18. Bölüm

4.3K 329 111
                                    

Medya da VHope *-*

Hatalarım varsa kusura bakmayın.

✴✴✴✴✴✴✴✴

Sahilde öylece yürürken az önceki olayları düşünüyordum. Çok saçma ve basit bir şey üzerine tartışmış ve konuyu büyütmüştük.

Ama yaptıklarımdan pişman değildim. Haklı olan bendim. Neden hepsi birden Suga hyungun tarafını tutup bana yüklenmişlerdi anlamamıştım ama kırılmıştım.

Tartışma fiziksel kavgaya dönüşseydi daha kötü olurdu sanırım. Jin hyung ve Taehyung da onların tarafını tutarlardı büyük ihtimal.

En çokta buna üzülmüştüm. Kardeş dediğim insanlar karşı taraftaydı. Sadece Jimin benim yanımda kalmıştı. Suga hyungu tutmamıştı.

İç çekip boş banklardan birine oturup denizi izlemeye başladım. En savunmasız ve en güçsüz hissettiğim bu zamanlardı.

Telefonum çalmaya başladığında cebimden çıkarıp baktım. Jin hyungun aradığını görünce gülümseyerek telefonu kapattım.

Şimdiden pişman olmuştu. Ama hemen yumuşayacak kadar aptal değildim. Kızgınlığım ve kırgınlığım geçene kadar burada duracaktım.

"Merhaba evlat. "

30 lu yaşlarda bir adam gülümseyerek bana bakarken başımla selamladım. Yanıma oturduğunda ters bir şey söylememek için dilimi ısırdım. İzin alsaydı bari!

"Neden tek başına oturuyorsun? Üzgün gibisin."

Adam dikkatle yüzüme bakarken bakışlarından rahatsız olup yerimde kıpırdandım. Başını denize doğru çevirdiğinde bende denize baktım.

"Ufak bir tartışma yaşadım arkadaşlarla. "

Adamın dudakları kıvrıldığında kaşlarımı çatarak yüzüne baktım. Garip birisiydi. Sanki beni tanıyormuş gibiydi bakışları.

"Daha çok gençsiniz. Olur öyle şeyler. Aranızı düzeltin çok geç olmadan."

"Geç olmadan derken? "

Adam bir an paniklese de ardından gülümseyip gözlerime baktı.

"Ne zaman ne olacağımız belli değil evlat. O yüzden sonradan pişman olma. Şimdi ne yapacaksan yap."

Adam yerinden kalkıp giderken arkasından baktım uzun süre. Bakışları rahatsız ediciydi. Konuşması tanıdık gibiydi. Kimdi bu adam?

Telefonum çalmaya başladığında uzun süre telefona baktım. Bu sefer Taehyung arıyordu. Telefonu kapatacağım sırada adamın dedikleri geldi. Aniden fikir değiştirerek telefonu açtım.

"Kookie! 3 saattir sana ulaşmaya çalışıyoruz. Neredesin? "

"Sahildeyim. Ne oldu?"

"Eve gelecek misin? "

Bir süre sessiz kaldım. Çocuk gibi küs kalmak istemiyordum ama benim yanımda olmamaları beni gerçekten kırmıştı.

"Hayır kendi evime gideceğim. Jimin'e iyi bakın."

"Jungkook bak özür dil-"

Konuşmasını bitirmesine izin vermeden kapattım. Eğer özürünü dinleseydim dayanamaz affederdim. Ama bu sefer hemen affetmek istemiyordum.

Banktan kalkıp evime doğru yürümeye başladım. On dakikalık mesafe vardı zaten. Hem ne kadar aklımı dağıtırsam o kadar iyiydi.

Evin sokağına girdiğimde izlenilme hissi tekrar kendini belli etmişti. Etrafıma ve arkama bakıp kimsenin olmadığını görünce hızla eve girdim.

Haphephobia ||JiKook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin