8. Bölüm

7.6K 580 195
                                    

Medyada Jimin'in tayfası var *-*

Hatalarım varsa kusura bakmayın.

✴✴✴✴✴✴✴

Taehyung

Okuldan içeri girdiğimde Jin hyungun her zamanki gibi Namjoon hyungların masasında olduğunu görünce gözlerimi devirdim.

Cidden bir saat uzak kalınca birbirlerini deli gibi özlemleri saçmaydı. Bazen rahatsız edici olabiliyorlardı.

Homofobik değildim. Jin hyung ve Namjoon hyung cidden yakışıyorlardı. Onlar gibi desteklediğim gibi bazı çiftler de vardı. Ama yolda yürürken karşıma 2 öpüşen çocuk çıksa tiksinirdim.

Yani kişiden kişiye değişen bir şeydi. İç çekip yanlarına kısaca günaydın deyip oturdum. Bakışlarımı boş yanıma çevirdikten sonra Jin hyunga baktım.

"Jungkook gelmedi mi? "

"Hayır. Telefonu da kapalı. Bir hafta kaybolma alışkanlığı tekrar başladı sanırım."

Sıkıntıyla nefes alıp geriye yaslandım. Ne zaman morali bozulsa ya da üzülse bir yerlere gider ve bir hafta gelmezdi.

Yani bir hafta boyunca yalnız takılacaktım. Jin hyung sevgilisinden ayrılmazdı. Gerçi ben olsam bende ayrılmazdım. Çantamı alıp ayağa kalktım.

"Sınıfta uyuyacağım. Derse girecek misin hyung? "

"Tabiki! Jiyong hocayı kapmana izin verir miyim?"

Gözlerimi devirerek okula girdim. Üçümüz sürekli Jiyong hocanın gözüne girmek için elimizden geleni yapardık. Ama onun gözde öğrencisi Jungkook'tu. Yine de bir haftayı güzel değerlendirebilirdim.

"Taehyung! Bekler misin? "

Arkamı döndüğümde Hoseok hyungu gördüm. Yanıma nefes nefese geldiğinde merakla ona bakmaya başladım.

"Senden bir şey isteyebilir miyim?" dediğinde kafamı salladım.

"Benimle sinemaya gelir misin? "

"Neden ben?" diye sordum. Daha önce hiç muhabbetimiz olmamıştı.

"En sevdiğim film çıktı ve ben tek başıma gidemiyorum. Çifte kumrulardan isteyemem. Suga tüm gün uyuyor. Jimin hayatta gelmez. Geriye sen kaldın. Bizden başkalarına güvenmiyorum. Gerçi sizle de yakın değiliz ama zararsız olduğunu biliyorum. Gelir misin? "

"Telefonunu ver kaydediyim. Bana saati mesaj olarak atarsın."

Hevesle telefonunu verdiğinde numaramı kaydedip geri verdim. Teşekkür edip gülümsediğinde bakışlarım gülümsemesine kaydı.

İtiraf etmem gerekirse gülüşü muazzamdı. Kızların neden iç çekerek ona baktığını şimdi daha iyi anlıyordum sanırım.

Gülümseyerek elimi sallayıp sınıfa girdim. Sırama oturduğumda gülüşüm silindi. Jungkook'un yokluğu kendini belli etmeye başlamıştı ve ben onu şimdiden özlemiştim. Hemde dün görmeme resmen!

Sanırım içime Jin hyung kaçmıştı.

"Suratın neden asık senin? Jungkook'u şimdiden özledin mi yoksa? Daha birkaç gün önce Namjoon'u sürekli özlediğim için burun kıvıran çocuğa bakın! "

Jin hyung kahkaha atarak yanıma oturduğunda gülümseyerek beline sarılıp başımı göğsüne yasladım. O da anında kollarını omzuma yerleştirdi.

"Jungkook iyidir değil mi hyung? Dün babası fazla sert konuştu."

"Bilmiyorum ama umarım iyidir. Genelde bir haftada kendini toparlayıp geri dönüyor ama dün ki sözler babasının en ağır sözleriydi. Jungkook umarım fazla durmaz. "

Haphephobia ||JiKook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin