ne merak ettim açıkçası?
Boran: Neyini merak ettiniz miray hanım?
Miray: Öyle değil sevgilim...İşte tek bi kelimeyle boran orda çoktaan buharlaşma kıvamına gelmişti. Ne demişti o? Ne? Sevgilim... Mirayın sevgilim demesi ve o içten tebessümüne dünyaları verebilirdi! Güldüğünde kısılan okyanusları... Duygularından derinlikleri oluşan okyanuslar... Paha biçilemez bi madendi genç adam için.
Kafeye geldiklerinde tolganın karşısına boran oturmuştu. Sanki tolga mirayla göz teması kurarsa büyü bozulacak gibi hissediyordu.
Hangi cadı gelirse gelsin masallardaki büyülerden daha kuvvetliydi oysaki aşkları...
Tolga: Ben istanbula geri dönmeyi planlıyorum.
Boran: Ee yani?
Tolga: Orda bi restoran açma düşüncesindeyim.
Miray: Restoran mı?
Miray için önemli olan kısım burasıydı. Restoran açılacaktı. Restoran demek mutfak demekti. Mutfak demek kendi benliğini bulmak demekti onun için...
Tolga: Evet ve senin hep bi restoran açmak istediğini biliyorum.
Boran: Öyle mi?
Soran gözlerle miraya baktı. Bu konuyu hiç konuşmadıklarını fark etti boran...
Miray kafasını salladı onaylar anlamda.
Tolga: Diyorum ki gel beraber açalım. Ben yönetimde durayım sende kendi restoranının mutfağında. Ne diyosun?
Miray olabilir derken boran olmaz demişti.
En sonunda bunu özel olarak konuşmaya karar verip daha sonra bildireceğini söyledi miray... En azından böylece tolganın önünde tartışmamış olacaklardı.Yol ilk yarım saat çok sessiz geçmişti. Ama ikisininde kafasında bazı tilkiler geziyordu.
Boran o an miray başka yerde çalışırsa istediği zaman sevgilisini görememe derdine düşmüştü. Miraysa boranın neden olmaz dediğini anlamaya çalışıyordu. Ama işte sadece çalışıyordu zira anlayamıyordu! Hayali olduğunu bile bile nasıl olmaz demişti ki? Neden demişti?Miray sessizliği bozmaya niyetliydi.
Miray: Neden?
Boran: Ney neden?
Miray: Hayalim olduğunu biliyosun boran neden istemedin neden olmaz dedin?
Boran: Çünkü...
Miray: Bana mantıklı bi açıklama yap lütfen! Sana yalvarıyorum... Düşünüyorum ama mantıklı hiç bişey bulamıyorum!
Boran: Seni sürekli yanımda istiyorum tamam mı? O herifle sürekli dip dibe olmanı istemiyorum!
Düşününce miray anlayışla karşılamıştı yani sürekli yanında olmasını istemesi fazla bencilce olsada kendisinin sevmediği biriyle boranın sürekli yan yana olduğunu düşününce yeterince hak vermişti! Öyle bişey olamazdı! Yani bırak sevmediği kadının boranın yanında durmasını sıkıysa hele bi konuşsun diye düşündü!
Bi yandan hak versede içi yinede burkuldu... Yıllardır istediği bişeydi sonuçta...
Miray: Ama hayalim...
Boran: Hayatım bu kadar istiyosan açarız sana bi yer dert ettiğin şeye bak
Miray: Dert etmiyorum sadece kendi paramla açmak istiyorum! Bende bilirim babamın parasıyla bi yer açmasını ki babamın parasıyla bile açmıyorum sevgilimin parasıyla hayatta açmam!
Boran: Ben olayım ortağın?
Miray: Ne fark edicek boran? Oldu olacak hoteldeki ekiple beraber çalışayım?
Boran: Hoteldeki ekip demişken o burak angutunu gittiğim gibi atıcam haberin olsun
Miray: Yapma desem ne değişicek...
Boran: Hiç bişey!Sonrasında yol boyu hiç bişey konuşmamıştılar. Boran tüm yol restoran işini düşündü. Miraysa uyumayı tercih etti.
En sonunda boran her ne kadar karşı çıksada istanbula gidince tolgayı arayıp detaylıca konuşacaktı. Madem sevgilisini bu mutlu edecekti o zaman bi şekilde kabullenecekti. Gerekirse mirayın yanından asla ayrılmazdı. Yeterki sevdiği kadın mutlu olsundu...İstanbula geldiklerinde boran mirayı eve kadar taşıdı. Gizem soru sormak istesede boranı darlamak yerine mirayın uyanmasını beklemenin doğru olacağını bildiği için pek bişey demedi.
Boran eve gitmeden emreyle konuşup o yokken neler olduğunu öğrenmesi gerektiğinin farkındaydı. Bu yüzden hızla emrenin evine gitti.
Boran kapıyı çaldığında emrenin söylenmesini duydu.
Emre: Kimsiiin
Boran: Eben?
Emre kapıyı açtığında boran istemsiz göz devirdi.
Boran: Bi kerede üşenmeden homurdanmadan aç kapıyı
Emre: Prensip meselesi...
Boran: Senin prensinbini ben... Neyse! Ben yokken neler oldu?
Emre: İşte ben nezaretlere düştüm falan güzeldi.
Boran: Nasıl ya?
Emre: Miray anlatmadı mı?
Boran: Neyi?
Emre: Burakla kavga ettim yani gizemdeydim ben sonra biri kapıya dayandı bi baktım burak bende allah ne verdiyse daldım
Boran: Helal olsun keşke beni bekleseydin
Emre: Ne deseydim kardeş sen geç bekle bi kaç güne boran gelir mi deseydim?
Boran: Şerefsiz...Boran mirayın neden söylemediğini anlamadı. Hoş söylesede söylemesede burak için sınırlı vakit kalmıştı. Kendi fermanını kendi yazmıştı! Ya evde miray olsaydı? Ya mirayın aklını karıştırsaydı? Bu ihtimallerle daha da sinirlendi genç adam!
• Yeni bölümle karşınızdayıım. Bi sonraki bölümden ufak bi spoiler verip kaçıyorum. Bi sonraki bölüm mükemmel bi burak boran kavgası görücez! Boran sonunda sinirlerine hakim olamayacak gibi görünüyor! Peki bu sinir mirayı nasıl etkileyecek? Hepsi için yeni bölümde görüşmek üzere... 💃🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
JÜLYEN JÜLYEN AŞK!
ChickLitMiray DANER... Aşçılıkta bir dünya markası! Hatta öyle ki yazdığı bir de yemek kitabı var hemde adı JÜLYEN JÜLYEN... Peki bir aşçı nasıl aşka yakalanırdı? Boran KUZUM... İşletme konusunda masterını yurtdışında tamamlamış genç iş adamı! Kendisi göz...