Ben idolüm

3.9K 253 33
                                    

Taehyung'un karşı konulmaz cazibesine kapılıyordum. Şu an bardağı kırması toz zerresi kadar önemli değildi. Bardağın canı cehenneme. Taehyung'a birşey olmasın.

Gülümseyerek odasına yöneldim bu sırada telefonum çalmıştı. Ri Jin arıyordu. Taehyung'dan müsaade isteyip telefonu açtım.

" Alo... Evet geciktim... Sanırım daha fazla gecikeceğim.. Beni bekleme git. Ben de işim bitince geleceğim.. Peki..." deyip telefonu kapattım.

Taehyung içeri girmemi işaret ederek güldü.

İçeri girip kapıyı kapattım.

" Üzgünüm. Randevuna bile gidemiyorsun iş çıkardım sana." dedi.

"Arkadaşımla eve dönecektik. 10 dakikamı alır. Sorun değil bunun için buradayım." dedim. Ardından ekledim.

" Banyoya girebilir miyim? Bu bardakları temizlemem için birkaç eşyaya ihtiyacım olacak."

Taehyung başını onaylarcasına salladı. Ardından telefonunu kurcalamaya başladı. Tekrar bir telefon görüşmesi yapıyordu. Benden biraz uzaklaşmıştı bu yüzden duymakta güçlük çekiyordum.

Tekrar bir kız ismi söylemişti. Oldukça sinirli görünüyordu.

Bardak parçalarını özenle yerden aldım ve dikkatle çöpe koydum. Ama bir tanesi sağ işaret parmağımda ufak bir sıyrık açmayı başarmıştı.

"Ahh hadi be." diye söylendim.

Cebimden çıkardığım kağıt mendili parmağıma doladım ve kalan minik cam parçalarını süpürerek çöpe döktüm.

Bu sırada Taehyung "Beni bir daha aramamalısın." diyerek telefonu kapattı. Ardından yanıma geldi.

"Temizledim." dedim gülümseyerek.

"Ah teşekkürler."

Gergin görünüyordu. Sormam gerekiyordu yoksa meraktan ölebilirdim. Bilirsiniz merak kediyi öldürür.

"Gergin görünüyorsunuz. Kötü bir haber değildir umarım. "

Taehyung elini ensesine götürdü ve ofladı. Bunu yaparken bile tatlılığından gram kaybetmemişti.

"Bir kız var ve ..." dedi.

Daha fazla kurcalamamak adına konuştum.

" Anladım aşk meselesi. Umarım istediğiniz olur."

Taehyung alnını örten saçlarını elleriyle düzelttikten sonra gülümsedi. Gözleri çizgi halini almıştı ve ben buna bayılıyordum.

" Ben bir idolüm Eun Ha." dedi. "Aşık olmak düşüneceğim en son şey. "

Bunu niçin acımasızca söylüyorsun Kim Taehyung?

Devam etti.

" Onunkisi aşk değil saplantı. Çocukça davranıyor sadece tek taraflı." dedi.

İçten içe seviniyordum. Hatta utanmasam dans bile edebilirdim. Daha da önemlisi Taehyung beni değerli bulmuştu ve arkadaşı gibi anlatmıştı. Bu bana güvendiğini gösteriyordu.

Hemen ardından sanki düşüncelerimi okumuşcasına:

"Ve bunları sana söyledim çünkü... Sen Bangtan'ın koruyucu meleğisin. Bizi hırsızlardan kurtarıyorsun." dedi ve kocaman güldü.

" Sırrımı saklarsın değil mi? " Çocuk gibi gözlerimin içine bakıyordu.

"Tabii ki." dedim "Benden asla sır çıkmaz." Eğilerek selamladım.

" Ah bir de şu var tabii..." dedi. "Seninle yaşıt olduğumuzu düşünüyorum. Böyle eğilme lütfen. "

" 22" dedim. " Yaşım.."

"Evet doğru tahmin" deyip güldü. Ardından bakışları kağıt mendil sarılı parmağıma kaydı. Yüzünü buruşturdu ve yanıma yaklaştı. Parmağımdaki mendili aralayıp baktı.

" Buna müdahale etmem gerekecek. Sanırım sen fazla sakarsın Eun Ha. "

Öyleyim. Kesinlikle öyleyim. Seninleyken çok daha fazla öyleyim.

İçerde bir yerlerden biraz ilaç, biraz pamuk ve bir yara bandı getirdi. İlacı pamuğa sürüp özenle parmağıma dağıttı. Ufacık bir kesik için bu kadar uğraşmıştı. Onu şaşkınlıkla ve hayranlıkla izliyordum. Yara bandını yapıştırıp bitirdiğinde gülümsedi.

O mu fazla iyi kalpliydi yoksa ben ondan etkilenmek için bahane mi arıyordum? Her iki durumda da o inanılmaz biriydi. Herşeyiyle...

"İşte oldu."

" Teşekkürler ama gerek yoktu. "

"Tabii ki de vardı mikrop kapmasını istemeyiz. Sen nasıl temizlik yapıyorsun Tanrı aşkına... Odam mikrop yuvası mı yoksa?" diyerek dalga geçti.

Güldük.

" Ben... Gitmeliyim." dedim. Saatimi kontrol ederek.

10 dakikamı alır dediğim iş yarım saatten fazla sürmüştü ve dışarıda çoktan akşam olmuştu.

"Pekala görüşmek üzere Eun Ha." dedi.

Odadan çıktım. Asansöre bindim. Daha sonra zemin kata indim. Büyük kapıdan kendimi dışarı attım.

Hava berbattı. İnanılmaz bir yağmur yağıyordu ve yağmura gök gürültüsü de eşlik ediyordu.

Bighitin hemen önündeki durakta beklemeye başladım.

Yarım saat, bir saat ve en sonunda bir buçuk saat geçmişti ama beklediğim otobüs gelmemekte ısrar ediyordu. Otobüs gelmediği gibi etrafta tek bir taksi bile yoktu. Kore gibi bir yerde de hava koşullarından dolayı böyle durumlar ortaya çıkabiliyordu.

Sırılsıklam olmuştum. Deli gibi eve gitmenin yolunu düşünürken önümde beyaz bir araba durdu. Durakta tek bekleyen kişiydim. Kimse benim gibi aklını kaybetmemişti.

Arabanın ön camı yavaşça açıldı ve Jimin göründü. Evet BTS'den Jimin. Park Jimin...

Arabanın içinden bana endişeyle bakıyordu.

Selamlar sevgili okurlar ^-^ Umarım sevmişsinizdir bu bölümü. Taehyung'a saplantılı aşık olan karakter hakkında öneriye ihtiyacım var. Sizce hangi ünlü kadın idol bu rolü taşıyabilir? Bir sonraki bölümlerde görüşmek üzere desteklerinizi esirgemeyin lütfen ^-^

İ D O L |KTH| - Tamamlandı -Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin