17. Bölüm

4.4K 344 81
                                    

Medya da Jungkook *-*

Hatalarım varsa kusura bakmayın.

✴✴✴✴✴✴✴

Gözlerimi yavaşça açtığımda direk saate baktım. 12 ye geliyordu. Gülümseyerek Jimin'i izlemek için arkama döndüğümde kaşlarımı çattım. Yerinde yoktu.

Yerimden kalkıp banyoya baktığımda orada da yoktu. Yerdeki kıyafetlerimi giyip Jimin'i aradım. Telefonu odanın içinde çalmaya başladığında küfür savurup odadan çıktım.

Otelin terasına, bahçesine ve yemekhanesine bakmıştım ama yoktu. Koşarak odaya tekrar çıktım. Yatağın üzerindeki telefonumu alıp WhatsAppa girdim.

Suga ve Diğerleri.

Kookie : Jimin sizin yanınızda mi?

Horseok : Hayır. Ne oldu?

Kookie : Dün otele gelmiştik. Sabah yoktu. Her yere baktım.

PinkJin : Oha! Seviştiniz mi *-*

Kookie: Jimin hiçbir yerde yok diyorum siz ne diyorsunuz

TaeTae : Utandığı için eve gitmiştir belki?

Swagi : Az önce annesi aradı beni. Evde değil.

Küfür savurarak telefonu kapattım. Haber vermeden gideceğini sanmıyordum. Ne olmuş olabilirdi?

Gözlerim dolmaya başlarken yatağa oturup başımı ellerimin arasına aldım. Nerede ne yaptığını bilmiyordum. Kötü müydü?

Odanın kapısı açıldığında hızla yerimden kalkıp kapıya baktım. Jimin'i görür görmez üzerine atlayıp sarıldım.

"Neredeydin bebeğim? Çok korktum. "
"Üzgünüm haber veremedim."

Jimin gülümsemeye çalıştığında inanmadığımı belirtircesine kaşlarımı kaldırdım.

"Söyle hadi sevgilim. Neden asık suratın? "

Jimin'in gözleri dolmaya başladığında masanın üzerindeki telefonunu açıp mesajlar kısmına girdi. Telefonu uzattığında alıp baktım.

Jungkook uyurken ne güzel değil mi? Ama onu yarın saattir izlemen hoşuma gitmedi. Otelin karşısında ki otele gel. Yoksa Jungkook için iyi şeyler olmaz.

Telefonu sinirle kapatıp Jimin'e baktım. Jimin bakışlarını kaçırdığında elimi çenesine koyup bana bakmasını sağladım.

"Ya sana bir şey yapsaydı? Neden tek başına gittin? "

"Kalabalık yer diye gittim. Zaten sadece kutu vardı. Senin fotoğrafın vardı. Kanlar içindeydi. Gerçek kan."

Bu sefer ben bakışlarımı kaçırdım. Adamın niyeti kötüye gidiyordu. Ya beni öldürmek istiyordu yada gözümüzü korkutmak.

"Tamam ağlamak yok. Hadi diğerlerinin yanına gidelim. "

Jimin elimi tuttuğunda odadan çıktık. Otelden çıkıp taksiye bindik. Adama evi tarif ederken Jimin'in etrafa baktığını fark ettim.

"Kimse yok. Bakma artık bebeğim."

Jimin başını omzuma yasladığında gülümsedim. Korktuğunu biliyordum. Bende onu kaybetmekten korkuyordum. Ama güçlü durmak zorundaydık.

Eve geldiğimizde ücreti verip indik. Cebimden anahtarı çıkarıp kapıyı açtım. Salona girdiğimizde herkes kendi halinde takılıyordu.

"Sonunda gelebildiniz! " dedi Jin hyung.

"Taehyung ve Hoseok hyung nerede?"

O anda zil çaldığında Jimin kapıyı açmaya gitti. Arkasından bakarken sırıttım. Yürürken yüzünü buruşturup duruyordu. Canı acıyor olmalıydı.

Dün dönüşümlü yapmıştık. Bende acı olmamasına rağmen onun nasıl canı yanıyordu merak ediyordum.

Hoseok ve Taehyung da içeri girdiğinde onlara döndük. Taehyung Hoseok'un kucağındaydı. Hoseok Taehyung'u indirdiğinde yüzünü buruşturdu.

"Ne oldu Tae? "

Suga hyungun dediğine dudaklarını büzüp zorlukla koltuğa oturdu. Olayları anlamaya başladığımda kahkaha patlattım.

"Aile yemeğinden sonra streslerini atmak için farklı yol seçmişler."

Diğerleri de gülmeye başladığında Taehyung başını öne eğdi. Jimin de Taehyung gibi kızarmıştı. O da aynı durumdaydı.

Jin hyung banyodan temizlik malzemelerini getirdiğinde kaşlarımızı çattık.

"Temizlik yapacağız. İtiraz eden olursa tüm gün başında dır dır ederim. "

İtiraz etmek için açtığımız ağızlarımızı kapattığımızda Jin hyung zaferle gülümsedi.  Oflayarak yerimden kalkıp viledayı aldım. En kolay bu gibiydi.

Jin ve Namjoon hyung camları silerken, Hoseok tozları alıyordu. Suga etrafı ve çöpleri toplarken, Jimin mutfağı hallediyordu. Taehyung da benim sildiğim yerleri kuruluyordu.

Yerleri silmeyi bitirdiğimde koltuğa oturdum. Taehyung da yanıma oturdu. En kolay işi biz kapmıştık.

Hoseok çığlık attığında ona baktım. Suga hyung elinde ki meyve suyunu üzerine dökmüştü. Hoseok hyung küfür savurarak Suga hyungu koşturmaya başladığında güldüm.

"Koşmayın düşeceksiniz! "dedi Jin hyung.

Suga hyung arkasına bakarak koşarken kovaya çarpıp yere düştü. Kovada ki su yere dökülürken gözlerimi kocaman açtım.

"Jungkook bu kova buraya mı konur?"

"Önüne bakmadan koşan sensin hyung. "

Suga hyung alayla gülüp yerinden kalktı ve karşıma geçti. Cidden tartışacak mıydık?

"Temizle."

"Hatalı olan sensin hyung. "

Suga sinirle bana bakmaya başladığında bende inatla ona baktım. Tartışmak istemiyordum ama beni de ezmesine izin vermeyecektim.

"Sen temizle Jungkook."

"Neden hatanı kabul edip sen temizlemiyorsun hyung? "

"Hey kavga etmeyin. Jungkook lütfen sen temizle. Senin hatandı."

Şaşkınlıkla Jin hyunga baktım. Cidden onun tarafını mı tutacaktı? Sinirle gülüp elimi saçlarımın arasından geçirdim.

"Önüne bakarak koşsaydı dökülmezdi. Benim suçum yok. Temizleyemeyeceğim. "

"Kook abartıyorsun. Temizle işte."

"Sende mi Tae? O koca başka yerde olsa yine dökülecekti. Çünkü önüne bakmıyordu. "

Hepsi başını sağa sola salladığında sinirle evden çıktım. Cidden hepsi de Suga hyungun yanındaydı. Jin hyung ve Taehyung bile.

Demek ki gerçek bir kavga olsaydı Jin hyung ve Taehyung onun yanında olacaktı.

Belki de kardeşliğimizi gözden geçirmemiz gerekiyordu.

Aslında bölüm pek böyle değildi. Ama önceki yazdığım kaydedilmemiş. Bu yüzden böyle yazdım.

Kısa ve saçma oldu. Çünkü aceleyle yazdım. Bu yüzden üzgünüm. Neyseki diğer bölümler sağlam.

Diğer bölümde görüşürüz!

Çokçokçok öptüm *-*

Haphephobia ||JiKook||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin