Kim Taehyung'a doğru iyice döndüm ve dikkatle baktım. Yüzü benim yüzümden çok daha güzeldi. Bebeksi ve hassas görünüyordu. Bu kadar güzel olması suçtu. Bir kız olarak kıskanmıştım.
Düşünce baloncuğumu patlatıp geriye doğru birkaç adım attım. Geçen seferki gibi düzgünce konuşabileceğimi düşünmüştüm ama öyle olmamıştı. Sanırım yalnız olmamız en büyük etkendi. Heyecanlanıyordum.
" Si.. Sizz.. Burada olmamalıydınız.. Çalışma saatleriniz bitti diye biliyordum." dedim sesimin ardındaki heyecanı gizlemeye çalışarak.
Gülümsemesi yüzünden yavaşça silindi ve gözlerini devirdi.
"Herkes bunu söylüyor. Tanrım... Yukarda çok sıkıldım biraz dolaşamaz mıyım?" dedi ve lavabodan salona doğru yürümeye başladı.
Peşinden hafifçe koştum. Aniden durdu ve ben de ona çarparak durdum. Yönünü bana doğru çevirdi. Daha sonra saygıyla eğildim.
"Özür dilerim ve teşekkür ederim. Yani... Sabun için... Gerçekten çok teşekkürler. " dedim.
Hafifçe gülümsedi. " Bir dahaki sefere daha dikkatli ol, burası bighit." dedi.
Ardından yüzündeki gülümseme büyüdü ve yüzünü bana doğru yaklaştırıp fısıldadı.
"Bu şirket çok fazla titiz. Sabuncuk..."
Sabuncuk neydi?
Daha sonra yürümeye devam etti ve salondan ayrıldı. Peşinden öylece bakmıştım. Daha sonra ben de eşyaları toplayıp oradan ayrıldım.
Ertesi gün Ri Jin ile birlikte iş görüşmesi yaptığımız adamın yanına geldik. Bizi yanına çağırmıştı.
"BTS üyeleri giriş katın ve pratik odasının temizliğinden bahsettiler." dedi.
Ri Jin ile birbirimize bakmıştık. Belki beğenmemişlerdi ve bu yüzden yanına çağırmıştı.
Adam tekrar konuşmaya başladı. Göbekli ama bakımlı görünüyordu. Bilirsiniz Korede bakımlı olmayan erkek yoktur.
"Salonun ışıl ışıl olduğunu söylediler. Özellikle Taehyung gözlerinin kamaştığından bahsetti."
Gülmeme engel olamadım. Bu kadar iyiler miydi gerçekten? Kolay beğenirler miydi? Alt tarafı temizlik diye düşündüm. Daha sonra adamı dinlemeye devam ettim.
"İlk güne göre iyiydiniz. Devam etmek için sıkı çalışmanız gerek. Fighting!" dedi. Sağ elini omuz hizasında kaldırdı ve yumruğunu sıktı.
Ri Jinle tekrar birbirimize baktık ve gülümsedik. Ardından selam verdik ve "Teşekkür ederiz çok çalışacağız." dedik.
Odadan çıkmak üzereyken adam "Dün nerede görevliyseniz oraya gidin artık hep orada kalacaksınız. İlk işinizi bitirdikten sonra 4. kata çıkın. Menajer odasını da hallederseniz iyi olur. Oranın temizlikçisi bu sabah kovuldu." dedi. İkimize birer tane kağıt parçası verdi. Kağıtta menajer odasının girişi için olan şifre yazıyordu.
Onaylayıp odadan çıktık. Kapıyı kapatır kapatmaz zıplamaya başladım.
"Ri Jin bu harika değil mi o hamburgerciden çok daha fazla alıyorum ve takdir ediliyorum. Gururum okşandı." dedim.
Ri Jin kıkırdadı. Kaküllerini düzelttikten sonra "Okul bitene kadar umarım kovulmayız. Bir modacı olarak işe başlayana kadar bu işe ihtiyacımız var." dedi.
Daha sonra görevlerimizin başına döndük.
Pratik salonu yine harabe olmuştu. Anlaşılan üyeler yine dağınık çalışmıştı. Etraftaki birkaç sandviç poşetini topladıktan sonra zemini temizlemeye başladım. Yaklaşık bir buçuk saate tüm salonu bitirmiştim.
Dağınık saçlarıma daha fazla dayanamadım. Sıcaktan ölmemek için saçlarımı yukarda orta halli bir topuzla topladım. Neredeyse belime kadar uzanıyorlardı. Bağlamayı da sevmezdim ama mecbur kalmıştım.
Saçlarımı topladıktan sonra eşyaları aldım. En sonunda menajer odasına gitmek için asansöre bindim.
4.kata gelmiştim. Uzun ve geniş koridorda yavaşça etrafıma bakarak ilerliyordum. Kapılarının üzerinde üyelerin isimleri yazılı yanyana 7 kapı görmüştüm. Karşı tarafta ise menajer odası vardı.
Daha fazla oyalanmayıp menajer odasına yöneldim. Şifreyi hızlıca girdim. Ve kapıyı açtım. İçerisi karanlıktı. Normalde şirkette her odada otomatik ışıklandırma vardı. Yani insan görünce yanan ışıklardan. Ama bu odada ışıklar beni algılamamıştı.
Telefonun ışığıyla etrafa bakındım. Aniden bir telefon sesi duyuldu. Ama ses benim telefonumdan gelmiyordu. Hızlıca sesin geldiği yere hamle yapıp ışığı yüzüne tuttum. Siyah bir maske takmıştı. Üzerine atladım ve kaçak kişiyi yakaladım. Çok fazla hareket ediyordu ve bir kadındı. Hırsız olduğu kesindi ama buraya nasıl girmişti?
Bacaklarına oturdum ve kollarımla kollarını sabitledim. Aynı anda bağırmaya başladım.
"Lütfen yardım ediin!!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İ D O L |KTH| - Tamamlandı -
FanfictionAlnını örten saçlarını elleriyle düzelttikten sonra gülümsedi. Gözleri çizgi halini almıştı ve ben buna bayılıyordum. " Ben bir idolüm Eun Ha." dedi. "Aşık olmak düşüneceğim en son şey. " Bunu niçin acımasızca söylüyorsun Kim Taehyung? Ona inanılm...