4

7.5K 420 183
                                    

"Hilal ateşin yeni yeni düşüyor. Lütfen asur (zorluk) çıkarma. Behbudun (sağlığın) için iyi bakılman mühim." diyerek elindeki küçük sini (tepsi) ile yatağa Hilal'e dönük bir şekilde oturdu. Ateşi çoğunlukla düşmüştü lakin yine de yükselme gareri (tehlikesi) vardı. Ve açıkçası bu garer Leon'u çok korkutuyordu. Bu sebeple şu an yatağında elinde siniyle oturmuştu. "Bunu içmen gerek..." dedi Leon Hilal'in gözlerinin içine bakarak. "Hayır, iyiyim. Gerek yok." diyerek gözlerini kaçırdı genç kız. Leon'dan hamamda olanlardan sonra dehşet utanıyor ve zaten az olan diyaloglarını yok etmeye çalışıyordu.

Leon ise hamamda hissettiği ağrazını (arzularını, isteklerini) görmezden gelmeye çalışıyordu. Aksi takdirde şu an kızın gözlerinin içine bile bakamazdı. "Hilal... lütfen." diye ısrar eden Leon'a karşı sadece gözlerini kaçırdı Hilal. Bu görmeye alışık olmadığı bir muameleydi. Evde hastalandığı vakitlerde de annesi ilgilenirdi lakin bu kadar üstüne düştüğünü hatırlamıyordu. Hele hele abisini hiç böyle görmemişti? Babası... babasıyla ilgili hatırladığı anıları silik silikti.

Leon gözleri uzaklara dalan kızın ona cevaz (izin) verdiğini düşünerek hareket etti. Kaşık yardımıyla çorbadan biraz aldı. Dumanı üzerinde tüttüğünden kaşığa doğru hafif hafif üfledi. Hilal dudakları hafifçe açılmış, teğmenin ne yaptığını anlamaya çalışıyordu. Çorbasını ona Leon mu içirecekti? Kaşığı Hilal'e yaklaştırdığında genç kız teğmenin ona bakmayan gözlerinden ayırmadı gözlerini.

Leon tası kaşığın altında bir micenn (kalkan) misali kullanıyordu. Gözleri önce küçük hanımın hafif açılmış şekilli dudaklarına kaydı. Ardından hızla yutkundu gözlerini gözlerine çıkardı Hilal'in. Leon fısıldadı. "Aç..." Hilal kaşlarını biraz çattı. Leon bu haline gayri ihtiyari gülümsedi genç kızın. "Aç." dedi gülümsemesi dudaklarındayken.

Teğmenin bu hali Hilal'in gözüne o kadar tatlı gelmişti ki, o an genç adamı bir kediyle özdeşleştirdi içinden. Hilal kedileri çok severdi. Evlerinin önüne gelenlere muhakkak yiyecek verirdi eskiden. Selanik'teyken babasıyla birlikte onlara yuva bile yaptıklarını hatırlıyordu genç kız. Eskiyi anımsaması mavi gözlerine gölge düşürmüş dudaklarına da özlem dolu bir gülücük yerleştirmişti. Bu gülücük çok belli belirsizdi. Ardından ona bakan gözleri hatırladı ve dudaklarını hızla yalayıp ağzını açtı. Leon kaşığı genç kızın dudakları arasına sıkıştırdı. Hilal sıcaklığı üzerinde olan çorbayı yavaşça yuttu.

"Annem ben hastayken hep bu çorbadan yapardı bana. Ne zaman içsem kendimi daha dinç hissederdim. Umar- ah, ne diyordunuz siz... Heh, i-işallah sana da iyi gelir." dediğinde Hilal gülüşünü tutamadı. Leon anlamadığı için kaşlarını çatmışken Hilal düzeltti genç adamı.

"İnşallah. Doğrusu inşallah." dediğinde Leon da kendi haline güldü. Kendilerini aynı yatakta aynı şeye gülerken bulmak ikisi için de tuhaf bir deneyim, tuhaf bir hadiseydi. "İnşallah?" diye sorduğunda Yunanca aksanı ile Hilal'in kullanmaya alışkın olduğu kelam çok farklı ulaşmıştı genç kızın kulağına. Yine de uzatmadı ve gülerek başını salladı olumlu bir şekilde.

"Leon ben kendim yiyebilirim, gerçekten." diyen Hilal'e anında cevap verdi Leon. "Hilal izin versen?" diye sorduğunda genç kızın aklına mapusta bileğine merhem sürerken de Leon ile aynı şeyleri yaşadığı geldi.

"Bileğime merhem sürerken de aynısını yapmıştın..." dediğinde Leon tasa indirdi bakışlarını ve gülümsedi. "Sevdiğim, değer verdiğim insanlara yardım etmek benim için en önemli şey." dediğinde Hilal güçlükle yutkundu. Leon ise ek bir şey daha söylemedi. Kaşığı çorba ile doldurdu üfledi ve genç kızdan izin isteyip ona yedirmeye devam etti.

Sessizlik ile ervahının (ruhlarının) ahengi şu durumda paha biçilemezdi.

*

"Daha iyi misin şimdi?" Diye soran Leon'a kafasını salladı. Gardını indirmek istemiyordu genç kız lakin genç adamın bu tarafını görmesi gardını elinde tutmasını zorlaştırıyordu. Leon iyi bir adamdı. Hilal bunu görüyordu fakat buraya geliş sebebinin hürriyetine el koymak olduğu gerçeği aklından asla çıkmıyordu. Üniformasını unutamıyordu. Eğer buraya bu sebeple gelmemiş olsaydı Leon ile çok iyi arkadaş olabilirlerdi pekala. Lakin gerçekler bu hayalini gölgede bırakıyordu. Bu odanın köşesinde asılı duran o üniforma gerçeklerden sadece biriydi.

AĞRÂZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin